Paranormal, doğa yasalarına uymayan sözcüğünden alıntıdır. Olağan dışı ve normal olmayan deneyimler ve olaylar için günümüzde sıklıkla kullanılan bir terimdir. Türk futbolunda hakemlerimizde maalesef normal bir maç yönetmekten çok uzaktalar. Tüm maçlar olağanın çok uzağında, bir tutarlılıkları yok! Kaldı ki vasat maç yöneten hakemlere bile övgü dolu sözler kullanır olduk.

Dünyada var olan hemen hemen her mesleğin kötüye kullanımında bir yaptırımı vardır. Kötü yapılan işlerin bir cezası, devamı halinde iş akdinin sonu vardır. Biri dışında “Futbol Hakemliği” Ne kadar kötü bir yönetim sergilerseniz sergileyin, birkaç gün konuşulup sonra hiç yaşanmamışçasına unutuluyor. Dikkat edeceğiniz, tek bir olay var, semt takımlarına bulaşmayın! Yazılmayan kuralları uygulayın! İkili mücadelelerde savunma oyuncusu düşerse direkt oyunu durdurun. Çok net gördüğünüz kırmızı kartlık pozisyonlara bile sarı verin VAR gerekirse zaten çağırıyor! Topu oyalamaya çalışan kaleciye 80-90 arası bir kart gösterin! Yorulduğunuz anlarda sıklıkla oyunu durdurun. Sonra gözlemci raporunu bekleyin! Ha unutmadan hakkını arayan futbolcu ve teknik direktörlere de kart verin ki otoriter desinler! İşlem tamam! Kulüpler zaten hak arayamaz ceza sistemi var! Güçlü zayıfı ezsin… Maalesef tüm hakemlerimizi kapsamasa da genel görüntü bu yönde...

Gelelim Konyaspor’un Hatay maçında yaptığı hatalar silsilesine! Hatayspor defansif olarak bu ligin tırnak içinde en laubali takımı diyebilirim. Bir defans oyuncusunun yapmaması gereken tüm hataları yapmayı başarıyorlar. Zaten yedikleri 19 gol kötü takım olduklarından değil, bu tarz durumdan kaynaklanıyor. İşte Konyaspor’a karşı da aynı hataları yaptılar ve maçın ilk yarısında takımımız bu pozisyonları cömertçe harcadı. Kimisi yanlış tercihten kimisi bencillikten pozisyonlar birer birer harcandı. Futbolun altın kuralı atamayana atarlar.

Belki komik gelecek ama Konyaspor’un ciddi ciddi taç atışları ile ilgili de bir çalışma yapması gerekiyor. Her maç mağlup olsak da galip olsak da kanat bekleri top atacak oyuncu bulamıyor ve gelişi güzel kullanıp topu rakibe veriyor.

Saha içine biraz daha girersek Amir gittiğinden beri bu takımın beyni yok! Yani oyunu nerede hızlandıracağız, nerede rölantiye alacağız, atakları nasıl şekillendirip oyunu rakip sahaya nasıl yıkacağız sorunlarını çözecek oyuncumuz yok! Bu konuda Melih’ten oldukça ümitliyim ama oda doğru dürüst süre alamıyor.

Konyaspor skor koruyamıyor, bu sezon özelinde son bölümde Bodrum, Gaziantep, Başakşehir, Göztepe ve Hatay maçlarında son bölümde yediği goller bunun en büyük ispatı ama içinde bir umutta barındırıyor Kasımpaşa, Eyüp, Trabzon maçlarında attığı son bölüm golleriyle bunu kanıtladı.

Hatayspor maçı gerçekten yazık oldu diyebileceğim bir maçtı. Bir de kırılma anları var! Tutarsız davranış sergileyen bu haftaki konuğumuz Oğuzhan Çakır’dı. Konyaspor’a verdiği kartlarda oldukça cömert davranan Çakır tam 4 defa tehlikeli olabilecek umut vadeden atağı kartsız geçirmeyi tercih etti. En çok itiraz edilen penaltı beklenen pozisyonda bile topa arkasını döndü de kararı VAR’a bıraktı. Bir de bu yarı otomatik sisteme de şahsen güvenmediğimi de belirtmek isterim yediğimiz golde, izlerken pozisyon ofsayt diyorsun, sonra sistem bir getiriyor orada ne dönüyorsa artık oyuncu ofsayt değil! Umalım ki biz yanlış görmüş olalım! Her hafta birilerinin canı yanıyor ve söylenecek en mantıksız şey sonuç olarak hakemler bunu dengeliyor. Hatayı tüm takımlara karşı yapıyorlar söylemleri eli kolu bağlıyor! Biz de ileride kaybedeceğimiz puanlara odaklanarak bu haftaki köşeyi noktalıyoruz! Konyaspor’un galibiyet serisi yapamaması biraz psikolojik travmaya dönüştü. Kısa süre sonra aşılacağını umuyorum.

Maçın sözü: Yapılan hatalardan ders çıkartmayanlar, aynı hatayı yapmaya mahkûmdurlar