KONYA HABER
Konya
Az bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3284 %0,23
48,6188 %0,44
4.868,16 % 0,62
Ara

TAM AÇLIĞA ALIŞMIŞKEN

YAYINLAMA:

Hoca’nın parası tükendikçe tükenmiş.

Sonunda çareyi masrafı kısmakta bulmuş.

Aklına ilk eşeğinin yemi gelmiş.

Azaltmış, azaltmış…

Hayvan, yavaş yavaş gücünü yitirmeye başlamış.

Yemini azaltmasına rağmen, eşeğin yaşadığını gördükçe seviniyormuş Nasrettin Hoca. Mecburen yemi azaltmayı sürdürmüş.
Ama bir sabah ahıra gittiğinde ne görsün, hayvan ölmüş.
Nasrettin Hoca ah çekmiş derinden:
“Tam açlığa alışırken öldü zavallıcık…”

 

Petrol fiyatları uluslararası piyasalarda 77 dolara satılıyordu 21 Temmuz 2021 tarihinde.

O gün İstanbul’daki istasyonlarda akaryakıt 7 TL 25 kuruştu.

11 ay sonra petrol fiyatları 120 dolar civarına çıktı.

Peki ya akaryakıt?

Dile kolay ama tam 27 TL.

Petrol yüzde 100 bile artmamışken mazot nasıl yüzde 400 arttı?

Otomobiline hep 50 TL’lik benzin alan vatandaş 2003’te deposunun yarısını doldururken bugün 2 litrelik meşrubat şişesini bile dolduramıyor.

Vatandaş eşeğinden vazgeçeli çok oldu, hatta kendisini açlığa alıştırmaya çalışıyor!

Çünkü akaryakıttaki her artış vatandaşın gıdasına zam olarak yansıdı.

Temel gıdada yaşanan artış TÜİK’in yüzde 73’lük enflasyonunun çok üzerinde.

Eğer gıda fiyatları durdurulamazsa vatandaşın sonu da Hoca’nın eşeğininkine benzeyecek.

*****

YA BİZ?

Gözleri ülkeyi terk etmenin verdiği hüzünle kaplanmıştı.

Yıllarca uğraşıp didinerek kurduğu evi dağıtmış memleketi terk ediyordu.

Kadın elindeki valizi muavine verdi sonra komşularıyla vedalaştı.

Uğurlayanların yüzünde ise bir rahatlık ifadesi vardı.

Biz görevimizi yerine getirdik der gibiydiler.

Ailenin erkek çocuğu ben aslında gitmek istemiyorum dedi, İstanbul’da mutluydu.

Arkadaşlarından ayrılmak istemiyordu.

Babanın ağzından şu kelimeler döküldü; artık bu memlekette geçinemiyoruz.

Peki İstanbul’da geçinemeyip gittikleri dünya şehri neresi miydi; Halep.

Yanlış okumadınız 10 yıl önce can havliyle sığındıkları İstanbul’u artık geçinemedikleri için terk ediyor ve Esenler belediyesinin ücretsiz tahsis ettiği otobüsle Suriye’ye dönüyorlardı.

O an aklıma bu proje geldi acaba geri dönmeleri için bu ekonomik modeli benimsemiş olabilir miydik?

Sonra şu cümleyi mırıldandım istemeden.

İyi de ya biz!

*****

GENÇLER UMUDU KESMEK YOK

Bunca hikayeyi anlattıktan sonra bu başlık atılır mı diyenlere;

Gerçeği görmezden gelerek sorunları çözemeyiz.

Ama her halükarda memleketi terk edip gidecek de değiliz.

Bu ülke ne sorunların üzerinden geldi, elbette bu sorunları da çözeceğiz.

Yeter ki sorunlara bilimin ışığında çözüm arayalım hamasetle değil.

Ustanın da dediği gibi; “Enseyi karartmak yok”.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *