İNSAN SUSARSA DOĞA SUSAR!
Konya Su ve Kanalizasyon İdaresi (KOSKİ) son günlerde su tasarrufunun önemine dikkat çekmek için sokaklardaki reklam panolarında yayınladığı görsel ile “DOĞA SUSARSA İNSAN SUSAR” ifadesini kamuoyuyla paylaşmaktadır. Kim bulduysa eline sağlık, çarpıcı ve düşündürücü bir ifadedir. Yıllardır bu konulara dikkat çekmeye çalışan birisi olarak de aslında bunun tam tersi “İNSAN SUSARSA DOĞA SUSAR” olmalı diye düşünüyorum.
KOSKİ burada verdiği bir ifade de “Dünya üzerinde kuraklık ve çölleşme nedeniyle her yıl yaklaşık 12 milyon hektar toprak yok oluyor” ile “Susuz kalmamak için şimdiden tasarruf et; her damlası yaşam kaynağı olan suyumuzu koru” çok doğru. Doğada su kaynakları kurursa insan susarsa su ihtiyacını nasıl karşılayacak? Anlaşılan o ki bıçak kemiğe dayanmış durumda ve harekete geçmek ve suyumuzu tasarruflu kullanmak zorundayız. Konya’da tatlı su kaynağı barajlarda doluluk oranlarının % 26’ya düştüğü göz önüne alınırsa hayatın her alanında su tasarrufu yapılması kaçınılmazdır
Burada beni sevindiren en önemli konu otuz yılı aşkın bir süredir ben ve benim gibi konunun uzmanı kişilerin, TEMA, DOĞA DER, ÇEKÜL, WWF Türkiye; TTKD gibi sivil toplum gönüllülerinin hatta son on yıldır Sürdürülebilir Çevre Derneği (SÜÇEV) gönüllülerinin defalarca söylediği gibi hava, toprak ve su kaynaklarımız tükeniyor, devletin, yerel yönetimlerin ve tabii ki vatandaşlarımızın bu konuda harekete geçmesi gerekir.
Nerden nereye? Zamanında biz bunları söylediğimizde dönemin belediye başkanları bizleri “felaket tellallığı” ile suçlarken şimdi aynı belediye su kaynaklarının tükenmekte olduğunu kabul etmesi ve geleceği görmesi gerçekten sevindirici bir gelişme. Ancak burada öncelikle harekete geçmesi gereken Belediyemiz ve KOSKİ’dir.
En önemli su tüketim sektörü tarım, ancak KOSKİ kaynaklarının çok büyük bölümü içme ve kullanma suyuna harcanıyor. Bir tarafta “Tatlı Su Şehri KONYA olarak Dutlu, Çayırbağı, Mukbil, Beypınarı ve Kırankaya kaynaklarından getirilen pınar suları tüm şehir merkezine ayrı bir şebeke hattıyla yaklaşık 590 km uzunluk ve 1009 adet tatlı su çeşmesiyle halkımızın hizmetine sunulmaktadır” diye hizmetle övüneceksin, bir tarafta da su kaynaklarının tasarruflu kullanılması isteyeceksin. Bu ne yaman çelişkidir. “DoğruSU israf Etmemek” olduğuna göre KOSKİ harekete geçmeli ve gerekli radikal tedbirleri almalıdır.
Yarın öbür gün su kesintileri yaşamamak için ilk aklıma gelenler: Tatlı su çeşmelerinin sayısını azaltmayı hatta tamamen kapatmayı, yoğun su kullanan araç yıkama işletmelerinde sistem değişikliğine gitmeyi, park, bahçe, yeşil alanları ile refüj ağaç sulamasında gri su kullanımını yaygınlaştırmayı- hatta zorunlu hale getirmeyi- sokaklarda yağmur suyu hasadı yapmayı, büyük sitelerde çatı oluklarına yağmur suyu toplama sistemleri kurulmasını (bahçe sulamada kullanmak için) sağlayabilirler mi? Acaba?
Doğa: Yüce Allah(c.c) tarafından yaratılan Kâinatın bir parçası olan canlı ve cansız nesnelerden oluşan varlıkların tümü olarak tanımlanabilir. Bitkiler, hayvanlar gibi insanlarda bu sistemin bir parçasıdır. Ormanlar ve sulak alanlar gibi doğal kaynaklar Yüce Allah’ın lütfu birer nimetidir. Aynı zamanda insanoğluna verilen birer emanettir. Onları korumak ve yaşatmak hem yasal hem de kulluk görevimizdir.
Maalesef insanoğlu Yüce Allah’ın sadece kendisine verdiği zekâsını bencilliğine kurban etmiş ve sürekli doğayı tahrip etmektedir. Plansız kentleşme, sanayileşme, bilinçsiz tarım uygulamaları, atık suların boşaltılması, orman yangınları gibi insan eliyle yapılan uygulamalardan zarar gören doğal kaynaklarımız, doğal güzelliklerimiz birer birer yok olmaktadır.
Daha fazla rant ve para kazanma ihtirası yüzünden başlatılan maden arama maden işletme tesisleri, taş ve kum ocakları, HES; RES; GES gibi haddinden fazla yapılan enerji santralleri, hava limanları gibi ihtiyaca göre değil de ranta göre yapılan gereksiz yatırımlar uğruna maalesef doğa yok edilmektedir. Böyle giderse doğa susacak ve insana verdiği nimetleri tükenecektir.
İşte tam bu noktada sesini çıkarmaya çalışan doğa dostu insanlarımız ise maalesef çoğu zaman seslerini duyuramamakta, hatta susturulmaya çalışılmaktadır. Tek dertleri toprağını, suyunu ve doğal güzelliklerini korumak olan; son yıllarda Akbelende, İkizderede, Hopa’da olduğu gibi doğa koruma çabasını canları pahasına vermeyi göze alan insanlarımızın durumu ortadadır.
Çevre koruma ve Doğayı koruma zor ve zahmetli bir iştir. Bazen itilip kakılırsın, dayak yersin, bazen canından olursun, bazen de sermaye düşmanlığı ile suçlanırsın. Yani susmaya zorlanırsın. Belki de korkar susarsın. Böylece doğaya, çevreye duyarsız insanların sayısı artar.
İNSAN SUSMAYA DEVAM EDERSE EMİN OLUN DOĞA DA SUSAR ve biz daha çok keşke deriz. “Nehir kenarında dahi abdest alırken suyu israf etmeyiniz” diyen bir Peygamberin (s.a.v) ümmetleri olarak lütfen ama lütfen: Suyumuzu kullanırken dikkatli olalım ve sonra hasret kalmayalım. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.