Necmettin Şimşek

Necmettin Şimşek

Wilson ve Genel Son

Wilson ve Genel Son

* Wilson Yasası, bilgi ve zekânın parasal birikim için güçlü itici güç olduğuna dayanan yasadır. Entelektüel kapasitesi ile ekonomik refahı arasındaki doğru orantıyı anlatır. Bilgi sonsuz değerdedir. Hızla gelişen ve büyüyen dünyada, bilgi sahibi olmak ve değişime uyum sağlamak hayat kadar önemlidir. Bilgi edinmek ve entelektüel ufuklarını genişletmek için çaba gösterenler, fırsatları değerlendirme, zorlukların üstesinden gelme ve bilinçli ekonomik kararlar alma konusunda yeteneklidirler. Bilgi, inovasyon ve girişimciliğin temelidir. Mucitlerden girişimcilere kadar başarılı bireyler, uzmanlıklarını çığır açan çözümler ve kârlı işletmeler yapmak için kullanmışlardır. Bilgi, inovasyonun para birimidir ve inovasyon ekonomik başarıya götürür.

* Zekâ, sabit bir özellik değil, yaşam boyu beslenip geliştirilebilen dinamik bir niteliktir. Yaşam boyu öğrenmeye kendini adayanlar, değişen koşullara ve sektörlere uyum sağlama konusunda daha iyi konumdadır ve çalkantılı zamanlarda bile finansal istikrarlarını korurlar. Sürekli öğrenme, bireylerin kariyerlerinde güncel kalmalarını, yeni fırsatlar keşfetmelerini ve yoğun talep gören beceriler geliştirmelerini sağlar. Bu uyum yeteneği, teknolojik gelişmelerin ve ekonomik değişimlerin yaygınlaştığı bir dünyada hayati önem taşır. Zenginlik anlık bir hedef değil, bilgi ve zekâya öncelik vermenin bir yan ürünüdür. Bireyler doğrudan paranın peşinden koşmak yerine kişisel ve entelektüel gelişimlerine odaklanmalıdır. Daha bilgili ve zeki hale geldikçe, iş yapma, yenilik yapma ve topluma değer katma kapasiteleri artar. Pratikte bu, eğitime yatırım yapmak, farklı alanları keşfetmek ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek anlamına gelir. Bilgili diğer kişilerle ağ kurarak fikir alışverişinde bulunmak ve finansal başarıya yol açabilecek projelerde iş birliği yapmak da buna dâhildir. Paranın kişinin çabalarının tek odak noktası olması gerektiği düşüncesine meydan okur. Bunun yerine, bireyleri kalıcı zenginliğe giden bir araç olarak bilgi ve zekâya öncelik vermeye teşvik eder. Entelektüel kapasitelerini besleyerek ve sürekli öğrenmeye kendilerini adayarak, bireyler sürekli değişen bir dünyada uyum sağlayacak, yenilik getirecek ve başarılı olacak bir konuma gelebilirler. Bunu yaparken, zenginliğin entelektüel arayışlarının doğal bir yan ürünü haline geldiğini görebilirler. Mesele para peşinde koşmak değil; kendinize ve başkaları için değer oluşturma kapasitenize yatırım yapmaktır.

* Bilgiyi yönetmek kritik bir durumdur. Sahip olduğumuz bilgi o kadar arttı ki hangisinin ve ne kadarının bize faydalı olabileceği konusunda net bir fikrimiz yok; sürekli okuyup araştıran kişiler olarak tam bir bilgi enflasyonu yaşıyoruz. Bilgi içinde boğuluyoruz. Karmaşık sistemlerin içinde zamanla kimini kaybediyor, kiminin özellikle sık kullanmadıklarımızın varlığını dahi unutuyoruz. Bilgiyi eğlencelik bir varlık olarak görmek mümkün ama öyle değil. Onu üretken olmak için kullanmanın, bilgiyi kullanarak bir değer ürün, hizmet, fikir, yöntem, yazı, video, ya da fayda yaratacak herhangi bir içerik üretmek mümkün. Mesleklerin geleceği ne olacak, benim bir işim olacak mı sorusunun bolca tartışıldığı bu günlerde, ne tür bir işiniz olursa olsun üretken olabilmek bireysel anlamda başarı ve özgürlüğün anahtarı. Hayatınızla ilgili önemli seçimleri başkasına bırakmadan kendimiz yapmanın, o kadar maceracı olmak istemeyenlerimiz için ise var olan işimizi daha iyi yapmanın yolu. Bilginin akademik bir kavram olmaktan çıkıp hayatın pratik bir parçası haline geldi. Son yıllarda krizler ve belirsizliklerle test edilen hayatlarımızın maddi, manevi gidişatını bu ölçüde etkileme kabiliyetine bir gün hepimizin ihtiyacı olabilir. Bilginizi küçümsemeyin, hayatınızı değiştirebilir, iş hayatınızı kurtarabilir ya da en azından aradığınız iç huzurunu sağlayabilir. Bilgi aslında bir sermayedir. Onu kullanarak elde ettiğiniz ürün ya da hizmeti satarak hayatınızı kazanabilirsiniz. Bilgi için sahip olduğumuz tek niyet bu değil elbette ama bunun farkında olmak önemli; aksi takdirde içgüdüsel olarak olsa iyi olur, olmasa da kritik değil sonucuna varmak kolay. Zira eskiden pek böyle değildi durum: Hayatlarımız, dünya, ekonomi, politika, toplumlar ve hatta inanç sistemleri gibi kavramlar bu kadar birbiriyle bağlantılı değildi. Dünyanın uzak bir köşesindeki birinin yarattığı bir yazılım bizim hayatlarımızı bu kadar etkilemiyordu. Bir yerden çıkan hastalık bu hızla tüm dünyaya yayılmıyor, sokağa çıkmamızı yasaklamıyordu. Ekonomik olayları siyasi değişimlerden tamamen ayrı görmesek de bu kadar iç içe olmadıklarını iddia edebilirdik. Yakın çevremizde benim işim garanti diyen, sabit maaşını hayatı boyunca kazanacağından emin olan çok insan vardı. Kurumsal sistemler o kadar katıydı ki sıradan bir çalışanın işinde dikkate değer fark yaratması zordu. Kurumsal bir pozisyonu, en iyi kariyer yolu olarak görenler çoğunluktaydı.

* Sonuç olarak, bilgiyi kullanarak değer üretmek eskiden kolay değildi. Ona sahip insanları bilgili ya da bilge olarak görürdük. Üretken, iş yapan, çözüm üreten, girişimci, yaratıcı olarak görmedik. Bilge insanı sohbeti hoş olan bir kişi, bilginin kendisini de sohbet konusu olarak gördük. Bilgiye hayat kazanılabilecek bir araç gibi bakmadık.

Şimdi durum değişti, herhangi bir konuda uzmanlaşmış, bilgi biriktirmiş, bunu bir şekilde kitlelere ya da o bilgiden fayda görecek taraflara ulaştırmayı başarmış kişiler fark oluşturmaya başladılar. Araştırmacılar, yazarlar, içerik üreticileri, sanatçılar, müzisyenler, podcast yayını yapanlar, teknoloji, yazılım, alternatif enerji, robotik, elektrikli otomobiller, yeni uygulamalar yakalayıp burada sürekliliği olan fikir yaratmayı başaranlar öne çıktılar. Kendilerine yeni iş alanları ürettiler. Daha da önemlisi belki de hayat boyu sürecek bir öğrenme, anlatma, uygulama döngüsü içine girdiler. Birçok insan hayatını bu yolla kazanmanın yollarını keşfetmeye başladı. Bireysel anlamda bir devrim oldu ve oluyor. Bilginin okul ve eğitimle gelen sıkıcı bir olgu olduğu çağdan, herkesin elinde güçlü bir araç haline gelmeye başladığı bir devrim bu. Bilgi bir tür sermaye ama önemli bir şartla, anlamlı bir şekilde kaydedilip saklanabiliyor, yeri geldiğinde kullanılabiliyorsak. Kullanamazsak genel sonu herkes biliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Necmettin Şimşek Arşivi