Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

AK PARTİ ve HDP ARASINDA KÜRT SEÇMENLERİ

AK PARTİ ve HDP ARASINDA KÜRT SEÇMENLERİ

7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra TRT Kürdi’de, keyifsiz ve biraz da spin doctorluk bir seçim analizi yaptıktan sonra, çok sevdiğim Urfa kebabını dürüm bile yapmadan soğuk soğuk yemiş ve ilk uçakla Diyarbakır’a dönmüştüm.

İlahi tesadüfe bakın ki, uçakta en önde HDP’nin lideri Selahattin Demirtaş iki koltuk önümde oturuyordu. Yüzünde gülücükler uçuşuyor ve herkese selam veriyordu. Nihayetinde uçak havalanırken de, muzaffer bir komutan gibi ayaklarını uzattı.

Aklıma Selahaddin-i Eyyubi gelmişti. Acaba Selahattin Demirtaş, adaşı olarak, II. Kürt Selahattin-i Eyyubi olabilir miydi yoksa Batı'ya mı hizme edecekti? diye, düşünüp selam verip yanına gittim. Dicle Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak kendimi tanıtamadan, “Buyurun hocam” dedi. Düzelerek aleykümselamla karşıladı ve bir dakikadan kısa sürede düşüncelerimi söyleyip ayrıldım. Beni zaten, o zamanlar müdavimi olduğum ve şu an uzak tutulduğum, A Haber medyadan tanıyormuş. Son programımı, HDP’nin mitinginde bombanın patladığı trafo deposunun üstünde yapmıştım. Arada sadece 2 gün vardı.

7 Haziran seçimlerinin muzaffer Partisi, Halkların Demokratik Partisi yani HDP idi. Parti, 12 Ekim 2012 yılında bu ismi almışsa da bu partinin kökleri, esasen 20 Ekim 1991 seçimlerine kadar gitmektedir.

7 Haziran 1990 yılında HEP (Halkın Emek Partisi) ile başlayan milliyetçi ve sosyalist Kürt siyasi hareketi olarak tanımlanan DEP, ÖZDEP, DEHAP, DBP, BDP, DTP, Özgür Parti, HADEP (Halkın Demokrasi Partisi)’tir. Bunların 7’si mahkeme kararıyla kapatılmıştır. Tıpkı PYD’nin DSG olarak, bir gecede isim değiştirmesi isim değiştirme stratejisi, alfabede harfleri tüketme yemini edercesine burada da çok eskiden beri uygulamaktadır. Ancak 2004 yılında 20 yıllık terör markası olan PKK’nın, iflas etmesine rağmen ve örgütün % 90’ından fazlası Nizammetin TAŞ liderliğinde Erbil’e inmesine rağmen, 2007 yılında kurulan yeni örgüt, sadece aynı PKK adına kullanmaktadır. 2007 ve 2004 PKK’sı çok farklıdır.

Kürtlerin Babası (Bave Kürdan) unvanına da sahip olan II. Abdülhamid Han’ı devirerek iktidara getirilen, İttihat ve Terakki Fırkası’nın devamı olarak görülen CHP(SHP) listesinden ilk kez meclise 18 HDP vekili girmiştir. 6 Kasım’daki yemin krizinden sonra, 31 Mart 1992’de bu vekiller partilerine döndüler.

HDP’nin ilk icraatı, Mecliste Kürtçe yemin etmek oldu. Meclis Başkanı, Elazığlı Zaza Ali Rıza Septioğlu idi. İnönü’nün yanında oturan Dışişleri Bakanı Diyarbakırlı Hikmet Çetin iken, DYP-SHP hükümetinde, benimde akrabam olan Demirel’in sağ kolu Necmettin Cevheri Tarım ve Köy İşleri Bakanı idi. Bu dönemde Turgut Özal da Malatyalı idi. Böyle bir ülkede ırkçılık yapmak ya hainlik, ya cahillik ya da deliliktir. Ancak HDP, Özal’ın ve ülkenin normalleşmesini o gün bozduğu gibi 2015 yılındaki zaferine rağmen bozacaktı.

Alfabenin harflerini tüketen HDP; çözüm sürecinin olduğu, Anadolu halkının her ferdiyle, 72 yıl önce CHP’ye “Yeter! Söz Milletindir” dediği gibi 30 yıllık şiddette “edi bese”, (artık yeter) dediği, Irak ve Suriye’nin çıra gibi yandığı bir zamanda, Aydın, Çankaya ve Dünyada Kürtlerin en yoğun yaşadığı şehir olan İstanbul’daki insanların bile huzur için oy verdiği HDP’yi, 35 yıl sonra zirveye taşımıştı. Ancak bu açık çeki kullanmadın yakacaktı.

7 Haziran 2015 yılında HDP, % 13.12 oya denk gelen 6 milyon oy almıştı. Vekil sayısı MHP ile aynı idi. Diyarbakır’da %77 oyla 830 000 seçmenin 640 000’nin oyunu alarak 11 vekilin 10’nu almıştı. İstanbul’da ise 8 milyon seçmenden 1 milyondan fazla oy almıştı. Bu nedenle 88 milletvekili çıkaran İstanbul’da 11 vekil ile üçüncü Parti olmuştu. Bir önceki 2011 seçimlerine göre oylarını 8 oranında artırmıştı. Aynı oranda düşen AK Parti’nin neredeyse olduğu gibi HDP’ye akmıştı.

Böylesine tarihi bir dönemde HDP ne yaptı?

  1. 2004 yılında HDP’lileri cezaevinden çıkaran
  2. Demokratik açılımla klavyelere, köy isimlerine, Kürtçeye her yerde konuşup öğrenebilmeyi serbest bırakan
  3. TRT Kürdi ve Kürtçe eserleri serbest bırakan
  4. 6/8 Ekim olaylar ve çukur savaşına temkinli yaklaşan

Hayatıma olsa da mal olsa diyen Recep Tayyip ERDOĞAN’a ilk sendelemede çelme takmış, Halkı sokağa çıkarıp seni BAŞKAN YAPMAYACAĞIZ dedi. Bu, her şeyden önce insani ve Anadolu’da yaşayan halklara hakarettir.

HDP odaklı Jön Kürt siyaseti, Türkler ve Araplarda sadece yıkıma sebep oldu. Geldi İsmet kesildi kısmet diyen halk CHP iktidarında, Türklere ne yapıldıysa aynısı Kürtlere de yapıldı. Batı’da İskilipli Atıf Hoca, Doğuda Şeyh Said asıldı. Şu an Suriye ve Irak Baas Partileri bunun en büyük kanıtıdır. Benzeri durum gençleri çukurlara ve dağlarda öldürtenlere, en güzel cevabı Diyarbakır anaları vermektedir.

Bekir Ağırdır, AK Parti : "İktidar Kürtlere helikopterden altın atsa ancak 10 seçmenden ikisinden oy alacak. Sekizinden oy alma şansı yok. Bu çok önemli çünkü 2010'de her 10 Kürt'ten beşi Ak Parti'ye oy veriyordu."

Kanaatime göre AK Parti, Kürt seçmenlerin oylarını isterse aşağıdaki sebeplerden dolayı alabilir. Gerçek devrimci olan muhafazakâr demokrat, AK Parti her ne kadar son on yılda başta 15 Temmuz Darbesi olmak üzere çeşitli iç ve dış sarsıldıysa da, Kürtler ile tarihi ve kültürel kodlarla uyumludur. Örneğin, Diyarbakırlı bir Kürdün oyunu tarihi eserleri onardım, köy adlarını iade ettim, Kürtçeyi okullarda serbest bıraktım diyerek camii cemaatinden oy isteyebilir. Ve aşağıdaki tavsiyelerimi dinlese alabilir ve hala umut var

  • Öncelikle bilgili, liyakat ve ehliyet sahibi adaylar,
  • Acilen yenilenmesi gereken Batman, Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa il teşkilatları,
  • İstanbul’daki Kürt seçmenlere ulaşacak Kürt adaylar,
  • Suruç olayları ve güvenlik yalanını ortaya sahte Hint kumaşlarının atılması,
  • Kültür, adalet ve kalkınma odaklı propaganda
  • Büyük Türkiye, tarih ve gelecek vurgusu

Demirtaş’a bu tarihi fırsatı kaçırmamasını, II. Selahaddin’i Eyyubi olabileceğini, bu halkın hatırı için 80 vekili arkasına alıp, teröre rest çekmesini söyledim. Yeni Ortadoğu’da Türkiye’nin kıymetini bilmesini söyledim. Çünkü yaklaşık dört yıldır neredeyse Irak’ın tozlu topraklarının her zerresini yutmuştum. Erbil- Kerkük arasında insanların su bulamadığı Kerkük’te Kuzey Petrol şirketinde, İngilizlerin kullandığı yüzme havuzların arasında iki saat zorla alıkonulduğumuz anları anlattım. Ancak O, liderlik ortaya koyamadı ve terör dilini kullandı.

Ardından 2020 yılında AK Parti siyaset Akademisi kapsamında ders vermeye gittiğim Kırklareli’ye giderken, Demirtaş’ın yolun sağında ilerde aylardır kaldığı Edirne cezaevini görüp duygulandım. İçimden, keşke o altın değerinde fırsatı kaçırmasaydı, keşke Büyük Türkiye’ye hizmet etseydi dedim. Orada herkese yer vardır.

Sözlerimi tarihi fırsatı kaçıran ve yeni süreci kanaatime göre en iyi okuyanlardan biri eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim’in ağabeyi ve iki yıl önce vefat eden rahmetli Prof. Dr. Mustafa Müslim ile tamamlıyorum: 1 “Tarih bugün yine tekerrür ediyor. Rusya ve ABD Kürtleri destekliyor, özellikle de Suriye’dekileri. Çünkü belli niyetleri ve belli çıkarları var. Bu bölgede yalnızca Türkiye bunlara karşı çıkıyor. ‘Arapların ve Kürtlerin sayesinde onların belini bükebiliriz. Suriyeli Kürtlerin eliyle Türkiye’ye vuralım’ diyorlar. Amaçlarına eriştiklerinde Kürtleri tekrar yüzüstü bırakacaklar. Kürtlerin kendi tarihlerinden ders çıkarmaları ve büyük devletlere güvenmemeleri gerekir. Burada ben şunu diyorum: Kürtler bulundukları ülkede Müslümanlarla el ele vermeleri gerekir. Kürtler, Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ta, Kürtlerin hakkını tanıyan ve kabul eden Müslümanlarla hareket etmeliler. Kürtlerin siyasi ve kültürel haklarının olduğunu kabul eden Müslümanlarla olmalılar. Avrupa, Kürtlerden Selahaddin Eyyubi’nin intikamını almaktadır ve bu yüzden onları beş parçaya böldü. Benzeri durum İspanya fatihi olan Tarık bin Zıyad’ın kabilesi olan Amazighler için de geçerlidir”.

1- Büyük Devletler Kürtleri yine yüzüstü bırakacaklar. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/prof-dr-mustafa-muslim-buyuk-devletler-kurtleri-yine-yuzustu-birakacaklar/569535 (Erişim tarihi: 28.10.2022

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu Arşivi