Prof. Dr. Turan Akkoyun

Prof. Dr. Turan Akkoyun

Halkanın Fonksiyonu

Halkanın Fonksiyonu

Mitolojik zamanlardan beri bireyin, toplumun, evrenin hayatına anlam kazandıran halkalar halinde nesillerin birbirine ekleyen böylelikle dün-bugün-yarın çizgisini takip etme fırsatı veren en temel unsur çocuklardır. Onlar ile mutluluk, sevinç, acı, ıstırap katlanır ya da atlatılır.

En temel unsur; ailenin ve devletin olduğu kadar sinsi karanlık kapı arkalarında sürdürülen tezgahlamanın açık tehdidini her dönemde yakından yaşamak zorunda kalmakta ekseriyetle harcanıp gitmektedir. Çerçevenin bu şekilde kısaca çizilmesiyle konu hemencecik eğitime ve öğretmene gelivermektedir. Sahanın hakkını verme çabasındaki eğitimciler de körpe bireyleri kaliteli birer insan, sorumluluklarını üstlenebilen birer vatandaş yetiştirmeye çabalamaktadırlar. Herkes mazisine baktığında hayatına, ideallerine, düşüncelerine, yanlışlarına dokunan bir öğretmenle karşılaştığını hatırlamakta zorlanmayacaktır. Ancak hayat müşterek birçok paydaşın katkısı ya da engeliyle şekillenmekte, bunların analizini yapabilenler ardına başkalarını ekleyerek zirveye doğru yönelebilmektedir. Zıttı durumlar da söz konusu olabilmektedir. Son husus daha fazla cereyan etmektedir.

Gerek ebeveyn, gerek eğitimci, gerekse düşünce sahipleri olumsuz duruma inen gençlerin zehir, kadın, terör simsarlarının etki alanında birer piyona dönüştürülüp insanlıktan uzaklaştırılmasına kayıtsız kalamaz, kalmamaktadır da. Ancak yanlış, kötü, zifiri unsurlar hemen her dönemde daha kolay mesafe almakta, daha kolay erişim sağlamakta, daha kolay saklanma yolunu bulabilmektedirler. Bu sebeple Türk kültürünün mevcudiyet kapısı “her an baskına hazır” çağdaş projelerin tasarlanması, uygulamaya konulması, yürütülmesi ve de sonuç raporlarının güncellenmesi kaçınılmazdır. Aksi takdirde dünü yarına bedenen, zihnen ve fiilen bağlayacak halka önce zayıflayacak daha sonra yükü taşımayıp küflenip parçalanıp taşınması külfet doğuracak bir hurdaya dönecektir.

Bireysel çabalar çok geçmeden enerjinin boşa harcanmasına hatta sıfırlanmasına dönüşü olmayan olumsuz kabullenmelere yol açmaktadır. Medya ürünleri içerisinde bilhassa sinema, film ve diziler farkındalık çabasını yansıtarak kültürel fonksiyonlarını da sahaya sürmelidirler. Geldiğimiz menzil ne kadar belliyse gideceğimiz istikamette aynı ölçüde olması gerekirken toplumsal birlikteliklerdeki dağılmalar yanlış sapaklara dalınmasına sebebiyet verebilmektedir. En başta belirtildiği üzere sinsi, karanlık, zifiri bakışlar birer leş kargası halinde vakit kaybetmeksizin saldırısını gerçekleştirmekte hemen sonrasında başka avlarına kanatlanmaktadırlar.

Kültürel cihetten devam edilecek olursa baca eğri dahi olsa dumanın düz yükselmesinin ilk adımı ebeveyn ile çocuk arasındaki sevginin kalıcılığıdır. Büyük her zaman vasfının gereğini yaparak bu pınarı beslemelidir. Nasihat, konferans, hatıralar ben merkezli olduğunda sonuç alınamadığı bir gerçektir. Onun için Türk milleti merkezli mitolojik, edebi, kültürel örneklendirmelere merak uyandırılmalıdır ki bundan sonrası yazar ve düşünce insanlarının yeteneklerine kalmaktadır.

“Geçmiş geçmişte kaldı” bir yere kadar kazanım sağlamaktadır. Ancak sağlıklı bir gelecek seyri çizilemediği takdirde yaşanılan ana gelinmesi dahi mümkün olunamamakta, debelenmelere hem başarısızlığa hem de tükenişe kapı aralamaktadır. Birlikteliklerin sağlıklı işlemesi adına maddi kısımlar bir yana genel hedeflerin genç nesillerin gönüllerinde bir dalgalanma da ortaya çıkarmalıdır. Böylelikle zamanla yeni kuşaklar kendilerinin istikametini belirleyen anne ve babalarını güçlü birer halka dönüştürmekte zorlanmamaktadırlar.

Unutulmaması gereken bir diğer husus yetişkinlerin çocukluklarıdır. Her yetişkin sadece kendinden, ailesinden ve çocuklarından sorumlu değildir elbette. Çözümlemede ebeveyn, eğitimci, yazar, düşünce insanları, merkezi idare, yerel yönetim işbirliği kaçınılmazdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Turan Akkoyun Arşivi
SON YAZILAR