Aşk Şiirlerinin Şairi; Cemal Süreya
“Biz kırıldık daha da kırılırız. Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”
Aşk şiirlerinin şairi Cemal Süreya
Duygusunu kelimelerinde hissettiren nadir şairlerden biridir, adeta şiir yazmak için aşık olmuş.
Cemal Süreya'nın yaşantısı ve şiirleri aslında öyle iki satıra sığacak türden değil.
Ama kelimelerim yettiğince anlatacağım.
Söz konusu sevda ve aşk olduğu zaman Cemal Süreya mutlaka akla gelir.
Onun kaleminden çıkmış olan etkili şiirler, her insanın yüreğine işlemiş anlamlara sahiptir. Bu anlamlar özellikle duygu ve düşünceleri en iyi şekilde aktarır.
Cemal Süreya, ilk dergilerini ilkokuldayken sınıfta arkadaşıyla birlikte Yumurcak, Kahkaha, Çocuk Duygusu adlarıyla çıkarmıştır.
Şairlik duygusunu yaratan ilk etken, annesinin ona anlattığı Kerem ile Aslı hikâyesi, ikinci etken de Ali cenkleri ve Köroğlu kitaplarıdır.
Lise son sınıftayken edebiyat ile ilgilenen Süreya, kendini bu dönemde "aruzcu, eski edebiyatçı" olarak görmüştür.
1950'de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinin Maliye Ve İktisat Bölümü’nde okumaya ve bu dönemde şiirlerini yayımlamaya başlamıştır.
Yine bu dönemde eski şiiri bırakarak yeni şiire geçiş yapmıştır. 1954'te mezun olduktan sonra teğmen olarak askerliğini yaparken fark derslerini de vererek hukuk diplomasını da almıştır.
Öyle ki aşkı için soy isminden bile vazgeçmiştir.
Bilinen kaynaklarda Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşıdır ve ikisi de Muazzez Akkaya adlı kadına âşık olurlar.
Kadına olan aşklarını birbirlerine anlatırlar. Yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlar. Aralarında kadını elde etme üzerine bir iddiaya girerler. Kadını elde edemeyen fiziksel ve bedensel olmasa da ömür boyu taşıyacağı bir şeyle cezalandırılacaktır.
İddiayı Cemal Süreyya kazanırsa Sezai Karakoç’un ismi Sezai Karkoç olarak değişecek, Sezai Karakoç kazanırsa Cemal Süreyya’nın isminden bir "y" harfi çıkacak ve Cemal Süreya olacaktır. İddiayı Sezai Karakoç kazanır ve Cemal Süreyya’nın isminden bir "y" harfi atılır.
İddia üzerine birlikte olduğunu öğrenen Muazzez Akkaya başka sorunların da etkisiyle Geyve’ye geri döner. Bu duruma çok üzülen Sezai Karakoç Monna Rosa adlı şiirini yazar.
Sevda Sözleri, Üvercinka en çok sevilen şiir kitaplarıdır.
Süreya, aşklarıyla beslediği şiirlerine bir süre sonra bitkin düşmesiyle son vermiştir.
6 Ocak 1990'da kalp krizi geçirmiştir. 8 Ocak 1990'daki Gazeteciler Cemiyeti'ndeki son hâli, Muzaffer Buyrukçu tarafından "bitkin, zayıflamış ve tam bir moral çöküntüsü içinde" şeklinde aktarılmıştır.
Gece evinde rahatsızlanan Süreya, 9 Ocak 1990 Salı günü şeker komasından ölmüştür.
“Sesinde ne var biliyor musun? Söyleyemediğin sözcükler var.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.