Hatırlarsınız pandeminin en yoğun olduğu dönemlerde aşı çalışmaları daha yeni başlamışken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca sık sık ekranlarda veya sosyal medya aracılığıyla “Bu güce güvenin” mesajlarını veriyordu.

Bakan Koca, Türkiye’nin sağlık alanında çağ atlamasıyla birlikte gerek hastane imkanları gerek ekip ve ekipman imkanı gerekse de ilaç ve aşı imkanlarıyla koronavirüse karşı en etkin mücadele eden ülkeler arasında olduğunu ifade ediyor ve bu güce güvenilmesi gerektiğini ifade ediyordu.

Türkiye bugün sadece sağlık alanında değil, askeri alanda, savunma sanayisinde, sosyal yardımda, ekonomide artık aklınıza ne gelirse… Her alanda çığır açmış, çağ atlamış durumda.

Bakınız hepimizi derinden yaralayan felaketler yaşadık. Depremler, seller, yangınlar… Çok şükür kudretli devletimiz ve aziz milletimiz el ele vererek yaralarımızı kısa sürede sarıyoruz.

Bugün afet bölgesinde devletin gücünü ve şefkatli kollarını 7X24 görüyoruz. Devletimiz dağın başındaki vatandaşının  elektriksiz kalmaması için helikopter ile jeneratör taşıyor. Ambulans uçaklarımız dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. AFAD, Kızılay gibi kuruluşlarımız kimseyi aç ve açıkta bırakmıyor.

Peki hepimizin gıpta ile baktığı Almanya’da tablo nasıl?

Hemen bir ajans haberini paylaşalım da görelim orada durum nasılmış:

“Sel felaketinde büyük zarar gören Stolberg şehrinde hala bazı bölgelere gaz, elektrik, telefon ve internet hizmeti sağlanamazken içme suyu ile kanalizasyon sorunları da çözülemedi. Almanya'nın Kuzey-Ren Vestfalya ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde 15 Temmuz'da meydana gelen sel felaketinin üzerinden 6 haftadan fazla zaman geçmesine rağmen, selin izleri hala silinemedi. Selin ardından sokakların ve iş yerlerinin temizlenemediği şehirde, kanalizasyon sistemi etrafa kötü koku yayarken bu sorunun çözülmesinin uzun zaman alabileceği belirtiliyor. Almanya'nın Kuzey-Ren Vestfalya ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde 15 Temmuz'da meydana gelen sel felaketinin üzerinden 6 haftadan fazla zaman geçmesine rağmen, selin izleri hala silinemedi.”

Sayın Bakan diyor ya “bu güce güvenin” diye. Haksız mı sizce?

Gelin birlik ve beraberliğimizi hiç bozmayalım. Bizim bizden başka dostumuz da yok, sığınacak limanımız da. Devletimiz var oldukça da bayrağımız dalgalanacaktır. Bize düşen bu bayrak altına sığınıp en azından dışarıdaki düşmana karşı bir olmak, tek yumruk kalabilmektir.

*****

Geçen hafta yazmıştık. Yine hatırlatmak da fayda var. Maalesef yoğun bakımlar aşısız hastalarla dolup taşmakta. Devletimiz “aşı olun” diyor. Uzmanlar “tek çare aşı” diyor. Ancak sayıları azımsanmayacak bir kesim de aşının zararlarından bahsediyor. Sanırsınız bilim insanı! Okullar açılıyor, mevsim de yavaş yavaş son bahara dönüyor. Görülen o ki bu hastalık yine yukarı yönlü seyir içerisinde olacak. 

Geçen yıl ölüm sayıları 50 oldu diye karalar bağlıyorduk. Bugünkü rakamlar ortada. Ne dersiniz alıştık mı? Hafife mi alır olduk?