Bu aşı çok canımı yakıyor!
Geçtiğimiz günlerde, dünyanın saygın eğitim kurumu sıralama listelerinden olan, QS World University Ranking, 2021 edisyonunu yayınladı. Raporda Türkiye'nin acı tablosu gözler önüne serildi. Listede ilk 500'de sadece 1 üniversite (Koç Üniversitesi 465. sıra) yer alırken ilk 1000'de sadece 9 üniversitemiz kendine yer bulabildi.
Halihazırda ülkemizin dört bir yanına dağılmış, 2021 itibariyle 78'i özel olmak üzere, 209 üniversitemiz var.
23 yılını üniversitede geçiren bir kardeşiniz olarak dünya genelinde elbette liderliği kaptırmadığımız alanlarda var ama bunlara başka bir yazımızda değinelim.
Gelelim bu subjektif, belkide adil bile olmayan sıralamalar bir yana asıl canımı yakan konuya;
Üniversitelerimiz son yıllarda, daha önce hiç olmadığı kadar ar-ge projelerine desteğe sahipler. Çok daha fazla imkan ve teknolojiye sahipler. Bu taraflı, tarafsız hiçbirimizin inkar edemeyeceği bir gerçek.
Bugün üniversitelerimizde, özellikle tıp alanında internet sayesinde tüm bilgilere anında sahip olma imkanıyla birlikte, son teknoloji aletler, hekimlerimizin hizmetine sunulmuş, her hangi bir alanda bir proje geliştireceğinizi, ülke menfaatine bir şey üreteceğinizi belirttiğinizde tüm imkanlar seferber ediliyor hale gelmiştir.
Ancak bu imkanlara sahip hekimlerimizin, halen bir Covid19 aşısını ortaya koyamamış olması kabullenir bir gerçek gibi gelmiyor.
Elbette 1990'ların sonlarında dünyaya aşı ihraç eden, Refik Saydam Hıfzısıhha Enstütüsü' nün teknolojisinin eskidiği, çağa ayak uyduramadığı gerekçesiyle kapatılmış olmasının etkisi de büyük.
Ancak, dün dünyaya aşı ihraç eden ülkelerin başında yer alırken, bu gün, temel aşıları Bulgaristan, Hindistan, Danimarka ve Japonya’dan alıyoruz. Aşı gereksinimini karşılamak için Sağlık Bakanlığı her yıl yaklaşık olarak, 13 milyon dolar ödüyoruz ve tabiî ki bu Covid öncesi tablo.
Türkiye’de devlet destekli olarak, Covid-19 aşı projeleri iki koldan devam etmekte. Birisi TÜBİTAK’ın desteklediği; diğer kol da Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın (TÜSEB) desteklediği aşı geliştirme projeleri. Bildiğimiz kadarıyla toplamda 13 ayrı merkezde Covid-19 aşı geliştirme çalışması devam etmekte. Kayseri Erciyes Üniversitesi sonuca en yakın olan üniversitemiz gibi görünmekte.
Yazık ki, bugün, Atatürk'ün "Beni Türk hekimlerine emanet edin" deyişini inkar edercesine, Çin'in, Almanya'nın, Rusya'nın keyfinin yetip, sözünde durup bize aşı göndermesini bekliyorsak, bunda üniversitelerimizde unvan, makam, kadro savaşlarında, döner sermaye payının ince hesaplarından, başını kaldırıp, ülkemin şimdi bana ihtiyacı var diyemeyen akademisyen hekimlerimizin, başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünmeleri gerekiyor.
Gecesini gündüzüne katarak aşı çalışmalarına emek veren sağlıkçılarımızı tenzih ederek, şu acı gerçeği söylemek lazım, 139 tane Tıp Fakültesi olan bir ülkede, üstelik salgının üzerinden 1,5 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen, ortaya bir "Türk Aşısı" çıkaramamış olmamız, epey üzücü bir durum olsa gerek.
Tarihimiz boyunca, özellikle teşhis ve tedavi metotları velhasıl sağlık başta olmak üzere, hemen her alanda dünyaya öncülük etmiş bir neslin torunları olarak, bu Covid-19 illetinin aşısında geride kalmış olmamız, canımı yakıyor.
Bu saatten sonra beklenti, en yakın zamanda "evet geç oldu ama bizde en iyi aşıyı bulduk" diyebilecek bir üniversite.
Kalın sağlıcakla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.