GÖRME ENGELLİLER GÜNÜ
Bir kentin yaşanılabilirdik seviyesinin sağlıklı olmasında çocuklar, kadınlar, yaşlılar gibi grupların yararına yönelik toplumsal hizmetler yürütmek önemli parametrelerden birisidir. Diğer bir önemli parametre de kentte yaşayan engelli bireylerin kamusal alanı diğer bireyler kadar rahat kullanabilmeleridir. Yaşam hakkı temel bir insan hakkıdır ve sağlıklı olmak bunun ön koşuludur. Sağlık, sadece hastalık ve sakatlık halinin olmayışı değil, aynı zamanda fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan iyi olma halidir. Dolayısıyla sağlık her birey için temel bir hak ve ihtiyaçtır; ancak doğuştan ya da sonradan bazı sebeplerden dolayı bazı bireyler engelli olabilmektedirler. Bugünkü yazıma bu girişi yapmamın sebebine gelince dün Dünya Görme Engeliler Günü'ydü.
Ülkemizde, 2010 yılında TÜİK’in yaptığı Özürlülerin Sorun ve Beklentileri Araştırması çerçevesinde görme engellilerin yüzdelik dağılımları şöyledir: Görme özürlüler toplam yüzdeliğin %8.4’ünü oluşturmaktadır. Bu dilim içerisindekilerin %67’si erkek ve %33’ü kadın; %59.2’si kent, %40.2’si kırsal yerleşimli; görme kaybı (özür oranı) % 20-39 arası olanlar %28.3; %40-69 arası olanlar %28.1; %70 ve yukarısı olanlar % 43.6’tür. Yaş grubuna göre ise 0-6 yaş arası olanlar %1.4; 7-14 yaş arası olanlar %5.1; 15-24 yaş arası olanlar %16.1; 25-44 yaş olanlar %36.2; 45-64 yaş arası olanlar %25.5 ve 65 yaş ve yukarısı olanlar %15.8’ ini oluşturmaktadır Türkiye’de bütçe ve şehircilik planlarında engelliler için kimi iyileştirmeler yapılmıştır ancak, tam anlamıyla bunlar engellilerin toplumsal hayata katılmalarını sağlamaya yeterli gelmemiştir.
Engelli maaşları halen memnun edici seviyelerde değildir. Kaldırımlar, cadde ve sokaklar, yetersiz sokak aydınlatmaları, sesli olmayan trafik ışıkları, ulaşım araçları ve AVM’lerin yapısı engellilerin erişim ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktır. Bütçe ve şehir planlaması yapılırken engellilerin görüşlerine başvurulmaması bu problemin ortaya çıkmasında en önemli nedendir. Engelliler için pek çok kent yaşama açısından problemlidir. Bu konu ile ilgili küçük bir araştırma ile elde ettiğim bilgiler ise şöyle; Tüm hizmetlerinde insan merkezli projeler üreten Konya Büyükşehir Belediyesi, şehir merkezinde engellilerin ulaşımını kolaylaştıracak çeşitli düzenlemeler gerçekleştirmektedir. Bu kapsamda Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı ile 2008 yılında imzalanan protokol ile başlatılan Örnek Engelsiz Kent Projesi’nin sevgi ve hoşgörü şehri olan Konya’da böyle bir projeyi Türkiye’de ilk başlatan şehir olması hem Konya, hem de engelliler için çok önemlidir.
Engelsiz Kent Projesi kapsamında kentsel yerleşim alanında kavşaklar başta olmak üzere farklı bölgelerde rampalar oluşturularak kaldırım düzenlemeleri yapıldı. Yoğun trafikte engelli araçları ve bisiklet ile ulaşımı emniyetli bir hale getirmek amacıyla 114 kilometreden fazla ayrılmış engelsiz yol oluşturuldu.
Konya merkezde yoğun olan kavşaklarda 210 adet akustik sinyalizasyon sistemi uygulanırken; 61 adet alçak tabanlı, yana yatabilen, engelli rampası ve tekerlekli sandalye sabitleme sistemi bulunan otobüs alındı. Görme engellilerin kamusal alanda her türlü kamu hizmetine engelsiz bir hat üzerinden ulaşılabilmesi ve bu hatlar ile ilgili yönlendirmelerin yapılabilmesi için de çalışmalar yapılıyor. Hepimiz için yaşanabilir, insanların, rahat, huzurlu ve hiçbir zorluk yaşamadan, hayatını idame ettirebilmesini diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.