Bir cana can olmak…
Yüksek müsaadenize bu hafta, sizi dinlemeye ara veriyorum. Bir yandan hala gerçekleşmiş hayallerinizin peşindeyim, bir yerlerden bana ulaşıp anlatmak istediğiniz her hikayeye can vermek için bekliyor olacağım. Ama bu hafta kendi içimden bir konuyu yazma kararı aldım. Kahve kuyusuna düşüp ayılma çabalarımın sonuna geldiğime göre başlıyoruz, hazır mı kahveler? Hayvan sevgisi, az bulunur bir huzur.
Eve geldiğinizde tek beklediği şey sizin ilginiz olan küçük bir can bulmak çoğu zaman koşa koşa eve gelme sebebi oluyor. Uzun zamandır kedi beslemek en çok hayal ettiğim şeylerdendi. Bazen hayal ettiğiniz şeyleri yaşadığınız zaman edindiğiniz tecrübeler, gerçeğin hayal edilebilecek her şeyden daha güzel olduğunu kanıtlıyor. Ufak bir adım gibi görünse de bazı önyargıları dağıtmak, kendi içinizde bambaşka duyguları keşfetmek demek aslında. Hayvan sevgisinin çoğu insanı tedavi ettiğine şahit oldum. Özellikle çocukların gelişiminde birçok olumlu etkeni olduğuna dair paragraflar yazılıp çiziliyor.
Şimdilerde özellikle evde kalıp bunalan tüm çocukların belki de en güzel çıkış yolu bir can sahiplenmek. Daha küçük yaşta sorumluluk duygusuna sahip olmak, hayvan sevgisini hissetmek hem dışa dönük hem de sosyal becerilerde daha yetenekli olmalarını sağlıyor.
Etrafına duvarlar örüp, kimseyi yaklaştırmayan kendini sevgiye kapatan çok insanın hayatına aldığı bir can olduğunu görürüz. Sokaktaki canlara mama veren, bahçesinde köpek kulübesi olan, evindeki kediye tüm zamanını adayan ama insanlardan uzak durmayı tercih eden çok hayat var. Bazı insanlar hayvan sevgisinin gerçekliğinin her şeyden daha doğal olduğunun farkına varmış durumda. Hayatıma gelişinin üçüncü gününde aslında bu adımı atmak için çok bile geç kaldığımı hissettirdi bu sevgi. Günümün çoğu vaktini uykuya adarken, kendimi gün boyu onun peşinde bulup daha dinç uyanmaya başladığımda asıl yorgunluğun kafamın içinde olduğunu hissettim.
Etrafınıza ördüğünüz duvarlar en çok size zarar verirken, sevginin en etkili tedavi olduğuna inanmanın en güzel yolu yolda gördüğünüz bir canın başını okşamak. Osmanlı’da akıl hastanelerinde uygulanan tedavi çeşitlerinden birisinin de kişiye bir canlı sahiplenme sorumluluğu vermek olduğunu duymuştum. Bu kadar faydasından bahsettikten sonra belki sizin de bir dost maması alıp parklarda gördüğümüz dostlarımızı hatırlamanıza vesile olurum.
İçinizdeki sevgiyi her zaman hissetmenizi umut ederek bu hafta da köşemden ayrılıyorum.
Günaydın, İyi öğlenler, Huzurlu akşamlar, Hatta iyi geceler…
Hangi vaktinize denk geldiysem orada bir gülümseme bırakabilmek umuduyla bir yazarca geçti buradan. Sağlıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.