BAŞLAMADAN BİTTİ
Geçtiğimiz sezon, deyim yerindeyse alnımızın akı bileğimizin gücüyle süreç içerisinde şampiyonluk yarışına dahil olmuştuk. Şöyle dönüp geriye baktığımızda aslında ne de zorlu bir süreçti. Sezonun dönüm noktaları vardı ki öncesinde bunu kullanmayı bilsek de kırılma anlarını değerlendiremedik. Bu elimizde olsa da olmasa da yine de kendimize hatırı sayılır bir koltuk bularak Aykut hoca zamanında deneyimlediğimiz Avrupa'da boy gösterecektik. Pek tabi "Hedefimiz Avrupa'ya gitmek" söylemleri ligin bitmesinin ardından Bate maçıyla birlikte "Hedefimiz gruplara kalmak" olarak ağız değiştirdi ve sonuna kadar da hakediyorduk. Çünkü Bate maçları olağanüstü güzel geçti. Oyun anlamında istediğimizi tam anlamıyla sahaya yansıtınca farklı skorlar da kaçınılmazdı. Bate karşısında ki oyunu yorumlayınca Konyaspor'un ligi tozu dumana katacağı şeklinde ki bir ileri görüşü yapmamak ayıp olacaktır. Yine de bazı şeyler için iddialı konuşmak çok erkendi. Çünkü lig uzun bir maraton olduğu gibi üzerine bir de Türkiye Kupası eklenecekti. Üç kulvarda yarışmak adına rotasyonu olan bir kadro ile bu yarışın içerisinde savaş vermek gerekiyordu. Bunun içinde doğru yoldan ama bazı eksiklerle yol alınmaya başlandı. Uzun sezondur görmediğimiz şekilde erken bir transfer süreci başladı. Gidenlerin yerine takviye yapılırken elzem denilen yerlere de bazı transferler gerçekleştirildi. Tüm bu yaşananların yeterli olup olmadığını görmek için artık hem ligin hem de Avrupa'da ki eleme maçlarının başlaması gerekiyordu. Bate maçının hemen öncesinde Başakşehir ile yapılan hazırlık maçında şahsım adına ben takımı tam olarak hazır görmemiştim. Bate maçlarının ardından sanırım bu hazırlık maçı yanıltıcı olmuş diye düşünürken tabiri caizse kâbus başladı. Deplasmanda ki Vaduz maçı berbattı. Bate'yi eleyen takım Vaduz'u hayli hayli eler derken pozisyon üretmede ciddi anlamda sıkıntılar yaşadık. E pek tabi kabul edilebilir, nihayetinde deplasman takımıyız ve bunun rövanşı da kendi seyircimiz önünde olacaktı. Hemen akabinde ligin açılış haftasında bu buhran Ankaragücü ile devam etti. Sahada pozisyon üreten bir Konyaspor yoktu ki kaleyi bulan isabetli bir şutumuz da olmadı. Tatmin etmese de lige puanla başlamak Vaduz maçı öncesinde önemliydi. E tabi ligin devreye girmesiyle birlikte dört günde bir maç programı takımı hem mental hem fiziksel anlamda yoracaktı. Ama ben bunu bu kadar erken beklemiyordum. Maalesef çabuk pes edip Vaduz'a yenilerek elendik. Şöyle dönüp bir bakıyorum müsabaka esnasında direncimiz oldukça düşmüştü. Ola ki Vaduz'u elemiş olsaydık bile play off ile saf dışı kalacağımız gün gibi ortadaydı. Gönül ister ki keşke gruplarda olsaydık ama bu kulvarı kaldıracak bir rotasyonlu kadromuzun olmadığı da apaçık ortada duruyor. İslami Dayanışma Oyunları sebebiyle yıpranan zemin, İlhan hocanın formsuzluğu, hakem hatalarının gölgesinde ligin ikinci haftasında Başakşehir bize, biz Başakşehir'e konuk olduk. Haliyle zemini uygun bulmayan federasyon maçı Eskişehir'e alınca her iki takımda deplasman gerginliğini yaşadı. Avrupa yorgunu iki takım da kontrollü ve kaçak dövüştü. Ya kontra ile öne geçmek istedi yada çok organize bir atakla skora gitmek istedi. Malum, sonuç en azından bizi mutlu etmedi gibi görünüyor. Toparlayamazsak işler biraz karışacak gibi ama yine de temelimiz var. Son söylenecek sözleri hemen sarf etmemek gerekiyor. Eminim su aka aka yolunu bulacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.