Oğuzhan Akyener

Oğuzhan Akyener

Akaryakıt fiyatları nereye gidiyor?

Akaryakıt fiyatları nereye gidiyor?

Dünyada, özellikle doğal gaz ve kömür fiyatlarında ciddi bir enerji krizi yaşanıyor. Bu kriz haliyle ilgili ürünlerden elektrik fiyatlarına, diğer enerji kalemlerinden, enerjinin kullanıldığı bütün sektörlere uzanan bir maliyet artışını da beraberinde getiriyor.

Yaşanan bu kriz ve bireysel tüketicilerin ceplerine kadar yansıyan artışlar, birçok soruyu da beraberinde getirirken, neredeyse toplumun her kesiminin de ilgilisini celp ediyor.  

Henüz AB veya Asya piyasalarındaki gibi toplumun bütün kesimlerine yayılan direkt etkilerini tam anlamıyla hissetmediğimiz kömür ve doğal gaza karşı, akaryakıt fiyatlarındaki değişimler özel olarak dikkat çekiyor.

*****

Diğer bir ifade ile ilgili enerji türlerinin işleyiş süreçleri incelenirse;

-Fiyatları % 200’den fazla artan ithal kömürün neredeyse tamamının (% 70) çevrim ve (% 29) sanayi alanında kullanılması ve konutlardaki tüketimin çoğunlukla (fiyatları belli düzeyde tutulan) yerli kömür ile sürdürülmesi,

-Doğal gaz ithalatımızı oluşturan kontratlarımızın büyük bir çoğunluğunun uzun vadeli ve petrol/petrol ürünleri endeksli olması,

-Ayrıca ilgili fiyat değişikliklerinin 3 ila 6 aylık dönemlerde ortalama rakam üzerinden güncellenmesi,

-Petrol ve petrol ürünleri fiyatlarının AB ve Asya piyasalarındaki doğal gaz fiyatları gibi tarihi yükselişler yaşamamış olması,

-Devlet kurumlarımızın içinden geçtiğimiz kriz süreçlerini ve bu süreçlerin elektrik fiyatlarına yansımalarını çok kontrollü bir şekilde yönetebilmesi ve gerekli sübvansiyonlarla dengelemeyi sağlaması,

-Elektrik fiyatlarının ve ilgili değişken piyasa süreçlerinin toplumumuz tarafından reel anlamda takip edilmiyor oluşu gibi sebepler yüzünden ilgili kriz süreçleri toplumumuzun bütün kesimleri tarafından pek de etkin bir şekilde hissedilmemiştir.

*****

Fakat toplumun neredeyse bütün kesimleri (her gün akaryakıt alırken veya akaryakıt istasyonlarının önünden geçerken) akaryakıt ürünlerinin pompa fiyatlarına gelen zam haberlerinden ekonomik ya da psikolojik olarak etkilenmiştir.

Şimdi, birkaç soru ile akaryakıt fiyatları üzerine bazı değerlendirmelerde bulunalım.

*****

Akaryakıt fiyatları nasıl belirleniyor?

Pompa fiyatlarını şu şekilde formülize edebiliriz:

“Akaryakıt Pompa Fiyatı (TL) = (Gümrüksüz rafineri fiyatı ($) x Dolar Kuru) + ÖTV + EPDK payı + (Rafineri + Dağıtıcı + Bayi) Marjı + KDV”

-Gümrüksüz Rafineri Fiyatı: Genellikle $ üzerinden Akdeniz piyasaları endeksli olarak günlük olarak serbest piyasa mantığı ile şekilleniyor. Burada en çok hacimsel anlamda İtalya piyasası belirleyici oluyor. Öte yandan bu piyasalar da haliyle diğer uluslararası piyasalardan ve (bir hayli yükselmiş olan) navlun ücretlerinden dahi etkileniyor. Yani bölgesel olarak farklılık gösterse de, küresel anlamda şekillenen bir piyasa sistemi karşımıza çıkıyor. Genel anlamda rafineri fiyatları da, ham petrol fiyatlarına bağlı olarak şekilleniyor. Yani petrol ürünlerinin genelindeki fiyat artışları analiz edilirken, ham petrol fiyatlarındaki değişimleri incelemek yerinde bir yaklaşım oluyor.

-ÖTV: Devlet her ürün grubu için belli oranda özel tüketim vergisi belirliyor. Örneğin; bu oran en çok tüketilen ürün olan motorinde, m3 başına 1800 TL civarlarındadır. Fakat 2018 yılından beri uygulamaya geçirilen EŞEL Mobil Sistemi (akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTV ile oynanarak, pompa fiyatların dalgalanmasının önüne geçilmesi) ile bu oranlar tamamıyla değişiklik göstermektedir.

-EPDK Payı: Beyaz ürünler için 2,54 TL/m3 ve siyah ürünler için 2,69 TL/ton gibi küçük ve göz ardı edilebilecek bir orandır.

-(Rafineri + Dağıtıcı + Bayi) Marjı: İlgili üretim, dağıtım ve satış yapan unsurların kar marjlarıdır. Bu marjlar da, rafineri payı hariç genelde düşük seviyelerde ve belli sabit düzeylerdedir.

*****

Pompa fiyatları neden arttı?

Bu yorumlamayı motorin fiyatları üzerinden çalışmak daha yerinde olacaktır. Çünkü ülkemizdeki karayollarında kullanılan otomobillerin %38’i dizel, %37’si LPG’li ve %24’ü de benzinli motora sahiptir. Fakat değerlendirmeye otomobiller dışında diğer bütün tüketim kalemlerini dâhil ettiğimizde, motorin petrol ürünleri içerisinde sahip olduğu % 70’lik pay ile öne çıkmaktadır.

Şimdi, son 1 yıl içerisindeki motorin fiyatlarındaki değişim dolar kuru ve brent (ham petrol) fiyatlarındaki değişim ile birlikte incelendiğinde:

19 Ekim 2020 tarihinde;

-Brent fiyatı: 41,29 $/varil

-Dolar kuru: 7,89 TL/$

-Motorin (Eurodizel) fiyatı: 6,2 TL/lt

19 Ekim 2021 tarihinde;

-Brent fiyatı: 84,65 $/varil

-Dolar kuru: 9,34 TL/$

-Motorin (Eurodizel) fiyatı: 8,24 TL/lt

Bu geçen bir yıl içerisinde;

-Brent fiyatı %105 oranında,

-Dolar kuru %18 oranında,

-Motorin (Eurodizel) fiyatı %33 oranında artış göstermiştir.

Dolayısıyla TL cinsinden baktığımızda, ham petrol fiyatları küresel bazda %143 oranında artmışken, bu artış ülkemizdeki pompa fiyatlarına sadece %33 olarak yansıtılmıştır.

*

%143’lük artış neden pompa fiyatlarına yansımamıştır?

İşte bu sorunun cevabı ÖTV’de ve devletin EŞEL sistemi ile ÖTV payından adım adım feragat etmesinde gizlidir.

Günümüze geldiğimizde ise artık dizel ve LPG’de ÖTV payı sıfırlanmıştır ve bundan sonraki dalgalanmamaların ÖTV üzerinden karşılanma imkânı bulunmamaktadır.

*

Bundan sonra ne olur?

Denklemden de anlaşılabileceği üzere, ÖTV sıfırlanmış olarak varsayılabilecektir ve denkleme ek sübvansiyonlar eklenmezse (ki bu köklü bir değişimdir) bundan sonraki süreçte petrol fiyatları ve dolar kuruna bağlı olarak sürekli dalgalanma beklenebilecektir.

*

O halde petrol fiyatları ve dolar kuru ne olur?

Dolar kuru ile ilgili çok yönlü çalışmalar yapmak, merkez bankalarının faiz politikalarını incelemek gerekli olduğu için, bu minvaldeki analizler ayrı bir çalışma başlığı olarak değerlendirilmelidir. Fakat TESPAM bünyesinde yaptığımız analizler, petrol fiyatlarının (brent) kış aylarında 100 $/varil seviyelerine çıksa da, OPEC+ etkinliği ve büyük tüketim marketlerine sahip olan devletlerin müdahaleleri ile yeniden 80 – 90 $/varil bandına düşeceğini ve doğalgaz ile kömür fiyatlarında olduğu gibi çok büyük kırılmaların beklenmeyeceğini ortaya koymaktadır. Diğer bir ifade ile dolar kuru sabit tutulursa, kış ayları için %15’lik bir artış ve akabinde olası küçük bir rahatlamanın gerçekleşmesi muhtemeldir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oğuzhan Akyener Arşivi