Antik Mısır Tarihi
Antik Mısır, Arkeoloji ve Popüler Tarih kültüründe her zaman tarihi geçmişi ile ilgi odağı olmuş bir kadim bir medeniyettir. Bu kadim medeniyet arkeoloji ilminin gelişmesi ile son yüzyılda merak edilmiş ve günümüzde birçok konu ile ilişkilendirilmiştir. Arkeoloji biliminin gelişmesi ile araştırmacı arkeologlar 19.yüzyılın başında Antik Mısır’ı keşfetmeye başlamışlardı. Antik Mısır tarihi, yaklaşık MÖ 3100'den MS 30'a (Roma İmparatorluğu'nun fethine) kadar uzanan 3.000 yıllık bir medeniyetin hikayesidir. Bu süreç, hanedanlıklar, firavunlar, savaşlar, dini devrimler ve mimari harikalar ile doludur. Erken Hanedanlık döneminden başlayan bu medeniyet yaklaşık üç bin yıllık süre sonunda Ptolemaios döneminden sonra Roma İmparatorluğuna bağlanmıştır.
Toplum ve kültürel açıdan Mısır medeniyete baktığımız zaman sanatta, tıpta, bilimde ve mimari de çok ileri düzeyde olduklarını görebiliriz. Bunun en güzel örnekleri ise yapmış oldukları Piramitler, tapınaklar, resim sanatı, mumyalama, Nil nehri ile ilgili yaptıkları geometri ve matematik araştırmaları ve kendi geliştirdikleri Hiyeroglif (resim yazısı) yazısı bu medeniyeti diğer medeni toplumlardan ayırmıştır.
Dünyaya bıraktıkları kültürel mirasları yadsınamaz. Bunlardan en önemlileri ise Piramitlerdir. Antik Çağ’da yedi harikadan biri olan Keops Piramitleri günümüze kadar gelmiştir. Kahire yakınlarında Giza vadisinde bulunmaktadır. Bu muazzam piramitlerin nasıl inşa edildiği hala gizemlidir. Firavunlar için inşa edilen görkemli yapılar dünya üzerinde en popüler yerlerdendir. Antik Mısır’ın bir diğer önemli geleneği ise Ölü gömme geleneklerinde olmuştur. Mumyalama tekniğini çok iyi kullanmışlar ve ölen kişi için özel tabutlar yapmışlardır. Mumyası bulunan önemli şahsiyetlerden birisi de popüler olan Tutankamun’dur.
Dini inançlarında çok tanrı anlayışı hâkim olmuştur. Ra, Osiris, İsis gibi büyük tanrılarına inanmışlardır. Hz. Musa (as)’nın bu topraklara geldiğini ve Firavunu tek tanrı inancına davet ettiğini mukaddes kitabımız Kuran’ı Kerimden bilmekteyiz. Yine aynı şekilde Hz. Yusuf peygamberin Mısır da köle iken Firavunun yanında Maliye bakanı olup aynı şekilde tek tanrı olan Allah’a davet ettiğini ve Hz. Yusuf’un davetini kabul eden Firavunun Akhenaton ya da IV. Amenhotep olabileceği tahmin edilmektedir.
Antik Mısır’ın önemli yazı sistemi olan Hiyeroglifler de büyük bir gizeme sahiplerdir. Resim yazısında kullanılan hayvanlar ve anlatılan mitolojik olaylar bize bu medeniyetle ilgili önemli bilgiler vermektedir. 1822 yılında Jean-François Champollion adlı Fransız bilim insanı, bu yazı sistemini çözen ilk kişidir.
Nil deltası Antik Mısır için önemli bir yaşam kaynağı olmuştur. Nil havzası benzersiz bir topografyaya sahiptir. Verimli toprakları sulayan Nil nehri zaman zaman taşkınlara sebep olmaktaydı. Bu durum yaptıkları hesaplamalarla çözmüşlerdi.
Tarih boyunca birçok medeniyet uzun süre varlığını sürdürememiş ve yok olmuştu. Ama Mısır medeniyeti bulunduğu konumun sağladığı avantajlar ve genel anlamda sağladı istikrar ile dış saldırılara fazla uğramış ve varlığını 3000 yıl kadar sürdürebilmiştir. Antik Mısır, insanlık tarihinin en etkileyici ve gizemli uygarlıklarından biri olarak hem akademik çalışmalara hem de hayal gücüne ilham vermeye devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.