Fahrettin Damga

Fahrettin Damga

ABD Türkiye’yi lekelemeye çalışıyor

ABD Türkiye’yi lekelemeye çalışıyor

Birkaç gün önce medyaya düşen haberi görmüşsünüzdür. ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye’yi “Çocuk asker kullanımına karışan ülkeler” listesine aldı diye.

İlk kez bir NATO ülkesi bu listeye alınıyor. O da Türkiye. ABD’nin Türkiye’ye karşı olan karın ağrısı bir türlü geçmiyor.

Bu liste ABD’nin hedef aldığı, kendi dediklerini yapmayıp bağımsız hareket ederek onlara problem çıkaran ülkelere karşı baskı unsuru olarak kullandıkları listelerden. Kendilerini Dünya’nın kanun koyucusu zannettikleri günlerden kalma alışkanlıkları.

Rapora göre Türkiye, Suriye’deki Sultan Murad Tümeni’ne “çocuk askerlerle somut destek” sağlıyor. Duy da inanma.

Bu sözde rapor yayınlanmış olmasına rağmen içerideki ABD’lilerden henüz bir ses çıkmadığına göre. Onları bile inandıramamış bir rapor.

Düşünün yani, o kadar saçmalıyorlar.

Sadece Suriye ile kalsa kalmıyor. Meğer Libya’da da çocuk asker kullanılıyormuş. Hatta Washington bu sorunu Türkiye ile birlikte çözmek için çalışmayı umuyormuş. Yani biz sizi bu listeye aldık, bunu taban yaparak değişik yaptırımlar uygulanması için zemin hazırladık. Bunu konuşmak ve bir takım tavizler istemek için görüşmeyi arzu ederiz diyorlar.

Adı açıklanmayan bir ABD’li yetkiliye göre Türkiye, saygın bir bölge lideri ve NATO üyesi olarak Türkiye, Suriye ve Libya’da çocuk askerlerin gönderilmesi ve kullanılması konusunu ele alma fırsatına sahipmiş.

Yerseniz tabii.

Bugüne kadar bu işleri böyle yürüttüler. Adamlar arsız. Hatta gerçek şu ki, ev sahibini bastıran yavuz hırsız gibiler. Hep yaptıkları gibi.

Yaptıkları ne kadar pislik varsa Türkiye’ye sıçratma peşindeler.

Rapora göre, bu listede yer alan ülkeler, belirli bir güvenlik yardımı ve askeri teçhizatın ticari ruhsatlandırılması konusunda, başkanlık muafiyeti olmaksızın kısıtlamalara tabi oluyor. Kısıtlamaların Türkiye’nin listeye eklenmesiyle otomatik olarak uygulanıp uygulanmayacağı henüz belli değilmiş.

Bütün film son cümlede.

Türkiye’yi köşeye sıkıştırıp istediklerini almaya çalışıyorlar. Öncelikleri Suriye, Libya’yı şimdilik ağız ucuyla söylemişler. Suriye’yi halledelim sıra oraya da gelecek havasındalar.

ABD öyle istiyor diye, her dediklerine eyvallah diyecek halimiz yok. Sadece Türkiye’nin değil kimsenin yok.

Gelelim gerçeklere.

Gözümüzün önünde insanımızın çocuklarını siyasi partileri kullanarak dağa kaçıran ve eline silah vererek ölüme gönderen ABD ürünü PKK/ YPG var. Artık bırakın bilgi belgeyi, açık açık fotoğraflara yansıyan kareler yeter. Ayrıca aylardır aileler çocuklarımızı isteriz diye nöbet tutuyor yapıyor, bazıları geldi bile. ABD, Türkiye’yi çocuk asker kullanmakla itham ediyor.

Önce hedefe koyduğu ülkelere istihbarat kurumları eliyle kurduğu terör örgütlerini musallat edip sonra da onlarla mücadele adı altında müdahale eden bir ülkeden bahsediyoruz. Ülkemizi yıllardır bölmeye çalışan, sivil asker demeden binlerce insanımızı şehit eden örgütün sahibi diyor bize bunu.

Sadece PKK/YPG değil. FETÖ’nün de, DEAŞ’ın da, DHKP-C’nin de, El Kaide’nin de, Eş Şebab’ın da, Boko Haram’ın da sahibi kendileri.

Bu örgütler eliyle yapmadıkları katliam, etmedikleri zulüm kalmadı dünyada. Soykırım’dan tutun da insan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti, çocuk asker kullanımı dahil işlemedikleri suç yok.

Kendilerinin bugün yerleştikleri kıtada yerlilere yaptıkları soykırımın gizlenecek bir tarafı kalmadı. Koca kıtada neredeyse yerli insan bırakmadılar.

Son günlerde Kanada’da Kiliseye bağlı okulların bahçesinden çıkarılan yerli çocuklara ait cesetler de soykırımın göstergesi.

Şimdi çıkmış bu adamlar, bizi geçmişte Ermeni Soykırımı ile suçladıkları gibi, bugün de çocuk asker kullanmakla itham ediyorlar.

Neymiş, listeye almışlarmış.

O iğrenç iftira bu necip milletin üzerine geçmişte nasıl yapışmadıysa bugün de yapışmaz. Fakat onların kara lekeli tarihi yüzlerine vurulur.

ABD’nin bu iddialarına karşı Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak gerçekleri yüzlerine vurdu. “Çocukların silah altına alınması konusunda Türkiye’ye sorumluluk atfeden iddiaları külliyen reddediyoruz” denilen açıklamada, Suriye ve Irak’taki terör eylemlerinde çocukları zorla silah altına alan PKK/YPG terör örgütüne silah yardımı dahil, aleni destek veren ABD’nin, Türkiye’ye böyle bir iftirada bulunmasının çifte standart ve ikiyüzlülüğün en çarpıcı örneği olduğunun altı çizildi.

Ayrıca açıklamada, Türkiye’nin, çocuk haklarının korunmasına ilişkin BM bünyesinde kabul edilenler dahil başlıca uluslararası düzenlemelere taraf olup bu konudaki sicilinin tertemiz olduğu vurgulandı.

Raporda adı geçen Sultan Murat Tümeni’nin Genel Komutanı Fehim İsa da Twitter hesabından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in hesabını etiketleyerek bir açıklama yaptı.

İsa açıklamasında aynen şöyle dedi; 1- Yayınlanan raporda bize yöneltilen ithamların hepsi asılsızdır. ABD’li dostlarımızı Suriye’nin kuzeyindeki özgür bölgelerimize davet ediyorum.

2- ABD’li dostlar sonra da büyük destek verdikleri SDG/YPG Bölgesine uğrasınlar. Eminim görünce şaşıracaklar (!) ama onlara iyilik yapayım ve iki spoiler vereyim: -SDG kamuflajı altındaki YPG, PKK’nın Suriye koludur. SDG/YPG çok sayıda çocuğu silah altına almıştır. Buyursunlar hem bir kahve içelim hem de karargahlarımızı gezelim. Görsünler ki Sultan Murat Tümeni’nde çocuk asker kesinlikle yoktur.

3-Ortada herhangi bir delil olmadan iftira atmak büyük devlet ciddiyetine yakışmaz. Bazı düşünce kuruluşlarının saçma sapan iddiaları kanıt olamaz. Bizler uluslararası hukuka sonuna kadar bağlıyız. İftiralar bizi yıldıramaz.

Raporun amacı belli, ABD’nin derdi de malum. Yetiştirip bölgemize saldığı PKK bitti, bitiyor. Kılık değiştirtip PYD/YPG ve hatta SDG haline dönüştürdüğü yapı da istediklerini yapamadı. Bölgede tüm oyunlarını bozan Türkiye’yi ve Suriye Milli Ordusu’nu baskı altına alarak istediklerini elde etmek. Fakat görüldüğü üzere boşa kürek çekiyorlar.

Türkiye artık savunma sanayi ihtiyaçlarının büyük çoğunluğunu kendisi üreterek temin ettiği için ambargolarından da etkilenmiyor. Yaptırım uygulamaya kalkarlarsa bu bölgede değil plan yapmak, barınamayacaklarını biliyorlar.

Yani, ABD’nin Türkiye üzerindeki yaptırım gücü her geçen gün azalıyor. Onlar da çaresiz, bir çıkış yolu arıyor. Bu rapor da onlardan biri.

Tıpkı MİT Tırları’nı FETÖ eliyle durdurup Türkiye terör örgütlerini destekliyor diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılatıp tasfiye etmek istemeleri gibi. Fakat dünya eski dünya değil, Türkiye de eski Türkiye.

 Köprünün altından çok sular aktı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fahrettin Damga Arşivi