HAYAT KİME GÜZEL?
Ülkemizde son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar, televizyonlardan izlediklerimiz, iktidar ve muhalefetin karşılıklı normalleşme, yumuşama senaryolarına rağmen birbirlerini suçlamaları ve her gün medyada gözümüzün içine sokulan bir tarafta magazin dünyası bir tarafta da asgari ücretlinin ve benim gibi emeklilerin durumunu göz önüne aldığımızda kendi kendime sordum: “Hayat Kime Güzel?”
Bu sorunun cevabını çok da zorlanmadan hemen bulduklarım:
- Tüketim alışkanlığını israf çılgınlığına çevirenlere,
- Yediğini içtiğini sosyal medyada gözümüzün içine sokanlara,
- Ülkemizde yaşayan yabancılara, yabancı turistlere,
- Bizlerin sadece resimlere görebileceğimiz tatil yörelerinde lüks içinde yaşayanlara,
- Tatil mekânlarında 1 Adet lahmacuna 1000 TL ücret ödeyebilenlere,
- Asgari ücretlinin bir aylık maaşını bir öğünde masada bırakanlara,
- İki yıl sonra emekliliği hak eden milletvekillerine,
- Kur garantili mevduat hesabı olanlara,
- Milyarlarca liralık vergi borcu bir kalemde silinenlere,
- Birkaç yerden ballı maaş alanlara ve bunu hak kabul edenlere,
- Kamu özel işbirliği ile (KÖİ) ihale alan müteahhitlere,
- Kur garantili ödeme alan iş insanlarına,
- Liyakat sahibi olmadığı halde önemli makamlara gelenlere,
- Kamuda tasarruf yapması gerektiği halde hiç dikkate almayıp harcama yapanlara,
- Hak hukuk adalet yerine, bir telefonla işini halledebilenlere,
- Gözümüzün içine baka baka zam haberlerini savunanlara,
- Birilerinin gölgesine sığınıp bol keseden atıp tutanlara,
- Lüks kafelerde ve restoranlarda halen daha yemek yeme cesareti gösterenlere,
- Kamu bankalarından milyon dolarlık kredi alıp geri ödemeyenlere,
- Vur patlasın çal oynasın misali gece yaşantısında boy gösterenlere,
- Her gün magazin haberlerinde yer alan sözüm ona sanatçılara,
- Döviz üzerinden maaş alan çalışana,
- Sonradan görme zenginlere,
- Devlet malı deniz yemeyen domuz anlayışında olanlara,
- Dine, diyanete sırtını dayayıp gününü gün edenlere,
- Ülkemizde sığınmacı ya da mülteci konumunda beslediklerimize,
Hayat gerçekten güzel.
Velhasıl dostlar, bu cevapları uzatmak mümkün. Görünen o ki: Ülkemizdeki on milyonun üzerindeki göçmenlerin yanı sıra seksen beş milyon insanımızın %20 lik kesimi için “Hayat Güzel” ve daha da güzel olacağa benziyor. Kalan % 80 için “Hayat Çok Zor” ve yeni vergi paketiyle birlikte, yeni zamlarla daha da zor olacağa benziyor. Çünkü zenginlerimiz gittikçe zenginleşiyor, fakirlerimiz ise gittikçe yoksullaşıyor.
Bundan sonra bizim gibi dar gelirli ve yoksullara düşen başımıza gelene sabır etmek, nefes alabiliyorsak şükretmek, bunun kader olduğuna inanmak ve sanırım işi Allah’a havale etmek. Ben bu ülkenin sıradan bir vatandaşı olarak -alın teri ile kazananlar hariç- kısa yoldan köşeyi dönenlere, ülkemizin nimetlerini zevkleri için harcayanlara, doğal kaynaklarımızı yok edenlere kısacası kul hakkı yiyenlere hakkımı helal etmiyorum.
Bütün bunlara rağmen elim ayağım tuttuğu için kendi başıma yemek yiyip, tuvalete gidebildiğim için Rabbime binlerce şükredip hayatın benim içinde güzel olduğuna inanıyorum. Her şeye rağmen yaşam güzel diyorum.
Her gün şöyle dua ediyorum: “Allah’ım korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail eyle, aklımızı alma, şeklimizi bozma, sahip olduğumuz maddi ve manevi nimetlere muhtaç olacak duruma düşürme, bizi senden başka kimseye muhtaç etme” diye beş vakit yalvarıyorum. İnanıyorum ki Allah’ın adaleti şaşmaz, insanların yaptığı yarına kalır, ancak yanına kalmaz, inşallah. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.