Umutluyum
Hep hayal kurmaktan bahsederiz, iyi de ederiz.
Çünkü hayal kurmadan ne kadar yaşayabiliriz ki. İnsanlar hayalleri kadar yaşar. İnsanları inançları, umutları ve hayalleri var eder, harekete geçirir, can verir, enerji verir. Kıpır kıpır içinde kelebekleri uçuşturur, Kiminin uykusunu kaçırır, kiminin iştahını açar ya da tamamıyla heyecandan bir lokma yiyemez hale getirir.
Yaşadığımız sürece hayaller kurmaya ve onları gerçekleştirmek için çabalamaya hiç şüphesiz devam etmemiz gerekiyor.
Bugünde bir an düşündüm ve aklıma: -Bu hayaller sadece bu dünya için mi kurulur? Sorusu geldi. Bizi, bu evreni, dünyayı var eden Yüce yaratıcımızı ve dahi onun kulu ve elçisi, insanlığın medarı iftiharı efendimizi, annelerimizi, Hz Mevlana, Hz Şems, Hz. Yunus ve çok sevdiğim diğer Allah dostlarını görebilir miyim, sohbet edebilir miyim? Öteki alemde? Kendimce tahayyül ettiğim şeyleri ahirete olan inancımla onları görme ve sohbet etme hayalini kurdum işte. Ve inanılmaz bir şekilde çook heyecanlandım. ( Bu hayalimi anlatsam birine, belki şuan bu yazımı okuyan sen de hatta kendim de dahi kuvvetle muhtemel, böyle düşünürdüm!) - Sen de kim oluyorsun be gafil. Bu halinle ve bunca günahınla bu hayali nasıl kurarsın? Düşünür müydü? Düşünürdü...
Beşeriz, şaşarız, hatalar yapar, günahlar işleriz.. Ama umut verici olan Allah'ın bağışlayıcı, affedici olması.
Tam da üç aylara girdiğimiz şu günlerde her daim bize fırsatlar sunan yüce yaratıcıya sığınmak, ondan istemek, onun bahşettiği hayal gücünü kullanmak en güzel hediyedir diye düşünüyorum.
Ama kafası çok karışık olanlar için de bir hatırlatma.
İnsan; nisyandan gelir. Nisyan da unutkanlık ya! Unutkanlık da insanlara ait.
Ben de nisyandan geldiğimden bir an unutuverdim işte kendimi...
Ama bilinmez belki kabul olmuştur bu duam ve hayalim. Çünkü kul zanneder!
Ancak Allah kalpleri bilir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.