Deniz ÖZTÜRK

Deniz ÖZTÜRK

Toprak Alev Almasın : Akıllı Tarım ile Yangınlara Karşı Bir Umut Var mı?

Toprak Alev Almasın : Akıllı Tarım ile Yangınlara Karşı Bir Umut Var mı?

Her yaz, kırsaldan yükselen dumanlar içimizi yakıyor. Tarla sınırında başlayan bir kıvılcım, çoğu zaman hem doğayı hem emeği küle çeviriyor. Oysa artık elimizde sadece tırpan ya da kürek değil; sensörler, uydular ve yapay zekâ var. Yani biz istersek, yangın daha çıkmadan önüne geçebiliriz. Çünkü çağ değişti. Tarım artık sadece karasabanla değil, teknolojiyle de yapılıyor. Peki bu teknolojiler, yani akıllı tarım sistemleri, yangınlara gerçekten dur diyebilir mi? Cevap, hem bilimsel hem insani: Evet, diyebiliriz. Ama bu, sadece cihaz kurmakla değil; doğayla barışarak, bilgiyle güçlenerek ve birlikte hareket ederek mümkün. Kırsalda yangın denince hepimiz biliriz ki bunun tek bir kaynağı yoktur. Anız yakımıyla başlar, rüzgârın da yardımıyla büyür, elektrik hatları çıt etti mi alev alır, bir kıvılcım bile bin yıllık çamlığı yok eder. Ama dikkat! Artık teknoloji bizden yana. Çünkü toprak, sadece sabanla değil; veriyle de işleniyor artık. Akıllı tarım dediğimiz şey, sensörlerle, uydularla, yapay zekâyla, çiftçinin aklıyla birleşince bambaşka bir güce dönüşüyor. Ve bu güç, sadece rekolte artırmakla kalmıyor; doğayı korumak için de kalkan olabiliyor. Düşünsenize, tarlanın ortasına yerleştirilen bir ısı ve duman sensörü, aniden artan sıcaklığı algılıyor. O sensör, cep telefonunuza bir uyarı gönderiyor: “Nem çok düştü, sıcaklık tehlike seviyesinde.” Siz daha traktörünüzü çalıştırmadan, yangın ekibi çoktan haberdar oluyor. Bir başka köyde, drone tarlanın üzerinden geçerken kuru otların yoğunlaştığı bölgeyi haritalıyor. O bölgeye sulama yönlendiriliyor, risk düşüyor. Yangın çıkmadan önce sönüyor anlayacağınız. Bir de işin anız boyutu var. Yıllardır söyleriz, ama hâlâ bazı köylerde yakılıyor. Artık sistemler öyle gelişti ki anız bırakılan araziler uydu görüntüsünden tespit edilebiliyor. İlgili birimlere rapor gidiyor, çiftçi uyarılıyor. Alternatifler sunuluyor; o anız toprağa karıştırılıp gübre oluyor, yangına değil verime dönüşüyor. Bazı çiftçilerimiz, güneş paneliyle sulama yapıyor. Harika bir uygulama ama bakımsız bırakıldığında kısa devre riski yangınla sonuçlanabiliyor. Oysa ki akıllı sayaçlar sayesinde bu sistemlerdeki aşırı ısınmalar da anlık raporlanabiliyor. Yani güneşin bereketiyle doğa yanmasın diye teknoloji gözünü dört açıyor. Tüm bu teknolojiler, akıllı tarımın sadece üretim değil; aynı zamanda afet yönetimi aracı olduğunu da kanıtlıyor. Ama gelgelelim, sadece cihaz kurmakla olmuyor bu iş. O cihazları anlamak, yorumlamak, birlikte hareket etmek gerekiyor. Yangınlar sadece kıvılcımdan çıkmaz; bazen ihmalden, bazen eğitimsizlikten, bazen de "bize bir şey olmaz" rahatlığından doğar. İşte bu yüzden akıllı tarım teknolojilerinin yanında, akıllı davranmaya da ihtiyaç var. Bugün Anadolu’nun dört bir yanında toprağın sesi artık daha dijital bir dille duyuluyor. Traktör GPS ile sürülüyor, yağmurdan önce sulama kesiliyor, toprağın nemi cebimizdeki telefonda ölçülüyor. Bu dijitalleşme rüzgârını, yangınları engelleyecek bir önlem sistemine çevirmek bizim elimizde. İsteyen köyünde bir sensörle, isteyen kooperatifiyle birlikte bir uyarı sistemiyle başlayabilir. Devletin teşvikleri, belediyelerin iş birlikleri ve çiftçinin sahadaki zekâsı birleşirse, o meşhur sorunun cevabı çok net olur: Evet, akıllı tarımla yangınlara dur diyebiliriz. Çünkü artık toprak sadece ürün değil, bilgi de yetiştiriyor. Ve o bilgiyle doğayı korumak, tarlayı yakmadan da verim almak mümkün. Bugün toprağa attığımız her dijital adım, yarının ormanını korur, merasını yaşatır, köyünü yeşertir. Yangınlar kader değil, ihmale yenik düşmüş ihmallerin sonucudur. Ama bu sefer, elimizde sadece kürek değil; uydu, sensör, yazılım ve irade var. Yeter ki birlikte akıllanalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Deniz ÖZTÜRK Arşivi