KONYA HABER
Konya
Açık
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,2757 %0,44
48,9736 %0,64
4.895,35 % 0,22
Ara

ŞAİRLERİN SULTANI

YAYINLAMA:

Bu hafta şair, yazar ve düşünce adamı, Türk Edebiyatı Vakfı’nın “Sultanüşşuara” Şairlerin Sultanı adını verdiği (Merhum) Necip Fazıl Kısakürek’in hem doğum hem de vefat günlerini içeren bir hafta (D:26 Mayıs 1904,Ö:25 Mayıs 1983) Üstad; “Kaldırımlar” şiiri dolayısı ile de Kaldırımlar şairi olarak bilinir. Duygu ve düşüncelerini çekinmeden dile getiren Üstad, düşünceleri ve dönemin siyaset adamları üzerine yazdığı yazıları sebebi ile dönem dönem tutuklanmalar yaşamıştır. Üstad; yaşam tarzı, eserlerindeki altyapı zenginliği, yaşamış olduğu değişim ile oldukça farklı bir sanat ve düşünce insanıdır. Üstad’ın öğrenim hayatı birden fazla okulda kesintili ve dağınık bir biçimde sürer. M.E.B’nın verdiği burs ile Paris’e gider. Sorbon Üniversitesi Felsefe bölümünde tahsiline devam eder. Paris’te de düzgün bir öğrencilik hayatı geçiremeyen Üstad, kendini sanat, eğlence çevrelerinde bulur ve bohem bir yaşam tarzına ayak uydurur. Derslerindeki başarısızlığı ve devamsızlığı sebebi ile devletten aldığı bursu kesilince Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalır. Kaldırımlar başlıklı uzun şiiri Üstad’ın “Kaldırımlar Şairi” olarak tanınmasını ve ün kazanmasını sağlar. 1932 senesinde “Ben ve Ötesi” adlı üçüncü şiir kitabını ve 1933 senesinde de düz yazılarını bir araya getirdiği “Birkaç Hikaye Birkaç Tahlil” adlı kitabını yayımlar. Üstad’ın tiyatroya olan ilgisi usta tiyatrocu Muhsin Ertuğrul’un etkisi ile olur, yazdığı ilk tiyatro eseri Tohum, Muhsin Ertuğrul tarafından sahnelenir. 1934 senesinde Nakşibendi şeyhi Merhum Abdulhakim Arvasi Hz.ile tanışması ile ayrı bir yazı konusudur. Tanıdıktan sonra ise sanat anlayışı ve eserlerinin içeriğinde mistik ve dini bir değişim kendini göstermeye başlar. Ankara’da memur olan Üstad 1936 senesinde döneminin yüzeysel ve maddeci dergilerine karşı manevi derinliği olan ve sanatsal değer taşıyan Ağaç dergisini çıkarmaya başlar. Üstad, hem Büyük Doğu dergisinde yazdığı siyasi yazıları hem de siyasi hareketleri sebebi ile farklı hükümetler döneminde takibe alınır ya da mahkum edilir. 1950 senesinden sonra en verimli dönemlerini yaşar. Şiir kitaplarını yeniden düzenler. Ayrıca hikaye, roman, tiyatro, senaryo, hatıra, dini ve tasavvufi eserlerin yanı sıra siyasi ve tarihi incelemeleri de bu döneminde kaleme alır. Diğer hece şairlerinden estetik düşünceleri ve metafizik-psikolojik altyapısı ile ayrı bir yer edinen Üstad’ın şiirleri o dönemde kararsız bir tutum sergileyen hece şiirine özel bir anlam kazandırır. Üstad’ın ilk şiirlerinde hissedilen dini içerik, tekke-tasavvuf etkisi ve Yunus Emre havası sindirir. Şiirlerinde sürekli görülen acıklı ve dokunaklı atmosfer yazarın olmazsa olmazlarındandır, şiirleri psikolojik derinliğe ulaşmış değerli eserleridir. Hem felsefi hem de edebi akımları şiirlerinin altyapısında mükemmel bir biçimde bir araya getirerek kendine özgü bir şiir anlayışı kazanır. Freud’un bilinçaltı ve libido kuramları, Bergson’un varlık ve zaman kavramlarına yeni bir anlam kattığı sezgicilik, yaşam ve insana dair yeni bir açıklama getiren varoluşçuluk, Ahmet Haşim’in zenginleştirdiği sembolizm ve izlenimci şiir ve Türk aydınının ilgisini çeken Baudeleaire’nin bunalımlı mistik atmosferi Üstad’ın şiirlerinde bir araya geldiğini söylenebilir. Üstad, şiirlerinde eşyaya, maddesel canlılara, dış dünyaya yani maddeye bakış açısı farklıdır. Necip Fazıl’a göre madde göze göründüğü gibi değildir. Madde, insanın iç dünyası ile ilişkilidir. Üstad Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında şiirde estetiği ısrarla savunan ve düşüncesini düzenli ve planlı bir biçimde poetika haline getiren çok az şairlerden biri konumundadır. Üstad, 25 Mayıs 1983 tarihinde Erenköy’de kendi evinde hayata gözlerini kapar. Büyük bir cenaze töreni ile Eyüp Sultan Mezarlığına defnedilmiştir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *