Diriliş
Düştük! Düşüyoruz! Bu iş burada bitti! Gibi içimizi yasa boğan başlıklar twitler ile son dönemde öz güvenimizi derinden yaralarken, takım, tribün, yönetim ve teknik heyet kısaca şehirde kopmalar meydana gelmişti.
Malum virüs illetinden, birçok alanda olduğu gibi futbol dünyası da tedbiren de olsa nasibine düşeni aldı. Memleketteki tüm maçlarda haklı olarak taraftara kapatılması sonucu seyir zevki olacak mı diye endişe etmiştik. Fakat Konyaspor akıllı bir oyunla direkt sonuç odaklı bir maç çıkardı ki acaba sorun bizde mi sorusunu hepimiz gülümseyerek sorguladık. Konyaspor topu rakibine verdi ve belirli bir bölgede oynamasına izin verdi tehlikeli bölgeye geldiklerinde ise topun sahibi Konyaspor oldu.
İlk yarı Fenerbahçe takımı koskocaman bir sıfır şut istatistiğine karşılık girilen yüzde yüz gol pozisyonları ve önde kapatılan devre hepimizin yüzünü güldürmeye yetmişti. Aslında bir parça da endişe taşımıyor değildik. Yine bir şeyler olacak ve berabere mi bitecek yoksa bu defa şeytanın bacağını kıracak mıyız diye devre arası boyunca düşüncelere daldık.
Konyaspor normal bir oyunla ortada olan bir maç ile Fenerbahçe takımını yense, hocası yok sakatı cezalısı çok, şampiyonlukta geride kaldı yenebilir diye düşünebiliriz. Ancak böyle bir yönetim şekli ve böyle bir durumla karşı karşıya kalmışken çok kıymetli bir sonuç olduğunu düşünüyorum.
Maçın bitiş düdüğünden itibaren gördük ki Türkiye’de futbol oynamayan ya da pozisyon bilgisi olmayan insana hakemlik yaptırmayacaksın ne kadar iyi niyetli olursa olsun. Ömer Ali’nin yediği ilk sarı kart pozisyonun topun hakimi olan oyuncu topa vurduğu anda ya da hamleyi yaptığı anda o açıyla durması duraklaması söz konusu değildir. Top da oyuncumuzun vuruşu ile diğer oyuncumuza gitmiştir. Burada bir kusurlu hareket yoktur ve oyunu durdurması yetmezmiş gibi kart göstermesi, en az Skubic’in yediği ikinci sarı kart gibi saçma! Ee ne oldu iki oyuncuyu gereksiz oyundan attınız gol mü değil mi tartışmalara girdiniz. Ortada takdir hakkı diye bir durum bırakmadınız. Tebrik ederiz çok güzel yönettiniz. Konyaspor’un gol beklediği pozisyon objektif baktığımızda bize gösterilen açıları ele aldığımızda bana göre de gol değil. Lakin milimlerin etkin olduğu bir sistemde bir milimlik kamera açı hatası bize yanlış görüntü sunabilir. Bu yüzden Avrupa’nın ileri gelen liglerinde olduğu gibi bu kadar yatırım yaptığın bir organizasyonda gol çizgisi teknolojisi olmazsa olmaz hal almıştır. Yoksa bu tartışmalar sürüp gidecektir.
Konyaspor çok muazzam bir 3 puanı hanesine yazdırdı. Fakat bu galibiyeti yarından itibaren unutup Gençlerbirliği deplasmanına odaklanmak gerekiyor. Zira başkentten alınacak galibiyet artık bizi aşağı taraftan kopartırken kalan maçlarımızda ayaklarımızı yere sağlam basmamızı sağlayacaktır. Fenerbahçe maçı ölçü değildir. Zafer sarhoşu olarak değil yeni bir doksan dakikaya odaklanmalıyız. Çünkü çok daha diri ama disiplini zayıf bir takıma karşı saha da olacağız. Yeni bir dirilişe geçmek için tüm şartlar olgunlaştı. Umarım bu fırsatı değerlendirebiliriz.
Maçın sözü; Zaferin büyüklüğü, mücadelenin zorluğu ile ölçülür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.