Can dostlarımızı sevip, koruyalım…
Can dostu; kelime anlamı olarak Türk Dil Kurumu'nda "Pek içten dost, can arkadaşı, candaş" diye geçse de bizim için büyük ve özel anlamlar ifade eder. İnsanın hayatının her döneminde "can dostum" diyebileceği arkadaşları, güvendiği dağlar var. Candan öte bir dostluğun ifadesidir. Ömrü boyunca unutulmayacak bir anlamı vardır. Ben de bu yazıyı yazarken can dostum, kardeşim, kankam, sırdaşım canım arkadaşımı gözümün önüne getiriyorum ve gözlerim doluyor.
Ama sadece insanlar mıdır can dostu? Ya da kimler can dostu olabilir? Aynı dünyayı paylaştığımız dünyamızın renkli ve çeşitli varlıkları hayvanlardan can dostu olmaz mı?
Elbette olur. Hem de en güzeli olur. Hayvan (hayevan) canlı demektir. Hayatı olan, yaşan anlamını ihtiva eder. Bakmayın biz birbirimize kızdığımız da karşımızdakine "hayvan", "eşek", "köpek" deriz. Sanki hakaret ifadesidir bunlar. Ama o güzelim canlılar aynı zamanda bizler için çok güzel bir dosttur. Hem de can dostu... Bu nedenle, can dostlarımız olan hayvanları sevmek ve korumak çok zor olmasa gerek.
Üstelik hayvan sevgisi, sadece evcil hayvanlarla sınırlı değildir. Sokak hayvanları, vahşi yaşamın bir parçası olan yaban hayvanları ve tüm canlılarla bu dünyayı paylaştığımızı onların da yuvalarının, çocuklarının, bir yaşamlarının olduğunu unutmamız gerekiyor. İmkan çerçevesinde özellikle kış aylarında sokak hayvanları için dahası yaban hayatı için bir kap yemek, bir tutam yiyecek vermekten kaçınmamalıyız.
Bizim kültürümüzde de hayvanlara özel önem verilmiş dahası vakıflar kurulmuştur. Dünyanın bugüne kadarki en büyük devlet ve medeniyetlerinden Osmanlı'nın hayvanlara verdiği önem herkesin malumu.
Mesela Osmanlı döneminde kediler, sokaklarda serbestçe dolaşır, camilerde ve medreselerde sıcak bir sığınak bulurlarmış. Bu dönemde kedilere yönelik sevgi ve saygı, onlara özel olarak hazırlanan yemekler, barınaklar ve hatta vakıflar kurularak gösterilmiş. Kedilere yönelik bu özel ilgi, Osmanlı toplumunun hayvanlara olan bakış açısını ve merhametini de net olarak yansıtıyor. Hatta Osmanlı yaralı göç hayvanlarının tedavisi için de özel çalışmalar yürüten vakıflar, dernekler kurmuş.
Günümüzde de kedi ve köpekler sempatikliğiyle sıklıkla sahiplenilmekte. Ama ya diğer can dostları. Sokakta kalanlar.... Sokak hayvanlarını da unutmayalım. Medeniyetimizin bize mirası olan bu ulvi davranış çerçevesinde can dostlarımızı düzenli beslenme, barınma ve veteriner hizmetleri sağlamak, onların yaşam kalitesini artırmak bizim toplumsal ve insani görevlerimiz arasındadır.
Hayatı daha da güzelleştirmek için bir kuş besleyin, bir kedi sahiplenin ya da onlara bir kap su bırakın. Bakın o zaman dünyanızda neler değişecek.
Kalın sağlıcakla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.