Kaybetmeye de alışıyoruz
Hüzünlü bir melodide takılıp gidiyor aklım, birisi en derinde sakladığım acıları bulup çıkarmış o müziğin içerisine gizlemiş sanki. Sadece bende mi böyle duygu dolu yoksa dinleyen herkesin aklını alıp götürüyor mu bir yerlere merak ediyorum.
Sanki suç işlemiş gibi gizlediğim acılarım sahiden ortak mı birileriyle?
Tek ben olmam canını toprağa verdikten sonra arkasını dönüp gitmek zorunda olan sahi… Ama yine de ne çabuk alışıyoruz acısına, kalbimi yerinden söken sancı nasıl oluyor da tek damla gözyaşıyla bitiveriyor, bu muydu büyümek? Duygusuz yaşamayı öğrenmek miydi? Ben vazgeçtim o zaman büyümekten… En güzel yıllarımmış meğer beni elimden tutup parka götürdüğün günler. Ne varmış da özenmişim uzamasına boyumun, bitmesine okulumun. Sen kalsaydın da ben yine senden öğrendiğim kadarını bilseydim hayatın.
Ne çok pişmanlık biriktiriyoruz hayatta ne çok keşke diyoruz. Çoğu keşke çok geç olduğunda dökülüyor ağızlarımızdan. Bazı zamanlarda bazı anıları hatırlatıyor kayıplarımızı. Bu ramazanda 10 yıl olacak baba diyerek büyüdüğüm büyükbabamın gidişi. Ne olursa olsun bazı şarkılar, bazı yerler hep onu hatırlatmaya devam edecek.
Dinlediğim bir şarkıya kapılıp gittikten sonra içimden gelenleri döküp gidiyorum bu hafta, tekrar görüşmek üzere…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.