Ömer KULEKAYA

Ömer KULEKAYA

Hz. İsa ve Çarmıh

Hz. İsa ve Çarmıh

Elmalılı Hamdi Yazır‘ın Kur’an-ı Kerim Tefsirinden

NİSÂ-157: “Bir de ‘Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük’ demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler.”

Yuhanna İnciline göre İsa, çarmıhını kendisi taşıyarak, Golgota denilen ve kafatası anlamına gelen tepeye götürdü. Orada, İsa’yı başka iki kişiyle birlikte çarmıha gerdiler. İsa bu iki kişinin ortasında çarmıha gerildi. İsa’nın çarmıhına ayrıca bir yazı yazdırmış ve çarmıhın üzerine astırmıştır. Bu yazıda “Nasıralı İsa, Yahudilerin Kralı” yazmaktaydı. İsa’yı çarmıha geren dört asker, onun giysilerini bölüştüler.

Mintanını da çıkarmalarına rağmen dikişsiz bir mintan olduğu için bölüşemediler bu yüzden aralarında kura çektiler. Çarmıhın dibinde İsa’nın annesi Meryem, Klopos’un karısı Meryem ve Mecdeli Meryem bulunuyordu. Bu kişiler çoğu resim sanatında Üç Meryem olarak isimlendirilir.

İsa çarmıhtayken en sevdiği öğrencisi olan Yuhanna’yı görünce onu annesi Meryem’e, annesi Meryem’i de Yuhanna’ya emanet etmiştir.

İsa bu sözleri söyledikten sonra, her şeyin yerine geldiğini bilerek Romalı askerlerden su istedi. Romalı askerler ise susuzluğunu daha da arttırmak için bir süngeri suya batırdıktan sonra bir değneğin ucuna takarak, İsa’nın ağzına yaklaştırdılar. İsa ise susuzluğunu süngerdeki sirke ile gidermeye çalıştı. Daha sonra “Tamamlandı” dedi ve gözlerini yumdu. Askerlerden birisi ölüp ölmediğini kontrol etmek için elindeki mızrağı İsa’nın sağ böğrüne sağladı. Buradan kan ve su çıktı. Bir diğer incil yazarı olan Matta ise ek bir bilgi olarak İsa ile birlikte çarmıha gerilen iki kişinin hırsız olduğunu yazmıştır. Oradan geçenler İsa’yı alaya alıyorlardı. “Madem ki Tanrı’nın oğlusun çarmıhtan kurtulmayı da becer” diyorlardı.

Matta ve Markos incillerinde, İsa’nın can çekişirken “Tanrım beni niye terk ettin?” dediğini söylerler.

Gelelim haç sembolüne. Hristiyanlık öncesine bir değinecek olursak. Haç sembolünün neredeyse evrensel bir sembol olduğunu görürüz.

Bu sembol genellikle bir doğa tapıncı ile ilişkilendirilmiş. Japonlar, Çinliler, Aztekler, Hintliler, Tibetliler ve daha pek çok topluluk Hristiyanlık öncesinde kendi haç sembollerini kullanmışlardır. Budistlerin hayat çarkı üst üste bindirilmiş iki haçtan oluşur mesela. Ayrıca Khalde, Fenike, Mısır ve Asur sanatlarında çeşitli türlerde haçlar kullanılmıştır. Ayrıca İlluminati için de haçın ışık sembolü olduğu söylenir. Türkçe’de haç olarak kullandığımız kelimenin aslı ise Ermenicedir. Birbirini dikey olarak kesen iki çizgiden oluşan şekil;istavroz anlamına gelmektedir. Farsça’dan Türkçe’ye geçen “dört çivi

 

demek olan çarmıh kelimesi de benzer şekilde haç manasında kullanılmaktadır.

Hristiyanlığın yasak olduğu ve hrstiyanların yakalanıp öldürüldüğü zamanlarda İsa’yı sembolize eden en önemli motiflerden biri balıktır. “Kurtarıcı Tanrının Oğlu İsa Mesih” cümlesinin ilk harfleri Yunanca “balık” anlamına gelmekte. Balık motifini bu sebeple kullanıyorlar. Gizlice toplanacakları ve dua edecekleri zamanlar. Toplanılacak olan evin kapısına balık çizerlermiş. Gizli bir şifre gibi anlayacağınız.

 

Hz. İsa ve Çarmıh

İsveç'te Göteborg kilisesinde görevli bir arkadaşımın bana hediye ettiği 1 metre boyunda çarmıha gerilmiş, gül ağacından yapılma 140 cm boyunda 300 yıllık bir İsa ikonu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer KULEKAYA Arşivi