Son dönemlerde adını sıkça duyduğumuz bir kavramdan bahsedeceğim. Küresel iklim değişikliği, orman yangınları ve gıda krizinin konuşulduğu dönemde bu terimin de adını duymaktayız. Peki nedir bu karbon ayak izi?

Her insanın ulaşım, ısınma, enerji tüketimi veya satın aldığı her türlü ürün neticesinde atmosfere yayılmasına neden olduğu karbon miktarını anlatmak üzere kullanılan bir terimdir. Birçok sitede yazan terimin aynısını yazdım.

Gerçekte karbondioksit ve diğer sera gazları atmosferimizde oluşumundan beri var olan ve aynı sera gazı gibi ısıyı içeride tutarak dünyayı yaşanabilir kılmıştır. Yirminci yüzyılda endüstriyelleşmenin başlamasıyla bu gazların atmosferdeki miktarının arttığını iddia eden bilim insanları, küresel sıcaklığın daha çok ısının tutulması ile yükseldiğini ifade etmektedirler. Bu durumu yıllarca okullarda, televizyonlarda, gazetelerde dile getirerek iklim değişikliğini gündeme oturtmuşlardır. İnsanların her gün yaptığı faaliyetler ile bu sera gazlarının salınımına neden olduğunu ve dünyanın geleceğini etkilediğini söylemekteler. Bu etki de bizim karbon ayak izimizin olduğunu söylemekteler.

Bindiğimiz araçların egzoz borusundan çıkan gazlar, ya da marketten aldığımız ürünlerin üretiminden nakliyesine kadar olan süreçte ortaya çıkan Co2 buna örneklendirilebilir.

Aslında bu dayatılan karbon ayak izi tam olarak tespit edilemez. Bunun içinde insanları daha iyi kontrol edebilmek için çipler düşünülmektedir. Yaşamamız için bize tahsis edilen bir dünya da birileri senin özgürlüğünü kısıtlamak istemektedir. İnsanlığı yeni bir kölelik sistemine dahil etmek ve kontrol etmek amacıyla yapıldığı aşikardır. İklim kisvesi altında uygulayacakları şeyleri meşru hale getirmek istiyorlar. Ve bunu bütün devletlere uygulatmak istiyorlar. Yakın zamanda hepimiz biliyoruz ki Çevre ve Şehircilik bakanlığının ismi değiştirilmişti. Her şeyi kademeli olarak yapıyorlar ve bunun sonunda özgürlüğümüz elimizden alınıyor. Karbon ayak izi üzerinden vergilendirme sistemini de devreye sokacaklar. Kendilerinin hesaplama sistemine göre sözde hepimizin doğaya ne kadar zarar verdiği hesaplanıp elimizdeki mülklere el konmaya kadar gidilecek.

Pandemi de yaşanılan haksızlıklar ve gasp edilen özgürlüklerimizi düşünüp yeni bir gelişmeye karşı uyanık olmak zorundayız. Feraset ve basiretli olmak ümidiyle...