Prof. Dr. Turan Akkoyun

Prof. Dr. Turan Akkoyun

Ebediyete Kadar

Ebediyete Kadar

Zuhur ile mevcudiyet gözü “Hak” temelli olduktan sonra görev ve sorumluluk bilinci onu daima canlı tutacak, muhafaza edecek, nesilden nesle aktaracak, zinde beyinlerde besleyecek, imkansız gibi gözüken zorluklarla karşılaştığında içinden yetiştirdiği evlatlarınca durumunu güncelleyecektir. Bunun en canlı örneği; yüzüncü yılını gururla kutladığımız, karanlıkları aydınlatma yeteneğine sahip Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Son derece dramatik, ıstıraplı, sancılı, zorlu, karmaşık geçen süreci Milli Mücadele zaferiyle taçlandıran, bağımsızlığını dünyaya tanıtan, “çağdaş uygarlık düzeyini aşma” hedefine yönelen ulusal egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin adı ile rejiminin ilan edilmesinden bu yana günü gününe tam yüz yıl geçti. Bireylerin hayatlarında oldukça uzun ancak kadim toplumların mazisinde küçük bir zaman dilimi Türk milletinin ebediyete akıp giden bir demokrasi süreci oldu.

Doğal olarak her alanda, disiplinde, kesimde özgün ve farkındalıklı yaklaşımlar sergilendi, bundan böyle de sergilenmeye devam edecektir. Yazılı, sesli ve görsel kitle iletişim araçları; önemine binaen kendini Cumhuriyet ile özdeşleştiren kişi, kurum ve kuruluşların saygı aynı zamanda reklam türü medya ürünlerini hedef kitleye ulaştırdılar. Aynı şekilde bir kısmı Cumhuriyet öncesi, bir kısmı da sonrası geçmişlerini toplumsal hafızada perçinlediler. Bilindiği üzere kurumsallaşma; bireysellikten çok daha ziyade toplumu bütünleştiren bir gelişmedir. Bu medya ürünlerinden bazıları yüz yıl evvelinin özgün kitle iletişim araçlarını daha da görünür kıldılar. Aynı şekilde bazıları da insan haklarının, kalkınmanın, bankacılığın, endüstrileşmenin, savunma sanayi ufkunun badirelerini hatırlattılar. Tamamının toplumsal birlikteliğe paha biçilmez bir katkı sağladığını ifade etmeliyiz.

Gerek mesajlarda, gerekse sesli ve görüntülü iletişim araçlarıyla sıralandığı üzere; yüzüncü yıl, ülkemize ve Türk Dünyasına kutlu olsun. Nice yüzyıllara "haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşama" esasıyla erişmesi, bölgesel ve küresel gücünü pekiştirmesi, mazlumların umudunu muhafaza etmesi, dünyada lider ülke konumuna gelmesi dileklerimizle. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, bütün şehit ve gazilerimizi bir kere daha rahmetle ve saygıyla anıyoruz.

Sürekli üreterek, bu topraklara layık gençler yetiştirmek üzere Türk bayrağına ve vatana yemin olsun ki çalışacağız, çalışacağız durmadan çalışacağız... Kim var diye sorulmasına gerek duymayan ileri çıkan ve de yerinde durmayan bir gençlik için çalışacağız. O günler uzak değil. Uzaksa da bizler yakınlaştıracağız. Kimsenin şüphesi olmasın ki bu ruhu ecdadımızdan torunlarımıza RNA üzerinden aktaracağız. Bugün, yarın ve daima. Ezelden ebede kadar. “Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal!

Başta Başkumandan ve silah arkadaşlarını, Cumhuriyetimizin temellerinin atılmasında emeği geçen asker ve sivil, erkek ve kadın, yaşlı ve genç, köylü ve kentli, tahsilli ve cahil herkesi büyük bir vefa, sevgi ve saygıyla anıyoruz. Cumhuriyetimizi bu günlere kadar getirerek; ebediyete kadar yaşatma ve koruma milli bilinci, inancı, gayreti ve hizmetinde olanları ve olacakları da aynı duygularla hatırlamalıyız. Asla unutulmamalıdır ki; Bizler var oldukça da Türkiye Cumhuriyeti Devleti ebediyete kadar yaşayacaktır. Bu gururu yaşamak, ferdi ve millet hayatımızın en önemli, en anlamlı anıdır. Ne mutlu bizlere! Dünya döndükçe Türklük daima var olacaktır elbette Türklük var oldukça da daima Türk Devleti. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti.

Ne Mutlu Türküm Diyene. Hem de ebediyete kadar!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Turan Akkoyun Arşivi