Oh Ne Güzel! Sınavsız Üniversite
Başlıktaki cümlenin gerçekleşmesi dileğimizle yazımıza başlayalım. Peki bu mümkün mü? Elbette mümkün. Nerede, nasıl? “Ah ne güzel sistem!” veya “Ne güzel ülke!” dediğinizi duyar gibiyim. Sınava girmeden, bu işin nasıl olurunun cevabını ve sistemini aşağıdaki satırlarda okuyacaksınız. Danimarka’nın okul/eğitim sistemini ve kültürünü anlatmak amacım.
Türkiye’de geçen hafta YKS (Yükseköğretim Kurumları Sınavları) yapıldı. Gençlerimize başarılar dileriz.
Ne güzel tevafuk, geçen hafta Danimarka’da da gençler liseden mezun oldular. Öğrenciler, mezuniyet sonrası şapka giyerek bir iki gün vur patlasın, çal oynasın eğlendiler.
Gençlerin çoğu, lise bitirme notlarına göre, sınava girmeden üniversiteye alınacaklar. Kendileri hangi üniversiteye girdiklerini aşağı yukarı biliyorlar; ama yakında ilgili üniversitelerden kabul edilip edilmediklerine dair mektup alacaklar. Türk gençlerinin, başarı konusunda Danimarkalı gençlerden hiç de kalır tarafları yok. Bu yıl Filistinli bir kız, üç yıl içinde yapılan 36 sınavın hepsinden en yüksek not olan 12 alarak rekor kırdı.
Bazı verileri bilmeden, sakın iki ülke arasında kıyaslama yapmayın. Yanlış sonuca ulaşırsınız. Ülkelerin milli gelirlerini, siyasi ve sosyal yapılarını, ödedikleri vergi oranlarını öğrendikten sonra yapın kıyaslamanızı. İşte o zaman doğru sonuca ulaşırsınız.
NOTLAR VE ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ
Danimarka’da lise eğitimi kalitelidir, öğrenciler zorlu sınavlardan geçerler. Lise birinci sınıftan itibaren üç yıl içinde, yıl içi ve yılsonu aldıkları notların (25-30 ders) ortalaması ile üniversiteye girerler. Lise son sınıfta, seçilen bölüme göre en az 5-7 dersten müfettişin de katıldığı bir sınav yapılır. Peki, bu bizde mümkün mü? Şehrinizdeki, ilçenizdeki liselerin eğitim düzeyi aynı mı? Bölgelere göre, yörelere göre, liselerde sınavlarda verilen notlar ne kadar objektif olabilir? Önce sistemi düzgün kurmak, sonra uygulamayı düzgün yapmak gerek.
Notu yetersiz olan öğrenciler, seçeceği meslekle ilgili sosyal sorumluluk çalışmaları yapmışlar, yurtdışı ülkelerde bulunmuşlar ve oralarda ilgili kurslara gitmişler vb. çalışmalar yapmışlarsa üniversitelere girilebilme imkanları vardır.
Genç, ailesiyle beraber ikamet ederse, burstan alacağı para ailenin toplam gelirine bağlı. Ailesinden ayrı ikamet ederse, biraz daha fazla alır ama masrafı da fazla olur. Öğrenciler marketlerde, kafelerde, kısaca her her alanda çalışırlar. Ailesinin parasını yiyerek yatmazlar. Ben üniversiteliyim, hukuk, tıp veya mühendislik okuyorum diye havaya girmez, yerine göre en düşük ücretle çalışır. Çalışmazsa ve aile desteği olmazsa devletten aldığı burs kesinlikle yetmez. İyi üniversitede okuması başkalarını ilgilendirmez ve başkasına karşı üstünlük sağlamaz. Üniversitenin ileriki sınıflarına gelince, ileride yapacağı mesleği ile ilgili haftalık part time bir iş bulabilme imkanı vardır. Orada hem ilerideki mesleğini öğrenir hem de para kazanır. Ama hafta sonu marketlerde uzun saatler çalışan üniversiteli öğrenci de çoktur. Yurtdışına giderek hem çalışırlarlar, hem lisanlarını geliştirirler veya yeni lisan öğrenirler.
Üniversiteye girişle beraber evden ayrılmalar başlar. Gençler, genellikle okuluna yakın bir şehirden, yalnız veya arkadaşları ile evler tutarlar. Önemli bir bölümü de yurtta kalır. Kendi ayaklarının üstünde durmayı öğrenirler.
Ailesinin yanında kalanlar, aile bütçesine katkıda bulunurlar. Liseden mezun olanların önemli bir kısmı, okullarına bir iki yıl ara vererek, ileride seçeceği mesleği hakkında düşünür ve ilgili işte çalışarak, tecrübe sahibi olup karar verirler. Mutlu olacakları bölümleri seçerler. Hiç kimse, ben ileride bir devlet işine gireyim, işim garanti olsun diye düşünmez. Zaten burada devlet işi yok denecek kadar azdır ve iş garantisi kesinlikle yoktur.
Gençlerin ideolojik saplantıları bulunmuyor. Ülkelerinde iç düşmanlar, teröristler yok. Sınırlarındaki ülkelerle dostlar. İnsanlar politize olmamış. Kamplaşma yok. Gelir dağılımı adil, eğitimde fırsat eşitliği var. İktidar ve muhalefet Danimarka’nın huzur ve refahı, her alanda vatandaşın seviyesini yükseltmek için uğraşır. Demeçler iktidarda başka, muhalefette başka değil. İki kere iki her zaman dört eder. Radikal gruplar hariç, başkasının düşüncesine, giyimine kuşamına karışmazlar.
Peki bunlar nasıl başarıldı?
- İyi eğitim sistemi,
- Çok çalışmak,
- Yüksek vergi ödemek.
TÖREN-EĞLENCE
Son sınavın heyecanı sarar bütün öğrencileri ve velileri. Son sınavın çıkış kapısında bekler gencin ailesi ve arkadaşları buket buket çiçeklerle. Son sınavda 12 almak, bir başka onur kaynağı.
Bir onur meselesidir şapka giymek. Şapkaların renkleri liselere göre değişik. Kırmızı, mavi ve lacivert şeritli.
Diploma törenleri çok muhteşem ve çoşkulu olur. Kırmızı halıda diploma töreni… Okul müdürü diplomaları tek tek verirken bir alkış tufanı kopar…
Törenlerde ne bir siyasi slogan, ne protesto… Yalnız alkış ve herkesin yüzünde tebessüm. Danimarka’da çiçekçiler her zaman iyi iş yaparlar ama, özellikle okulların son haftasında inanılmaz satış olur.
LİSELERİN MEZUNİYET EĞLENCESİ
Kocaman bir kamyon süslenir rengarenk. Bazı zaman da aşk, sevgi ve argo sloganlar yazılır bizim kamyon arkası yazılar gibi. Öğrenciler coşku içinde, şarkılar söyleyerek halkı selamlarlar. Sürücülerden kendilerine korna çalmalarını beklerler. Trafikte korna çalmak hoş karşılanmaz ve kemer bağlamak mecburidir.Bu eğlencede o kurallar uygulanmaz.
Kamyonlar son derece güvenliklidir, maksimum 50-60 km. hızla giderler. Bu hafta, cenaze törenini gören gençlerin, şapkalarını çıkarıp saygı göstermeleri hoş bir jest olarak sosyal medyada gündem oldu.
Öğleden önce başlayan ziyaret gece yarılarına kadar sürer. Her öğrencinin evini ziyaret ederek 20-30 dakika kalırlar. Gittikleri yerlerde bir şeyler yerler içerler. Ailelerin ve gençlerin arkadaşları kamyon gelmeden önce orada bulunarak eğlenceye ortak olurlar.
Gençler bu yıl karamsarlardı ama, çok şükür virüs neredeyse kaybolduğu için yine bol bol eğlendiler.
Peki Türk gençleri bu mutlulukları yaşayacaklar mı?
Ülkemizdeki üniversite sınavlarında herkesi memnun edecek veya içine sinecek bir sistem bulunamıyor maalesef. Nedense, on yıllardır bir türlü sistemi kurup başaramıyoruz.
Sınavsız üniversite sisteminin başarıya ulaşması için;
- Liselerin eğitim seviyeleri arasındaki farkın giderilip, eğitimine
kalite getirilmesi.
- Meslek ve teknik liselerin cazip hale getirilmesi.
Kimse sınavsız üniversite için hayal kurmasın. Liselere kalite gelmeden, ideolojik saplantılar ve kamplaşmalar son bulmadan bu sistemin gelmesi imkansız. Türkiye çok iyi yönetilse bile, gerçekleşmesi çok yıllar alır. Türkiye’nin sosyoekonomik şartları belli. Herkes 657 sayılı kanuna tabi olmak istiyor. Devlet ve özel sektör istihdam sağlayamıyor. Herkes üniversite okumak istiyor, üniversiteli işsizler çoğalıyor.
Gelecek, gençlerin omuzlarında yükselecek. Akıl ve bilgiyi yoğurarak inşallah çok güzel işler başaracaklar. Yeter ki umutlarını kaybetmesinler, milli şuur sahibi olsunlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.