Mehmet MERTEK

Mehmet MERTEK

Türkiye’de Konjonktürel Dindarlık

Türkiye’de Konjonktürel Dindarlık

Türkiye’de konjonktürel dindarlık, özellikle son birkaç on yılda siyasal, toplumsal ve ekonomik gelişmelerle iç içe geçmiş bir olgu olarak dikkat çeker. Türkiye gibi laik ama Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu bir ülkede, din hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli bir yere sahiptir. Bu durum, dinin zaman zaman araçsallaştırılmasına ve konjonktürel kullanımına zemin hazırlamıştır. Konjonktürel dindarlık, bireylerin veya grupların dini inanç ve pratiklerini içten gelen bir inançtan ziyade, sosyal, siyasi veya ekonomik şartlara bağlı olarak benimsemesi veya görünür kılması durumudur. Bu tür dindarlık, sabit ve derin bir inançtan çok, mevcut koşullara uyum sağlamak veya çıkar elde etmek amacıyla ortaya çıkar.

Konjonktürel dindarlığın temel özellikleri

Zaman ve şartlara bağlıdır: Birey, belirli bir dönemde dini değerlere daha çok sarılır; başka bir dönemde ilgisini kaybedebilir.

Toplumsal baskıdan etkilenir: Dindar görünmenin sosyal kabul veya prestij kazandırdığı durumlarda artış gösterir.

Siyasi veya ekonomik çıkarlarla ilişkilidir: Özellikle siyasetçiler veya kamuya açık kişiler, toplumun dini duyarlılıklarına hitap ederek destek toplamaya çalışabilir.

Tutarlılık eksikliği görülür: Davranışlarda istikrarsızlık olabilir; ibadet, söylem ya da dini simgelerin kullanımı belli dönemlerde yoğunlaşır, sonra azalır.

Örnekler;

-Seçim dönemlerinde dini vurguların artması.

-Kamuya açık alanlarda dini sembollerin stratejik şekilde kullanılması.

-Ekonomik kriz dönemlerinde insanların dine yönelmesi (kaygı ve belirsizlik nedeniyle).

Konjonktürel dindarlık, bireysel düzeyde samimiyet tartışmalarına neden olabileceği gibi, toplumda dini değerlerin araçsallaştırılması gibi etik problemleri de beraberinde getirebilir.

Türkiye Özelinde Konjonktürel Dindarlığın Gözlemlendiği Alanlar

1. Siyasi Alan:

Seçim dönemlerinde* siyasi partilerin dini söylemleri daha sık kullanması.

Dini liderlerle kurulan ilişkilerin kamuoyuna yansıtılması.

Mütedeyyin seçmenleri etkilemek amacıyla dini ritüel ve sembollerin ön plana çıkarılması.

Örneğin, Ramazan ayında yardımların ve dini söylemlerin artması, siyasi mitinglerde dua edilmesi.

2. Toplumsal ve Medya Alanı:

Dizi ve reklam içeriklerinde "manevi atmosfer" yaratılarak geniş kitlelere hitap edilmesi.

Bazı sanatçı veya kamuya mal olmuş kişilerin *imaj tazeleme* amacıyla dini motiflere yönelmesi.

3. Ekonomik Alan:

“Helal gıda”, “İslami finans” veya “faizsiz bankacılık” gibi dini hassasiyetlere hitap eden ekonomik ürünlerin, tüketici eğilimlerine göre dönemsel olarak öne çıkarılması.

4. Bireysel Yaşamda:

Üniversiteye giriş, evlilik, iş bulma gibi kritik dönemlerde dini değerlere yönelme; ancak bu yönelmenin kalıcı olmaması.

Toplumun muhafazakârlaştığı dönemlerde bireylerin dini kimliklerini daha görünür hale getirmesi.

Türkiye’de konjonktürel dindarlık, bireylerin sadece inançlarından değil; içinde bulundukları politik iklim, kültürel normlar ve toplumsal beklentilerden de derinden etkilenir. Bu durum, samimi dindarlık ile görünürlük amaçlı dindarlık arasındaki sınırların bulanıklaşmasına neden olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet MERTEK Arşivi