Cuma günü ilk teravih kılınacak, sahur sofraları kurulacak, Ramazan’ın bereketi yine evlerimize, gönüllerimize misafir olacak. Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan!

Ramazan geliyor da biz hazır mıyız? Ya da ne kadar hazırız? On bir ayın sultanı Ramazan, yalnızca oruç tutmakla değil; paylaşmak, sabretmek, yardımlaşmak ve arınmakla da hatırlanır. Gündüzleri açlıkla sınanırken, akşamları iftar sofralarında birlik ve beraberlik içinde buluşuruz. Ramazan, sadece midelerimizi değil, kalplerimizi de doyuran bir ay olur.

Bu mübarek ayda ekmeğini bölüşen, halden anlayan ve kalbiyle infak eden herkes için rahmet kapıları sonuna kadar açılır. Fakir fukarayı gözetmek, bir yetimin başını okşamak, komşuya bir tas çorba ikram etmek, işte Ramazan’ın ruhu tam da budur.

Elbette Ramazan, sadece bir ibadet ayı değil, aynı zamanda nefis terbiyesinin, sabrın ve iç muhasebenin ayıdır. Kendimizi sorgulama, kötü huylarımızdan arınma ve daha iyi bir insan olma fırsatıdır. Oruç, yalnızca yemekten içmekten uzak durmak değil, kötü sözden, dedikodudan, kötü niyetten de kaçınmaktır.

İftar sofralarında dualar yükselirken, sahurda niyetler edilirken, gökyüzünde dolunay yerini hilale bırakırken Ramazan ayının feyzi üzerimize yağmur gibi yağsın. Bu ay, kırgınlıkları unuttursun, küslükleri bitirsin, gönülleri yumuşatsın.

Bizim kültürümüzde misafiri iyi karşılamak vardır. Onun için Ramazan ayı öncesi şu son saatleri iyi değerlendirip On Bir Ay’ın Sultanını bir güzel karşılaşayım. Ramazan ayına her manasıyla hazır girelim.

Ramazan-ı Şerif’in ülkemize, Konya’mıza, hanelerimize ve bireysel olarak her birimize huzur ve bereket getirmesi dileğiyle…