Nevin Bilgin

Nevin Bilgin

GÜNÜMÜZDEKİ "ERKEKLİK KRİZİ" VE "KADINA ŞİDDET" BAĞLANTISI

GÜNÜMÜZDEKİ "ERKEKLİK KRİZİ" VE "KADINA ŞİDDET" BAĞLANTISI

Günümüzdeki ekonomik ve ideolojik değişimle birlikte kadınların sistemin içinde daha çok yer edinmesi, erkekler tarafından kendi egemenlik alanlarının ihlali olarak görülüyor ve kadına şiddeti tetikleyen bir tavır ortaya çıkıyor. 20.yüzyılın sonuna doğru, başta feminist kuramcılar olmak üzere, önemli sosyal bilimciler erkek egemen sistemin niteliksel bir değişim yaşadığını, artık ataerkillikten değil, yeni türde bir erkek egemenliğinden bahsetmek gerektiğini söylüyor. Çünkü artık erkeklerin kadınlardan daha üstün ve önde olmasını meşrulaştıracak biyolojik, kültürel, ekonomik ya da ideolojik kökenli bir neden bulmak eskisi kadar kolay değil. Bazı düşünürler bu durumu erkekliğin krizi, bazıları ise ataerkilliğin sonu gibi adlandırmalarla açıklıyor. İşte bu durum da kadına şiddeti körükleyici bir etki yaratıyor. Bu değişimin önemli nedenlerinden biri kurum olarak örgütlenmiş aileden, birlikte yaşamı amaçlayan yeni bir aile modeline doğru geçiş. Erkeğin aile reisliğine dayalı klasik ataerkil aile modeli yerine, karşılıklı aşk, sevgi, arzu, birlikte yaşam isteği ve mahremiyetin paylaşımına dayalı yeni bir aile modeli yerleşiyor. Bu gelişime paralel olarak biyolojik üstünlüğe dayalı, erkek egemen bir yapının dönüşüme uğraması da kaçınılmaz hale geliyor. Yaşadığımız çağda erkek üstünlüğü iddialarının, erkeklerin biyolojik üstünlüklerine dayalı olduğu inancıyla sürdürülemeyeceği açıktır. Bugün için erkeklerin üstünlüğüne yol açan cinsiyetçi işbölümü, yani kadınların yapabileceği işler ve erkeklerin yapabileceği işler ayrımı anlamını yitiriyor. Cinslere farklı haklar, farklı güçler ve yetkiler atfederek ve bunları biyolojik farklara dayandırarak sürdürülen cinsiyet farkları rejimleri meşruluğunu yitiriyor; giderek daha temelsiz hale getiriyor. Yapılan birçok araştırma bunun bir "erkeklik krizi" olduğunu ve nedenlerinin daha çok ekonomik sebeplerden kaynaklandığını ileri sürüyor. Krizin ve değişimin göstergeleri nelerdir? Erkek egemenliğine dayalı modernitenin temeli olan modern ulus devletlerin, zorunlu askerliğe dayalı erkek vatandaş ordularının, erkek merkezli ailenin, erkek kas gücüne dayalı endüstriyel fabrika üretiminin değişmekte olması mevcut yapının da zorunlu olarak değişimine yol açmakta. Erkeklerin aile geçimini sağlayabilmeleri için gerekli tam gün ve güvenceli istihdam olanakları giderek azalıyor. Giderek artan sayıda aile çalışan ve ev içi sorumlulukları da eşit paylaşan bir modele doğru dönüşüyor.

Kadın Hakları Yasaları

Kadın hakları mücadelesi erkek ayrıcalıklarını yasaların gücüne bağlayan kuralları değiştiriyor; yasalar değişiyor ve daha eşitlikçi yasalar uygulamaya konuyor. Erkek üstünlüğünün birçok alanda geriliyor oluşu bazı erkeklerde güçlerini yeniden kazanma arzusu yaratıyor. 2010’lu yıllardan başlayarak kadın haklarının gelişimine ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin reddedilemez bir norm haline gelişine karşı bir tepkinin örgütlenmesine şahit oluyoruz. Özellikle muhafazakâr sağ hükümetlerin ve kökten dinci siyasi hareketlerin desteğiyle kadın haklarını koruyan önemli kurumlara karşı eleştiriler, saldırılar ve yoğun tepkiler ortaya çıkıyor. Kadınların güçlenmesine yönelik mali fonlar ve devlet destekleri azaltılıyor; bütçeler kısılıyor; cinsiyetçi, homofobik ve kadın hakları karşıtı uygulamalar kamuoyunda destek bulmaya başlıyor. Günümüzdeki ekonomik ve ideolojik değişimle birlikte kadınların sistemin içinde daha çok yer edinmesi, erkekler tarafından kendi egemenlik alanlarının ihlali olarak görülüyor ve kadına şiddeti tetikleyen bir tavır ortaya çıkıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevin Bilgin Arşivi