2023'ün belirleyicileri...
Seçim siyasetin her daim gündem maddesi.
Seçimin ertesi gününden itibaren sonraki seçimle ilgili tartışmalar başlıyor.
6 ay sonra ise muhalefetin değişmez söylemi "Erken seçim" oluyor.
İktidar seçimin zamanında yapılmasını savunuyor, muhalefet erken seçim diye diretiyor.
Türkiye'nin değişmez tartışması sürüp gidiyor.
Şu dönemde de durum aynı.
Muhalefet erken seçimde ısrarcı.
İktidara geleceklerine kesin gözüyle bakıyorlar.
Bununla da kalmıyor, geldikten sonra yapacaklarına ilişkin iş planı hazırlıyorlar.
Türkiye'nin yönetim sistemini değiştirmek de bu planlar arasında.
Ama şu net; iktidar istemedikçe erken seçimin olması mümkün değil.
Şu zamanda erken seçime gitmek akıl işi olmadığına göre seçimin zamanında yapılma ihtimali çok daha kuvvetli görünüyor.
2023 seçimine yönelik gerçekçi ve objektif bir değerlendirme yapalım.
Muhalefet çok iddialı. İddiası nereden geliyor? Ekonomideki durumdan...
Şöyle bir düşünelim; 2018 seçimlerinden bu yana muhalefetin kullanacağı ve gerçekten iktidara karşı işe yarayacak hangi argümanlar var?
O günle bugünü karşılaştırdığınızda ekonomiden başka elle tutulur bir argüman yok bence.
Muhalefetin erken seçim ısrarının arkasında da bu yatıyor.
Gerçekten de ekonomi bu haldeyken, vatandaşın geçim sıkıntısı çözülmeden yapılacak bir seçimde muhalefet başarı elde edebilir.
Bu başarının seviyesi iktidarı değiştirmeye yetebilir mi? Tartışılır...
Ama muhalefet bunu biliyor da iktidar bilmiyor mu?
Tabi ki biliyor. Ve muhalefetin elindeki o doneleri yok etmek için çalışıyor.
Bunun ilk adımını önümüzdeki ay asgari ücret tespitinde göreceğiz.
Ortaya çıkacak rakam çok önemli.
Çünkü asgari ücret makul bir seviyeye çekilmezse diğer atılacak adımlar çöpe gidebilir.
Gerçi seçim öncesi asgari ücret en az bir kez daha zam görecek. Fakat seçimden 6 ay önce atılacak adım çok da dikkate alınmayacaktır.
O yüzden bu Aralık ayında atılacak adım, vatandaşın geçim sıkıntısını hafifletmek adına çok önemli.
Bu sağlanamazsa milyonlarca çalışanın öfkesi daha da büyüyecek.
Sonrasında ise emeklilerin durumu ve 3600 ek göstergeye gelecek sıra.
Emeklilerin maaşları zaten yetersizdi. Üstüne bir de fahiş fiyatlar eklenince emeklinin sıkıntısı daha da arttı.
Emekli maaşlarında düzenleme şart. Yoksa bu kez emeklilerin öfkesi sandığa yansıyacak.
3600 ek gösterge konusu da toplu sözleşmeye göre önümüzdeki yılın sonuna kadar çözülecek.
Bu olmazsa İktidar kendi kendini bombalamış olur.
Hem çalışanları hem de memur emeklilerini ilgilendiren çok hassas bir konu.
Sanmıyorum ama sözler tutulmayıp, 3600 ek gösterge düzenlemesi yapılamazsa bu da iktidarı çok ciddi sıkıntıya sokacaktır.
Ve emeklilikte yaşa takılanlar...
İktidar ittifakının en büyük sıkıntısı bu konuda...
EYT sorununun çözülmesi MHP'nin seçmenine sözü...
Konu öyle bir hale geldi ki Ak Parti de artık "Biz bu düzenlemeyi yapmayacağız" diyemiyor.
Son dönemdeki açıklamalara dikkat edin; "Düzenleme yapılmayacak" diyen parti yok...
Çünkü EYT'lilerin sayısı yarım milyonu bulmuyor ama düzenlemenin yapılmamasına öfkelenecek kişi sayısı kat kat fazla.
Son dönemde Ak Parti'den de yumuşama sinyalleri çoğaldı.
Burada bir parantez açmak lazım.
EYT'den kasıt tüm çalışanların emeklilik yaşının düşürülmesiyse bu asla olmayacak.
EYT dediğimiz şey, 1999 yılında çıkarılan bir garabet kanunun mağdur ettiği kişiler...
O tarihte yapılan düzenleme, Cumhuriyet tarihinde geriye doğru işletilen tek kanun...
Bunun ne kadar büyük bir hak gaspı olduğunu hiçbir akıl ve izan sahibi inkar edemez.
Düşünsenize bugün bir kanun çıkıyor, geriye doğru işletiliyor ve insanların haklarını ellerinden alıyor.
"Hak gaspı" ifadesi hiç de abartılı değil. Hatta az bile.
Bu insanların gasp edilen hakları geri verilmeli.
Kanun çıktıktan sonra işe başlayanlara EYT'li denemez. Çünkü onlar işe, yürürlükteki kanuna göre başladılar.
Ancak bu ülkedeki çalışma şartları da 60-65 yaşına kadar çalışmaya elverişli mi, bunu da tartışmak gerek.
Bugün yaşı ilerlemiş bir insanın iş bulması çok zor. Bu insan 65 yaşına kadar ne yiyip ne içecek?
Bu noktada en azından işsizlik maaşıyla ilgili düzenlemeler devreye girmeli.
Konumuza dönersek bu düzenlemeler 2023 öncesi çok kritik.
Bu konularda atılacak ya da atılmayacak adımlar seçimin, dolayısıyla Türkiye'nin kaderini belirleyecek.
Bakın başka hiç bir konudan bahsetmedim.
Çünkü hiçbiri seçimler üzerinde geçim sıkıntısı kadar etkili değil.
Türkiye'deki köklü iktidar değişikliklerinin arkasında hep ekonomi var.
2023'te köklü bir değişiklik olacaksa bunun yolu ekonomiden geçer.
Önümüzdeki bir buçuk yılda insanların geçim sorunu çözülürse 2018'den farklı bir tablo göreceğimizi sanmıyorum.
Ama geçim sorunu çözülemez ve daha da büyürse o zaman bir önceki seçime göre 2023 farklı olabilir.
Bunu bilenler adımlarını ona göre atıyor.
İktidarı devirmek isteyen hem içeridekiler hem dışarıdakiler, darbelerini aynı yere vurmaya çalışıyor.
Zaman zaman sonuç alıyorlar da...
Ama bunun panzehiri belli.
İktidarın, içeride ve dışarıda kendisini devirmek isteyenlerin tüm argümanlarını elinden alması zor değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.