Konya’da musluk suları güvenli mi?
BBN Medya olarak geçen hafta “su” konusunda ciddi ve kapsamlı bir çalışmaya imza attık. Birileri “yeter kardeşim başka bir konu yok mu?” dese de şehrin kanaat önderlerine, alanında ilgili kişilere su konusunda sorular yöneltip farkındalık ve harekete geçirme çalışması gerçekleştirdik.
“Metro mu su mu acil?” başlığımız garip karşılandı. “Ne alaka?” diyen de oldu, “susuz kalırsak metroyu ne yapacağız” diyen de. Biz de biliyoruz birbirinin alternatifi projeler olmadığını. Ancak son yıllarda Konya metro ile yatıp metro ile kalkıyor. Hatta metro projesi şehri adeta kilitledi. Metro gibi devasa bir yatırım ister istemez tüm projelerin önüne geçiyor hatta çoğu zaman da perdeliyor.
Bu ötelenen projelerden birisi de ne yazık ki kuraklıkla birlikte “şaaak” diye önümüze çıkan su problemi oldu, Yıllardır bahar yağışlarıyla güz yağışlarıyla bir şekilde idare ediliyordu ancak bu yıl gördük ki su savaşları yakın.
İşin garip tarafı eylem planı da yok. Dahası suyu tüketme adına alabildiğince saldırı da devam ediyor. Yasak ama herkeste kuyu var, üstelik sondaj derinlikleri 200-300 metrelere varmış. Yer altı sularının her yıl yıl 2-3 metre daha derine gidildiği söyleniyor ama ovada vahşi sulamanın önüne geçilemiyor. Dahası şeker pancarı, mısır ve ayçiçeği gibi suyu seven bitkiler destek kapsamına alınıyor. Bu işte bir terslik mi var yoksa bu terslikte bir iş mi var anlamak mümkün değil.
******
MUSLUK SULARI NE KADAR GÜVENLİ?
Hazır su demişken son günlerde yavaş yavaş gündeme gelen musluk sularının güvenliği konusunu da açalım. Konya’nın 50 yıllık su sorununu çözecek ve musluklarımızdan memba kalitesinden suların akmasını sağlayan Mavi Tünel İçme Suyu Projesi ile 3 yıldır evlerimizdeki musluklardan su içiyor, çayımızı yemeğimizi zahmetsizce yapıyorduk. Açıkçası bir sorun da yoktu. Ama kuraklıkla beraber Toroslardan gelen suyun kesilmesi (!) ve kuyu sularının yeniden devreye alınmasıyla birlikte ishal vakaları da arttı. Hastanelere başvurular da artınca ister istemez musluk sularının güvenliği tartışmaya açıldı.
Haber merkezindeki arkadaşlarımız hem İl Sağlık Müdürlüğü hem de KOSKİ’deki yetkililerle irtibata geçti ve her iki kurumdan da “sularla ilgili bir sıkıntı söz konusu değil” yanıtını alıp ishal vakalarının mevsimsel bir durum olduğu bilgisine ulaştılar.
Ancak musluk sularının hasta ettiği söylemi özellikle sosyal medyadan hızla yayılıyor. Daha önce Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay musluk sularının güvenli olduğunu söyleyip, “Biz içme suyunu da çay suyunu da musluktan temin ediyoruz” demişti. Sanki bu günlerde de benzeri bir açıklama ile musluk sularına ilişkin güven tazelemeye ihtiyaç var.
******
SİLLE’DE ÇIKAN OLAYLAR VE YATIRIMCIYA ETKİSİ
Malum geçtiğimiz günlerde Sille’de üzücü bir hadise yaşandı. Olayı hem asayiş yönünden hem de hadisenin yaşandığı mekanın sahibinin kıymet verdiğim ve sevdiğim bir isim olması hasebiyle özellikle irdeledim. Öncelikle Sille’de o muhteşem yatırımı hayata geçiren ve o gece yaşanan arbede de yaralanan Harun ağabeye “geçmiş olsun” dileklerimi iletiyorum.
Bir tarafta hayatını kaybeden genç bir insan var, diğer tarafta da elini kana bulayan başka gençler. Onların da ailelerine sabır diliyorum.
Bir de olayın başka boyutu var o da yatırımsal boyuttur. Bu tür yatırımlar kolay yatırımlar değildir. Herkes cesaret edemez. Sektörüne değer kazandıran, istihdama katkı veren bir mekan. Böyle güzel bir mekanın üzücü bir hadiseye ev sahipliği yapması da büyük talihsizlik. Bundan sonra işletme için ve sektör için ne olur bilemeyiz. Ama olayın daha fazla dallandırılıp budaklandırılmaması gerekiyor. Mutlak suretle bir çıkar yol bulunmalı. Acılı aileler teskin edilmeli, işletme de istihdam kapısı olarak varlığını sürdürmeli. Şehrin de Sille’nin de böyle güzel yatırımlara ihtiyacı var. Konya olarak elimizdekilerin değerini bilelim, yatırımcılara ve markalarımıza sahip çıkalım.
*****
ARSA SATIŞI KONYASPOR’A DERMAN OLUR MU?
Bugünkü yazımızı Konyaspor ile noktalıyoruz. Ne yazık ki Konyaspor son yıllarda dövizdeki dalgalanmalar ve pandemi nedeniyle sürekli artan borç yükü ile karşı karşıya. 2015-2016 sezonundaki parlak başarılarla borçları sıfırlayan bir kulüp sonraki dönemde yanlış transferler, “taklacı” diye yutturulan ama futbol oynamayı bildikleri şüpheli futbolculara ve menajerlerine ödenen milyon eurolar, yayın gelirlerinin azalması gibi etkenlerle bugün 300 milyon liralık (faiz borçlarıyla daha fazla) bir borca sahip.
Borçların erimesi için ilk olarak gül gibi altyapı tesisleri (Tatlıcak) satılacak. Kimse kusura bakmasın ama Konyaspor’un parasını hoyratça harcayan her bir kişi bu vebalin altındadır.
Orası hayal edildiği gibi futbolcu fabrikası olamadı ama belli ki artık orada yeni fabrikaların temellerinin atılması yakındır. Hedef 120 milyon TL’lik gelir elde etmek. “Yetmez ama evet” demek durumundayız. Günden güne artan bu borç yüküne bir set çekmek gerekiyor. Bu da bir başlangıç olacak. İnşallah yeni gelir kaynakları da bulunur. En önemlisi de altyapıdan yeni gençler çıkar da Konyaspor kendi yağıyla kavrulup gider. Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.