Artık söz sırası seçmende
Türkiye bir kez daha sandık başına gidiyor bir kez daha demokrasi sınavı veriyor. Seçim demokratik bir haktır ve demokrasi çatısı altındaki her bireyin, seçmen olmak adına önemli bir sorumluluğu vardır. Seçimler, bir ülkenin yönetimine katkıda bulunma, politikaları etkileme ve toplumsal değişimi şekillendirme şansı sunar. Seçmen olmak, demokrasinin temel taşlarından birini oluştururken, aynı zamanda bireyin toplumuna aktif bir şekilde katılmasının bir yolu olarak da değerlendirilebilir.
Seçmen olmak, sadece sandığa gidip oy kullanmakla sınırlı değildir. Bu, aynı zamanda politika ve kamusal meselelere ilgi göstermek, farklı görüşleri anlamak ve tartışmak, adayları ve partileri değerlendirmek gibi daha geniş bir sorumluluğu da içerir. Seçmenlerin bilinçli ve bilgili bir şekilde karar vermeleri, demokratik sürecin işleyişini güçlendirir.
Evet yarın inşallah hep birlikte bir kez daha güzel bir seçim atmosferi yaşayacağız. Bu seçimler kimine göre çok büyük anlamlar ifade ediyor. Hatta öyle ki “en kritik seçim” ifadelerine bile tanık oluyoruz. Bazı kesim ise “Altı üstü yerel seçimler olacak. Muhtar ve mahalli idarecilerimizi seçeceğiz. Partiye değil adaya ve vaatlerine odaklanmamız gerekiyor” inancında ve bu yönde söylemler geliştiriyor. Demokrasi dedik ya biz her iki tarafa da saygı duymak zorundayız.
Kimisi de sandığa gitmeyeceğini beyan ediyor ki bu benim hiç tasvip etmediğim bir eylem olacaktır. Zira seçmen olmak, bireylere toplumlarına karşı sorumluluk duygusu kazandırır. Oy kullanmak, kişinin demokratik sürece katılımının bir ifadesi olmanın ötesinde, toplumunun yönlendirilmesine doğrudan katkıda bulunmak anlamına gelir. Seçmenlerin, kendi taleplerini ve beklentilerini dile getirmek için oy kullanma hakları vardır ve bu hak, demokratik bir toplumda herkesin eşit ve etkili bir şekilde temsil edilmesini sağlar. Yani bir sorumluluğumuz da var. Seçmenler, toplumlarının geleceğini etkileme şansına sahip oldukları için bu süreci ciddiye almalı, doğru ve tarafsız bilgiye ulaşmaya çalışmalı, çeşitli perspektifleri değerlendirmeli ve kendi değerlerine uygun tercihlerde bulunmalıdır.
Kısaca seçim demokrasinin bir gereğiyse seçmen olabilmek, sandığa gidebilmek de vatandaşlık görevidir.
Yarın artık sandık zamanı. Her seçmen, kendi değerleri, beklentileri ve ihtiyaçları doğrultusunda aday ve partileri değerlendirecektir. Bu değerlendirme süreci, medyadan bilgi edinmek, seçim platformlarını incelemek ve adayların geçmiş performanslarını araştırmak gibi adımları içeriyor ve artık adaylar ve partiler için söz bitti. Şimdi söz sırası seçmende. Bakalım sandık bize ne diyecek. Sandıktan ne sonuç çıkacak?
31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri’nin ülkemiz, milletimiz ve şehrimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.