Eda Nur Harputlu

Eda Nur Harputlu

Rotayı mükemmel olandan ihtiyacın olana çevirmek

Rotayı mükemmel olandan ihtiyacın olana çevirmek

Ebeveyn- çocuk ilişkisi ya da eşler arasındaki ilişkiler çok konuşulan konular arasında. Peki, bu durum yalnızca günümüzde mi böyle? Konu başlıkları aynı olmasa da insanın yakın ilişkileri anlama ya da kontrol etme çabası hep var. Çünkü insan pek çok temel ihtiyacını hayatındaki ilişkilerle ve bu ilişkilerde sahip olduğu rollerle karşılıyor. Aslında ilişkiler kişiye kendisini tanıması için de önemli oranda aracılık ediyor fakat konuyu genel geçer reçeteler üzerinden ele almak sıklıkla daha tercih edilir durumda. Dolayısıyla ‘nasıl iyi çocuk yetiştirilir/ iyi anne babalık yapılır?’ ideal kocanın bilmem kaç özelliği, mutlu evliliklerin sırları vb. bir dizi başlıkla karşılaşıyoruz.

Zihnimiz iyi ve kötüyü birbirine kıyasla tayin etse de bazen dışarda neyin ideal olarak sunulduğuna içimizden çok daha fazla bakıyoruz. İçimizden kastım, ilişkimizin dinamiği bizim ve karşımızdaki kişinin ihtiyaçları, içinde bulunduğumuz şartlar, yaşadıklarımız karşısında hissettiklerimiz. Bu kısmı eksik bıraktığımızda ceplerimize ne kadar çok reçete sıkıştırsak da yeterli olmuyor. Hatta üstüne bir de pek çok şeyi denememize rağmen beklediğimiz sona ulaşamamanın hayal kırıklığı ekleniyor. Bu evreden sonrası acı bir kabulleniş ve yine tavsiyeler: ‘Mükemmeli arama, mutlu olmak için beklentilerini düşür.’ Peki, bu işe yarıyor mu? Hayır, bu defa da insana ne kadar çok şeyden vazgeçerse o kadar mutlu olabileceğine dair bir vaat var. Oysa beklentiler kişisel ihtiyaçlarımıza ve duygularımıza göre oluşmuşsa vazgeçilmeyecek kadar kıymetli. Anna Quindlen’in sözüyle özetlemek istiyorum.“Gerçekten zor ve harika olan şey, mükemmel olmaktan vazgeçip kendin olmaya başlamaktır.”

Reçeteler bizi ‘mükemmel’ olanın peşinde sürüklerken kendimizle temas edebilmek bizim için iyi olanı tespit etmek adına en önemli adım. Bir başkasına çok iyi gelen şey benim ihtiyacımı her zaman karşılamayabilir. Dışardaki bilgiyi alma ve değerlendirme çabası kıymetli fakat insan ancak kendi sistemine yeterince vakıf olduğunda ve yerinde kullanabildiğinde o bilgi işe yarar hale geliyor. Yunus Emre, yüzlerce yıl önce söylemiş. “İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Eda Nur Harputlu Arşivi