Akademik çalışmaların bilhassa disiplinler arası nitelik arz edenleri başlangıç itibariyle bir takım zorluklar ihtiva etseler de zamanla kolaylıklara kanatlanıp; hem kaynakları, hem de hitap ettiği kesimleri genişletip her birini ayrı ayrı zenginleştirmeleri söz konusu olmaktadır. Bazen de hiç hesapta olmayan ve kendiliğinden birden fazla disiplin konusu, çalışma masasına yayılıvermekte ve araştırmacıların gündemine düşmektedir.

Vefatının altmış ikinci yılı vesilesiyle memleketi Aydın’da düzenlenen, ülke genelinde de ilk olma özelliğine sahip, aynı zamanda başkanlığını üstlendiğim Adnan Menderes Çalıştayı sunumlarında [İletişim Bilimleri, Eğitim Bilimleri, Tarım Politikaları, Zirai Makinalaşma, Pazarlama, İşletme, Halk Bilimi, Türk Edebiyatı, Müesseseler, Radyoloji, Hemşirelik, Ebelik, Kütüphanecilik, Musiki, Sinema ve Turizm] gibi on altı ve de birbirinden oldukça farklı sayılabilecek akademik disiplin ile hazırlık, aktarım, raporlama aşamalarındaki yakın temas Çalıştay Bilim Heyeti’nin yerel, ulusal ve uluslararası kütüphanelere esaslı bir kitap hazırlanması, temaların tespiti, metinlerin oluşturulması, benzerlik nispetlerin takibi, hakemlerin belirlenmesi, olumlu ya da olumsuz değerlendirmelerin araştırmacılara aktarımı, düzeltme ile yeniden düzenleme süreçleri, dönüşlerin dosyalanması takdir edilmelidir ki disiplinler arasından daha ziyade disiplinler üstü bir tablo meydana getirmiş, her geçen gün akademik tecrübe kazanımları devam eden bir ivme kazanmıştır. Bahsi geçen tecrübe kazanımının ülke genelinde akademik, fikri ve siyasi çok daha büyük sonuçları olacağı kanaatindeyiz. Bunu da sanırım; biraz zamana bırakmak gerekiyor.

Disiplinler üstü yürüyüş mevcut durumları pekiştirme kazanımı yanı sıra yepyeni iletişim bağlantıları da ortaya çıkarmaktadır. Mesleki ve akademik disiplini birbirinden farklı olmasına mukabil sabit temalı etkinlikte her ikisini bilimsel bir değerlendirmeye dönüştüren akademisyenler daha başlangıçta kendilerini en az üç temel saha içinde bulurlar. Elbette bununla sınırlı kalmazlar, daha doğrusu kalamazlar. Temel sahalar arasındaki bağlantı çabaları şahsi rabıta yeteneği kadar medyanın ve onun akademik çerçevesi iletişin bilimleri kapsamında ilerlemeye başlarlar.

Çalışmanın tamamlanması rabıtanın sonlanması anlamına gelmemekte, bu defa benzerlik oranları akademik surlarını yükseltivermektedir.

Devamında da araştırma konusuna bir başka akademik gözün, kalemin elbette bilimsel ufuk ile birikimin kuş bakışı keskinliği düşmektedir. Keskinlik bazen bir usul hatırlatmaya, bazen yönlendirmeye, bazen caydırmaya, bazen küçümsemeye hatta bazen tamamen bertaraf etmeye kayabilse de bilimin ve özgür düşünce her zaman ve şartta mutlaka ama mutlaka belirlenen hedefe ve ötelerine uzanma gücü sınırsız kereler ispatlanan bir durumdur.

Belirlenen tema üzerinde akademik yoğunluk şüphesiz derlenme, toparlanma, zindelik kazanma sağladığı gibi tasarımdan itibaren yan unsurların da harekete geçmesiyle içeriden harice, hariçten de içeriye öngörülemeyen hamleleri harekete geçirmektedir. Böylesi hareket geçmiş dostlukları gelecek yolculukları da belirlemekte hepsi de ardında yazılı, sözlü, görsel birçok materyal bırakmaktadır.

Kim bilir o materyaller hangi şahsı, kalemi, disiplini hatta disiplinler üstü hareketlerin küçük bir damlası yani ilham kaynağı olacaktır.

Büyük eserlerin tamamı küçücük bir hamleden, damlacıktan, çabadan doğduğu gerçeği Türk kültürünün demir dağları eriten bir enerji gözü durumunda olması esaslı bir çizgimiz olmaktadır.