Mustafa AYCAN

Mustafa AYCAN

Kamu Promosyonu ve Medyamız

Kamu Promosyonu ve Medyamız

Geçtiğimiz günlerin popüler gündemiydi, haberleri takip eden hemen her okurumuz konuyu okumuş, yorumlamış ve muhtemelen etrafıyla tartışmıştır... diye düşünüyorum.

Başlık, “emekli promosyonu helal mi, haram mı?"

Milyonlarca emekli, banka promosyonlarındaki artışa tam sevinmişken, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan promosyonlarla ilgili fetva gecikmedi.

Diyanet, 2 milyon emeklinin aldığı banka promosyon paraları için, “Harama yakın” açıklaması yaptı. Ve detay açıklamasında, “İşleyiş bakımından faize tam olarak benzememekte ise de, şüpheden de tümüyle uzak değildir. Bu itibarla temel ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olanların bu parayı kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları yakınları için kullanmamaları ve ihtiyaç sahibi fakirlere vermeleri uygun olur.”

Elbette konuya hakim alim ve ulemalarımızın, mutlaka kılı kırk yararak, araştırıp, görüşüp bu fetvayı yayınladıklarından şüphemiz yok.

Ancak itirazımız haberi aktaran medyaya, ısrarla başlık neden "emekli promosyonu?"

Oysa Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başkanı, tüm personeli, fetva komisyonundaki ulemada dahil olmak üzere, bu banka promosyonunu tüm aktif kamu personeli de almakta iken, konuyu ısrarla emekli promosyonu şeklinde lanse etmek biraz garip değil mi?

Herkes doğrusu, yanlışıyla kendisinden sorumlu olması kuralı saklı kalmak kaydıyla, değerli medyamız, Diyanet İşleri Başkanı başta olmak üzere, Din İşleri Yüksek Kurulu'ndaki muhterem zatlara, almış oldukları bu banka promosyonlarını nasıl değerlendirdikleri ile ilgili en azından bir röportaj yapma gereği duymadı mı? Böyle bir soruya gelecek, samimi bir cevap daha etkili olmaz mıydı?

Yaşı ileri olanlar hatırlayacaktır. Rahmetli Başbakan Turgut Özal zamanındada hükümet Tasarrufu Teşvik Fonu adı altında memuruna zorunlu tasarruf yaptırmış, maaşından kesilen bu tasarrufu, memur inisiyatifi olmaksızın ödemiş ve devlet bu kesintiden memuruna nema dağıtmıştı. O zaman da Diyanet bugünküne benzer fetva vermişti. Merak etmeyin o zaman da bu soru kamu maaşlı ulemaya sorulamamıştı.

O günlerde de, bu gün yaşananlara benzerlik, memurun karar verme yetkisi olmayışıdır. Ne nemayı istemiyorum deme hakkına sahipti, ne de bugün ben promosyon istemiyorum deme hakkı var. Gelen para kendi kontrolünde olmayan bir para.

Başta da söylediğim gibi itirazım fetvaya değil, medyanın bu haberi ele alış şeklinedir.

Haddimizi bildiğimizi de ifade ettikten sonra, temennimizi bildirerek bu haftaya noktayı koyalım.

Allahü Teâlâ, insanı yaratınca, ona hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayırabilmesi için aklı verdi. Umarım, İslam konusunda bizlere rehber olan görevliler başta olmak üzere, Yüce Yaradan tüm alanlarda yol gösterici kılavuzlarımızı da bu bahşettiği cevheri en tarafsız, en düzgün en hakkaniyetli kullananlara nasip eder.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa AYCAN Arşivi