Şeyma Savaş

Şeyma Savaş

Hıdırellez kutlanmalı mı?

Hıdırellez kutlanmalı mı?

Mayıs ayı geldi, soğuk hava atağını da atlatıp güneşli günlere yelken açtık. Şimdi önümüzde baharın müjdecisi Hıdırellez var. Hıdırellez; geleneksel kültürümüzün bir parçası olarak nesilden nesile aktarılmaktadır. Bazıları Hıdırellez'in Orta Asya, Orta Doğu ile Anadolu kültürlerine ait olduğu, bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yönündedir. Bazıları da bunun tamamen batıl inanç olduğu ve İslam’da yeri olmadığı görüşüyle bu geleneğe tepeden tırnağa karşı çıkmaktadır.

Eski Türkler 21 Haziran'da baharın gelişini kutlardı. Günümüzde de Anadolu'da dilek dilenmiş kâğıdı ağaca asma, ateşten atlama gibi eski Türk ritüelleri devam etmektedir. Kayıtlara göre İlk Çağ'dan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Osmanlı itibarıyla Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı sevinç kutlamaları yapılmaktadır.

Anadolu’da bir takım inanışlar ve kutlamalar yapılmaktadır. Bunlardan birisi “Hıdırlık” geleneğidir. Her ne kadar Akşehir başta olmak üzere yöremizde bu isimle mesire alanları olsa da çok sık rastladığımız bir gelenek değil. Belki de unutuldu. Hıdırlık; Anadolu'da halk, gün doğumu öncesi tercihen beyaz elbiseler giyerek yeşil ve bol sulu kırlara gider ve eğlenir. Kutlamalar yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de oluyormuş. Hızır'ın gezdiği kabul edilen yeşil yerlerde dolaşıp çiçek toplanır, oyunlar oynanır, baharın ilk kuzusu kesilerek yenilirmiş. Baharın bu taze kuzusunu yemekle bedenlerin sağlık ve canlılık kazanacağı inanışı varmış.

Yine Hızır'ın eli değen şeylerin dolup taştığı rivayeti nedeniyle Hızır günü arifesinde yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağzı açık bırakılır. Ev, bağ, bahçe isteyenler herhangi bir yere istediklerinin küçük bir modelini yaparak; altın ve benzeri ziynet eşyası isteyenler ağaç yapraklarını kollarına veya boyunlarına takarak isteklerine kavuşacaklarına inanır.

Bu ve benzeri bir takım adetler, Anadolu’nun dört bir yanında uygulanıyor. Haktır batıldır, Türk kültürüdür, İran kültürüdür bunlara çok takılmamak lazım. En iyisi fazla batıl inanış ve beklentilere girmeden verenin Cenab-ı Allah olduğunu unutmadan baharın gelişinin keyfini çıkarabiliriz. Değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şeyma Savaş Arşivi