Prof. Dr. Turan Akkoyun

Prof. Dr. Turan Akkoyun

Birlikte Türkiye

Birlikte Türkiye

Geçen haftaya ülkenin büyük bir kısmı zelzele sarsıntısıyla, kalanı da kitle iletişim araçlarının acı haberleriyle uyandı. Çok geçmeden Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa kentlerinin ağır tahribata uğradığı internet üzerinden öğrenildi. Halk ne yapabileceğini düşünmeden malından, kanından, cebinden depremzedelere yardım oldu yağdı. Zengin fakir, köylü şehirli, kadın erkek, yaşlı çocuk kalplerin hepsi deprem bölgesinde atmaya başladı. Elbette kalpleri sökülmüş, ruhları ziftlenmiş, beyinleri uyuşmuş istisnalar her zaman mevcut olup onların hesapları daha başkaydı. Konuya dönülecek olursa;

Deprem öylesine büyüktü ki şiddetiyle seksen beş yıl öncesine yakındı. Ancak öğle vaktini geçer geçmez hemen hemen aynı şiddette meydana gelen ikinci deprem ayakta kalan yorgun binaları da iklim şartlarında dışarıda kalma yerine hanelerine dönen insanları da alıp götürdü. Apartmanlar, bloklar, siteler, rezidanslar birer karton misali çöküp un ufak oldular. Yaraları sarmak, insanların ekserisine ulaşabilmek, enkaz altındakilere uzanabilmek için bir günün, bir haftanın hatta bir ayın, bir senenin takvimi yeterli olamayacak haldeydi. Türk milleti her alanda seferber oldu. İmkanları elverdiği ölçüde yardıma, acıların hafifletilmesine omuz verdi.

Seferber olanların başında Mehmetçik, kolluk kuvvetleri, AFAD, Kızılay, arama kurtarma ekipleri, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları devlet yönetiminin merkezi liderliğinde sahaya güçlerini yansıttılar. Bu hususlarda aksayan yönler, hususlar olsa bile samimi duyguların dalgalandığı görüldü. Küçücük çocukların kumbara birikimleri, birkaç satırlık yazıları, yaşlı teyzelerin gönderileri büyük adımların başlangıcı olarak hissedildi. Sanki Boğaç Hanlar, Şerife Bacılar tünelin ucunu işaret etmeye çalıştılar.

Birlikte Türkiye anlayışını her devirde ve şartla defalarca görmüş, bir o kadar göstermiş olan Türk milleti asrın felaketinin ilk anlarından itibaren kasti ihbarlar, istismarlar, firariler, fırsatçılar, yağmacılıklar, ahlaksızlıklar, vicdansızlıklar, aşağılık davranışlar ile de baş etmek mecburiyetinde kalmıştır. Bunların her biri ciddiyetle takip edilerek toplumsal hafızaya kazınmalıdır. Yanlış hesaplar gözden geçirilmeli, hiçbir bilgi kırıntısı göz ardı edilmemeli, Türk Milletinin hakkı savunulmalı, yapanın yanına bırakılmamalıdır, bırakılmayacaktır da. Hiçbir zaman diliminde kendi menfaatini gözetmeyen beş bin yıllık birikim her türlü suistimali, kayırmayı, karartmayı silip süpürecektir.

Bireysel ve toplumsal açıdan yaklaşıldığında yaşanan böylesine ciddi bir travma sonrasında normalleşme, iyileşmede ilk basamağın güvenliğin sağlanması olduğunun altını çizerek ilerleyecek olursak sosyal birleşmenin ve alt yapının restorasyonu kadar bireylerin, kümelerin bağımsızlığını, fonksiyonelliğini, hayatta kalabilme, yaşamın bundan sonra yeniden idame edilebilmesi gerekliliği ortadadır. Böylesine bir çalışma zarureti takdir edilecektir ki disiplinler arası ve işbirliği ile mümkün olabilecektir. Bireysel çözümler gerçekleştirilirken grupsal, sosyal birliktelikler hususları dikkate alınmalı sonraki takvim yaprakları ile kuşakların aynı akıbete uğramamasına özen gösterilmelidir. Karşılıklı gücün etkileşimi adına toplum ile sanat bütünleştirilmeli, birey kişisel gelişimini sağlarken her türlü olumsuz durumla mücadeleye hazır hale getirilmelidir. Bilhassa genç beyinler üzerinde durulmalıdır. Süreç medya ürünleri ile desteklenmelidir.

Afet sonrası bir şekilde hayata tutunan yetişkinler ile çocuklar bundan sonraki ömürlerinde muhtemelen hiç unutamayacakları hadiseler yaşadılar, olaylara şahitlik ettiler. Elbette acılarını silmek mümkün olamayacaktır ancak toplumsal ritüel şeklinde bir örneği daha gerçekleştirilen “Birlikte Türkiye” düsturu ile yürünecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Turan Akkoyun Arşivi