Yoğun pandemi şartları bir taraftan korkunç salgının adeta yine evlerimizin odalarımızın içinde dolaşması. Vaka sayılarında, ölüm sayılarında görülmemiş ölüm oranları aklımızı başımızdan almaya devam ediyor. Salgın ile birlikte her evde bir geçim telaşesi ve yaşanmamış bir endişe ortamı.

Günümüzde karşı karşıya kaldığımız bu gerçekler ile boğuşurken yine günlük telaşenin magazin ya da kolayımıza gelen siyasi atmosferi içerisinde yuvarlanıp gidiyoruz.

Oysa bu yılın bir özelliği vardı.

Belki de pek çoğumuz bunu unuttuk bile.

2021 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Türk dili ve medeniyetinin temel taşlarından biri olan Yunus Emre'nin vefatının 700. yılı nedeniyle Yunus Emre’yi anma ve Türkçe Yılı olarak ilan edilmişti.

Ve Türkiye’nin bu kararı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından anma ve kutlama yıl dönümleri arasına alındığı da açıklandı.

Yunus Emre denildiği zaman ilk olarak aklımıza Türk Dilinin temel taşlarından olan Yunus’un şiirlerinde insan ve doğa sevgisini, hoşgörü, kardeşlik ve barış kavramlarını en duru Türkçe ile işlediğini görüyoruz. Yunus bu şiirlerinde din, dil ve ırk ayrımı gözetmeksizin tüm insanlığa sesleniyor.

Yunus “yetmiş iki millete bir göz ile bakmak” ilkesi ile evrensel insani değerler üzerine insanları ortak değerler etrafında birleştirmeye dahası yaşadığı çağın çok ötesinde bir şair olduğunu gösteriyor.

Yunus Emre yılı bu yıl tüm ülkede Dünyanın farklı noktalarında kutlanırken Yunus Emre ve Türkçenin bizdeki anlamı çok daha farklı olacak.

Ya da şöyle diyelim çok daha farklı olmasını ümit ediyorum.

Önce Karaman sonra Konya Yunus Emre ve Türkçe yılını dolu dolu yaşamalı derim.

Bunların ilk işaretleri de geliyor zaten.

Karaman Belediyesi Karaman Belediyesi’nin 2021 yılının, Yunus Emre ve Türkçe Yılı olarak belirlenmesiyle birlikte şehrin farklı bölgelerindeki çalışmalarını ortak izliyoruz.

Karaman Belediyesi önce şehir genelinde billboardlarda, LED boardlarda ve otobüs duraklarında tanıtıcı görseller ile bu yıla dikkat çekti.

Belediye otobüslerinde cephe giydirme çalışmaları yapılırken, belediyeye ait şehrin farklı bölgelerinde bulunan tanıtım merkezlerinde, alt ve üst geçitlerde ve şehir girişlerinde Yunus Emre temalı görseller uygulandı.

Yine giden evraklarda kullanılmak üzere üstünde Yunus Emre figürü bulunan posta pulu bastırıldı. Yıl boyunca tanıtım çalışmalarının devam edeceğini kaydeden yetkililer, kültür yayınlarından çıkacak olan iki adet kitap basımının tamamlanmak üzere olduğunu söylüyorlar.

Bu yıl için Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Namık Ak Hoca ve ekibi de düğmeye basmış.

Edebiyat Fakültesinde “Yunus Emre okumaları” yapılıyor. 

Şimdi tekrar yazımızı toparlayacak olursak. Bu yıl Yunus Emre’yi ve Türkçemizi daha iyi anlayabilmek için okurken, ister istemez Yunus Emre'nin yaşadığı döneme gitmek gerekiyor. Anadolu'da siyasi, sosyal ve kültürel olarak birçok sıkıntılarla karşılaşılan bir dönem var.

Sürekli devam eden göçler var.

Etkisi her geçen gün artan Moğol saldırıları var.

Beylerin kendi aralarındaki çekişmeleri var.

Kuraklık ve salgın hastalıklar da hesaba katıldığında Yunus'un yaşadığı dönem ile günümüzde çok ciddi benzerlik görebiliriz.

................

İşte bizde de bugün dünyada yaşanmamış korkunç bir salgın var.

Eğer bugün Yunus Emre yılı oluyor ise Yunus her dönem çağrısını hissettiren bir isim olduğu içindir. İşte, herkesin can derdine düştüğü bir ortamda UNESCO'nun, candan çok cananı düşünen Yunus Emre'yi çağırması, Hacı Bektaş'a sarılması son derece anlamlıdır.

Yedi asır önce bu toprakları mayalayan Yunus, bugün de coğrafyamızı, dünyamızı yeniden inşa edecektir. İnancımız, ümidimiz bu yöndedir.

Bizde böylesine zor dönemi bu topraklardan fışkıran kendi değerlerimize sahip çıkarak anlayabiliriz diyoruz.

Haftaya görüşebilmek ümidi ile hoşça kalın.