84. SENE-İ DEVRİYE

Nice insanlar vardır ki hayat kurtarır, nice insanlar vardır ki vatan kurtarır. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalıyorsa Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir. 99 yıl önce bize kurduğu cumhuriyetin ne kadar değerli olduğunu bugün yeniden anımsıyoruz.

84 yıl önce aramızdan ayrılışını büyük bir hüzün ile karşılıyoruz. Her 10 Kasım günü saatler 09:05 olduğunda tüm yurtta kalplerde bir sızı, gönüllerde burukluk yer alıyor. Ondan ayrılışın 84’üncü sene-i devriyesindeyiz.

Tüm yurtta değil tüm dünyada saygı duyulan bir liderdir. Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e tüm dünyanın gıpta ile baktığı bir liderin aramızdan ayrılışını saygı ve sevgi ile yad etmek bizler için hüzün ve matem olsa da ona sahip olabilmek bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Bu gururu göğsünde taşımak isteyen o kadar çok millet vardır ki Türk milletinin ne kadar şanslı bir millet olduğunu her zaman düşünürler.

“Yanık Ömer, Kırmızı Gülün Âli Var, Kışlalar Doldu Bugün” şarkılarını her dinlediğimizde içimizde hissettiğimiz duygu her gecen gün bize onu anımsatıyor. Çiçekçilerde kasımpatını her gördüğümüzde gözlerimiz dolu dolu oluyor. Noel yıldızı veya Ponsetya ya da diğer adı ile Atatürk Çiçeği’ne ne demeli. Atatürk’ün sevdiği çiçek olduğu için Ponsetya’nın adı Atatürk Çiçeği olarak bilinir.

Onu yad edebilmek için o kadar çok neden vardır ki hangisinden başlayacağını şaşırır insan. Bugün de onun aramızdan ayrılışının 84’üncü yılını yad ediyoruz. Ve bundan sonra takvimler 10 Kasım gününü gösterdiğinde her zamankinden daha fazla duygu yüklü olarak onu anımsayacağız ve sonsuza dek hep bizimle var olacaktır.

“Millet sevgisi kadar büyük mükâfat yoktur.” diyen Ulu Önderimizi ne kadar sevsek ve saysak azdır. O bu milleti o kadar çok seviyordu ki hayatını yaşamak varken bu millet için çabalamasının karşılığını ancak ve ancak onu anarak ve bize emanet ettiğini bu vatanı sonsuza dek yaşatarak ödeyebilir miyiz bilemem?

Dünyanın korktuğu ve çekindiği bir millet olduğumuzu bize ne güzel ifade etmiştir. “Ne Mutlu Türk'üm Diyene…”