RAMAZAN AYINDA ÇOCUKLAŞMAK
Ramazan ayı çocuklar için ayrı bir güzelliğe sahiptir. Çocuklar, büyüklerin yaşadığı tatlı telaşa ortak olur. Geleceğin büyükleri, aile ortamında yaşadıkları bu eğitimle aslında gelecek hayatlarını da şekillendirmiş olur. 90'lı yıllarda çocukluğunda kış Ramazanlarını yaşayanların bir kısmı şu anda belki de kendi evlatlarının tekne orucu tutmasına vesile oluyor. Ramazan ayı geldiğinde, birçok çocuk oruç tutmak ister. Küçüklerin heveslerini kırmak istemeyen aileler, evlatlarının yarım gün 'Tekne orucu' tutmasına izin veriyor. Kısa süren bu orucun iftarını ise bazı anneler çocukların damak zevkine göre hazırlar. Pide kuyruğu Ramazan ayının olmazsa olmazıdır. Çocuklar da sıcacık pideleri alabilmek için ya tek başlarına ya da aileleriyle sıraya girerler.
Ramazan topunu bekleme işi evlerde çocuklara verilir. Pencere kenarında ezan ve Ramazan topunun sesini duymak için bekleyen ufaklıkların heyecanı ise görülmeye değerdir.
Ezan okunur okunmaz, ailenin en büyüğü ellerini açar ve dua eder. Sofradakiler de ona 'amin' der. Bazen dua etme görevi evin en küçüğüne verilir. Böylelikle çocuklar hem dine daha çok bağlanır hem de özgüvenleri gelişir. Küçükleri, bütün gün oruç tutmuş gibi iftar sonrasında ailelerinin çay keyfine de eşlik eder.
Özellikle yaz Ramazanlarında aileler iftardan sonra dolaşmak için dışarı çıkar. Elbette bu dolaşmada en karlı çıkan çocuklardır. Çocukların birçoğu park ve marketlerden bir şeyler ister ve o aldıklarının tadını çıkararak mutluluklarına mutluluk katar.
İftarın ardından aileler hep birlikte Teravih namazına gider. Çocuklar camide, yetişkinlere bakarak namaz kılarak güzel bir alışkanlığa ilk adımlarını atar.
Okula gitmek için yataktan zorla kaldırdığınız çocuğunuzun size “Beni sahura kaldırmayı unutma anne-baba” demesi eşsiz bir duygu olsa gerek.
Ramazan büyükler için ne kadar kıymetli ve manevi bir iklim ise elbette ki çocuklar için de öyledir. Ramazan, ruhumuzun temizliğinin vesilesidir. Bir de tertemiz ruhlu çocukların hayatlarına dokununca onları melekleştirir.
Dünyanın içinde bulunduğu karanlık gitgide daha da zifiri bir hal alıyor. Karanlıkları aydınlatmak için manevi iklimlerin bizi kuşatmasına ihtiyacımız var. Bununla birlikte çocuklarımıza temiz bir gelecek ve huzurlu bir dünya bırakma zorunluluğumuzda olduğunu unutmamalıyız. Bizim kirlettiğimiz dünyayı çocuklarımızın temizlemesini beklemek en büyük adaletsizlik olur. Bu açıdan çocuklarımıza karşı sorumlu olduğumuzu da unutmamalıyız Bu sorumluluğumuzu yerine getirmek için Ramazan bize en büyük nimet. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olan mübarek Ramazan ayı geldiğinde çocuklarımızın heyecanı bizden kat be kat fazla olur. O temiz ruhlarını manevi iklimin güzellikleri ile doldurmak için bugün eyleme geçme vaktidir.
Ramazanda çocuk olmak için belki büyüdük, ancak Ramazanla çocuk olmanın yaşı yoktur. Gelin bu Ramazanda çocuklarımızla çocuk olup Ramazanla da kalbimizi bir çocuk kalbi gibi saf ve temiz kılalım.
Ve dünyanın buna çok ihtiyacı var.
Bugün ayrıca Şehitler ve Çanakkale deniz zaferi yıldönümü, hepimize kutlu olsun, tüm şehitlerimizin mekanı cennet olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.