Dünya çok değişik bir süreçten geçiyor. Başka bir deyişle yeni bir çağa evrilirken bizlerde buna şahit oluyoruz. Dünya da oldum olası var olan bir virüs, Her sene bizi grip yapan da virüstür. Vücudumuzda olup da ne zaman zayıf düşsek ağzımızın kenarında dudaklarımızda çıkan uçukta virüstür, yani dünyada yaşarken hep karşılaştığımız şey. Ne oldu da ilk defa küresel çapta insanları devletleri bu kadar maddi manevi etkiledi.

Birileri bunu ister özellikle üretip yaysın isterse kendiliğinden yayılsın biz öncelikle bu salgına karşı bütün tedbirleri alıp yayılmasını engelleyip birlikte bir an evvel alt etmeliyiz. Birey olarak bizler kurumsal olaraktan yetkililer mücadeleyi elden bırakmamalıyız.

İkincil olarak bu salgını fırsat bilip/yapıp bütün insanlığın ulusların bütün kıymetli madenlerine, değerlerine göz dikmiş biriler varsa ki var olduğu kanaatindeyim. Onlara fırsat vermeden onların var olan tuzaklarını boşa çıkarmak için millet olarak da devlet olarak da herkes üstüne düşeni yapıp onların tuzaklarını boşa çıkartıp bunu fırsata çevirip daha güçlü dimdik ayağa kalkmalıyız.

Geçmiş dönemlerden bu güne yapılan bütün buhar makineleri, sanayileşme, bilgisayar ve robot çağı vb. gibi devrim veya çağ adına ne dersek diyelim bu çağların, devrimlerin hepsinin üstüne sünger çekip dijital çağa geçirmek isteyen ve dünyayı da buna sürüklemek isteyen birilerinin var olduğu da bilinmeyen bir şey değil. Bunlar insanları da, ekonomi ve parayı da dijital ortamda tek merkezden yönetmeyi hedefleyen kendilerini bütün dünyanın efendisi sanan firavunlaşmış, nemrudlaşmış ilahlaşmış bir zümre var. Bunlar ne Yahudi ne Hristiyan. Müslüman hiç değiller.  Ne Allah’ a inanırlar ne resullere. Bunlar kendilerini rab, ilah gören birileri Allah’a inancımı olur, Resullere imanımı.

Hedefleri, ilahlaştıkları için her yere yerleştirdikleri kameralarla her insanı takip etmek. Her yerde hazır ve nazır olan Allah’ la yarışmak için. Aslında zavallı oldukları da ortaya çıkıyor kamera yoksa körler, acizler farkında değiller. Dijital ağlarla, uydularla, bilgisayarlarla, veri takibiyle de oluşturmayı hedefledikleri dijital para ve sanal bazı hizmetler vererek insanları yönetmek. Kişiselleştirip sosyal bağları akrabalık ve arkadaşlık ilişkilerini koparmak.  Sanallaştırarak bireyselleştirdiği, aile ortamından da uzaklaştırdığı kişileri birey haline getirip gütmek. Her birine yerleştirmeyi hedefledikleri dijital çip, nano teknoloji bazı ürünler vb. şeylerle insanlığa hükmetme arzuları var. Bunun ÇİP YERLEŞTİRME uygulamasını ÇİN İSVEÇ VB. bazı ülkelerde yaptılar. Bütün kişisel verilerin yüklendiği deri altına monte edilmiş bir çiple uygulamalı reklamını yapmışlardı diğerleri hava alanında sıra beklerken ÇİP uyguladıkları bir şahıs girişte ki okuyucuya bileğinde ki çipi temassız kart gibi okutup sıra beklemeden içeri geçmişti bunu izledim. Bu çipleri kullanarak insanları uzaktan kontrol etme ve uzaktan etkisiz hale getirme imkanı var, çip sayesinde sinyalle kalp krizi geçirtme gibi. Bunun adı nereden bakarsan bak Rablik iddiası, ilahlaşmadır. Firavunlaşma diyoruz da oda bir tık aşağıda kalıyor. O Ra’ nın oğluyum yeryüzündeki temsilciyim diyor. Bunlar RAB biziz diyorlar.

Bize ve yetkililere düşen görev nedir? Bizler bu salgını atlatabilmek için yetkililerin istedikleri yönlendirmelere dikkat etmek, evde kalmak, kişisel temizlik ve sosyal mesafeye dikkat ederek, moralimizi yüksek tutup bu salgını atlatmak. Paniğe ve korkuya kapılmadan kıtlıkta kalacakmış gibi fırınlara ve marketlere akın etmemek. Yetkililerde de bu dış güçler kimlerse onların tuzaklarını fark edip boşa çıkarmak ve bu işi memleketimizin lehine,  kalkınmasına nasıl çeviririz onun çalışmasında olmaktır. Tüm dünya halkalarına ve bizim memleketimizin üstene kurulan tuzaklar olabilir ki hiç eksik olmaz lakin kurulan tuzakları en iyi bilen Allah’a sığınıp, yönelip bu tuzakların boşa çıkartılması için el birliğiyle mücadele etmeliyiz vesselam.