KONYA HABER
Konya
Parçalı az bulutlu
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3624 %0,44
48,5512 %0,70
4.845,64 % 0,36
Ara

Biden geldi, ne getirdi?

YAYINLAMA:

Biden geldi…

Arkasında kendisini destekleyen bir grup küresel finans baronunun (adil olmayan) açık desteği ile…

Gerçi hangi gelen medyanın gücü ve desteğini (adalet gözetmeksizin) kullanmıyor ki?

Sadece ABD’de demokratlar bir önceki seçimde başaramamışlardı. Bu sefer Covid19 dengeleri değiştirdi.

Biden geldi…

***

Şimdi geldiğimiz noktada şunlar konuşuluyor:

“Trump azledilecek.”, “Pentagon yönetimi içeriden gelen yoğun darbe talebini zor engelliyor.”, “Uluslararası sistem (bilim kurgu filmlerindeki gibi) şirket imparatorlukları şeklinde küresel derebeylikler dönemine eviriliyor.”

***

Acaba bu ifadeler ne kadar gerçekçi?

Trump’ın azli veya yeniden başkan adayı olamaması ile ilgili girişimler sadece kamuoyunda şiddete meyilli radikal (buraya bir de “Katolik” sıfatı da eklenebilirmiş aslında J) grupları baskılamak için yapılıyor. Yoksa buradan bir netice elde edilebilme ihtimali çok zayıf! Yani Trump bundan sonra da kendince mücadelesine devam edecek gibi… Muhtemelen milyar dolarlarından bir kısmı ile medya sektörüne yoğunlaşarak! Belli ki, kendisi ile uğraşan sosyal medya baronlarından bir hayli rahatsız olmuş durumda.

Pentagon yönetimi ise demokrasiden yana olduklarını ve seçilmiş ABD başkanı Biden’ı kabul ettiklerini vurgulayan (kuvvet komutanlarının hep birlikte imzaladığı) bir bildiri yayınladı. Bunun sebebi hiç şüphesiz ABD içinde daha fazla kırılmalara fırsat vermeyeceklerini göstermek ve bir darbe algısından uluslararası kamuoyunu kurtarmaktı. Dolayısıyla darbe yok!

Son olarak, gelelim küresel derebeylikler dönemine…

Aslında monarşinin etkin olduğu dönemler hariç, dünya üzerinde her daim güçlü şirketler ve finans sahipleri devletlerin yönetimi üzerinde oldukça etkili olmuştur. Hatta monarşi dönemlerinde dahi bu minvaldeki etki oranı azalabilmişse de yine gözlemlenebilmiştir.

Dünyadaki en çok gelir elde eden 10 şirketin hala altısı (2020’deki küçülmeye rağmen) petrol endüstrisinde faaliyet gösteren kurumlardır. Yani petrolcü finansörler halen ekonomideki en önemli güçtür. Tabii ABD seçimlerini buna rağmen petrol kartellerine rakip olan enerji dönüşümü-sosyal medya merkezli küresel gruplar kazanmıştır. Bunda hiç şüphesiz pandeminin ekonomik ve sosyo-psikolojik neticeleri etkili olmuştur. ABD’li petrol kartelleri ile arası iyi olan Trump seçimi kaybetmiştir. Tabii öte yandan, Çin ve bazı Avrupalı gruplar ile menşei ilgili ülkelerde olan bir kısım petrol kartelleri de Biden’ı desteklemiştir. Buradan görülebileceği üzere, birçok farklı grup arasında rekabet söz konusudur ve Biden’ın kazanması, Trump’ı destekleyenlerin tamamen kaybetmesi anlamına da gelmeyecektir. Çünkü her grup değişen koşullara göre politikalarını değiştirebilecek ve hedeflerini şartlara göre güncelleyecektir. 

Bu tablodan anlaşılabileceği üzere, her ne kadar sektörler ve dünyanın en zenginleri arasında bir dönüşüm ve mücadele hissedilse de, ilgili değişimler dahi bir anda gerçekleşmeyecektir. Aynı şekilde uluslararası sistem de bir anda farklı bir düzleme evirilmeyecektir. Yine de yavaş yavaş da olsa, dönüşümün enerjide temiz kaynaklara ve üretimin yapay zekâ destekli otomatik, daha da dijitalleşen sistemlere doğru olduğu fark edilebilmektedir.

Tabii bu dönüşüm, uluslararası sistemin bir anda büyük şirketlerden müteşekkil derebeyliklere döndüğünün de göstergesi değildir.

Biden’ı adil olmayan düzeylerde destekleyerek, Trump’ın ifade örgülüğünü dahi kısıtlayan (ve bu bağlamda Batı menşeili demokrasi söylemlerini geride bırakan) sosyal medya devleri, geçmiş dönemlerdeki en etkin iletişim araçları olan konvansiyonel medyanın çıkarlarına göre yürüttükleri algı politikalarındakine benzer refleksler göstermektedirler. Yani sistem değil, sadece usul değişmektedir.

Öte taraftan tekrar ABD’ye dönersek, 30 trilyon $’lara dayanan borç, pandemi enkazı, Çin tehdidi ve ilk defa bu raddeye ulaşan sosyal kırılmaları baskılamak veya üzerini örtmek için Biden (bu denklemi öyle kolay kolay çözemeyeceğine göre) ne yapabilir?

Yeni bir askeri gerilim?

ABD’yi içeride kenetlendirecek yeni bir düşman ile savaş?

Bakalım… Görelim…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *