İşte çalışanların merakla beklediği o ay yaklaşıyor. Temmuz maaşını zamlı almayı planlayan çalışanlar istediği zam oranını alabilecekler mi veya aldıkları zam oranı ihtiyaçlarını karşılayabilecek mi? Bu sorunun cevabını önümüzdeki günlerde herkes alacaktır. Umarım herkesin gönlüne göre olur.

Malum olduğu üzere gün geçtikçe artan enflasyon oranları yiyecek, giyecek, akaryakıt vb. birçok konuda üst üste yapılan zamlar gelir- gider dengesini alt üst ediyor. Bunun sonucunda da insanlar artık lüks yaşamlarından bir bir vazgeçmeye başlıyor. Lüks ihtiyaçların neredeyse hayal olduğu ülkemizde maalesef insanlar artık eve nasıl ekmek götürürüz, günü nasıl kurtarırız derdinde. Temmuz ayı sıcaklarından bunalan halk, eskiden olduğu gibi tatil planları yapmak yerine ay sonunu nasıl getireceğini hesaplanmakta.

Hele ki tek maaş ile bir evi geçindirmek artık neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Asgari ücretle maaş alan bir bireyin bir de çocuğu var ise durum o aile için daha da zorlaşıyor. Eylülde okulların açılınca oluşacak masraflar ise şimdiden velilerin tadını kaçırıyor. Maalesef gelinen noktada insanların sürekli hesap yapıp umutsuz olduğu zor bir süreçten geçmekteyiz. Elde kağıt kalem herkes matematik uzmanı olacak.

Tekrar konumuza dönecek olursak ağustos ayı yaklaşırken hem çalışanlar hem de işverenler açısından “maaş zammı” düşüncesi, çalışmaları, hesaplamaları söz konusu. Asgari ücretin 5 bin 500 TL olması ya da bir başka ifadeyle yüzde 30 zamlanması çalışanları haklı olarak bir beklentiye sevk etti. Malum hayat pahalılığı nedeniyle her çalışan, hayat standardını yükseltmek, geçim sıkıntısı çekmemek için ücretinde iyileştirme bekliyor.

Tablonun diğer tarafında ise işveren var. Ayın sonu, maaş ödemeleri yaklaşırken işverenin alacağı pozisyon da önemli. İşveren nasıl bir yol alacak bunu da yakın bir zaman diliminde hep birlikte göreceğiz. Ağustos ayından sonra dengeler nasıl sağlanacak? İşçi istediğini alabilecek mi, maliyetleri artan işverenler artık işçi çalıştırabilir durumda yollarına devam edebilecek mi?

Sonuca doğru yaklaştığımız bir sürecin her iki taraf için de hayırlı olmasını diliyorum. Umuyorum ki işveren işgücü kaybı, çalışan ise iş ve aş kaybı yaşamaz.

Ülkemiz uzun yıllar boyunca inişli çıkışlı süreçlerden geçmiş ve her karanlık yolun sonunda ışığı görmüş ve ulaşmıştır. Umudumuz bu sürecin de üstesinden rahatça gelebilmektir. Bunun yolu da bir ve beraber olmaktan, daha çok çalışmaktan ve en önemlisi sabırdan geçiyor.