Sümeyye Savaş

Sümeyye Savaş

Denge bozulunca terazinin ayarı da bozuluyor

Denge bozulunca terazinin ayarı da bozuluyor

Ülkece çok yoğun ve yorucu günler geçiriyoruz. Özellikle yıl sonu ve yıl başı periyodunda ülkeyi yönetenlerden, en ücra noktadaki çalışana kadar, işçisiyle memuruyla, emeklisiyle, öğrencisiyle herkes “ekonomi” gündemine kilitlenmişti. Hepimizin önceliği maaşlarımızdaydı. Neden olmasın ki hayat pahalılığı almış başını gitmiş. Zam yağmuru altında yüksek enflasyonu iliklerimize kadar hissetmekteyiz. Bu yüzdendir ki hepimiz yaşam kalitelerimizin yükselmesi açısından maaşların belli olmasına odaklanmıştık. Çok şükür özel sektördeki çok az bir kesim dışında maaşlar da belli oldu.

Hükümet “seçim yılı”nın hatırına bol kesimden dağıttı desek yalan olmaz. Önce asgari ücret 5 bin 500 TL’den 8 bin 500 TL’ye çıktı. Çok güzel bir gelişme gibi gözükse de işte bütün dengenin bozulduğu nokta da burası oldu. Asgari ücrette son bir yılda yaşanan yüzde 100’lük artış tüm dengeleri yerinden oynattı. Asgari ücret artınca doğal olarak tüm çalışanlar maaşlarının aynı oranda artırılmasını ümit etti. Bu yüzdendir ki memurlar yüzde 30’luk zammı yetersiz buluyor. Asgari ücret yüzde 55 artarken diğer maaşların bu kadar artmamasını anlatmak da kolay olmuyor. Yanlış anlaşılmasın kimse asgari ücretliyi ya da onun emeğini küçük görmüyor. Burada toplumsal bir beklenti “adalet”li bir artış yönündeydi. Zira çevremdeki tüm memur ve özel sektördeki deneyimli ya da statülü çalışanların hepsi bu yönde bir beklenti içerisine girmişti.

Yine aynı şekilde en düşük emekli maaşı 3 bin 500 TL’den 5 bin 500 TL’ye çıkarken 4 bin TL ve hemen üstünde emekli maaşı alanlar da aynı statüye giriverdi.

Yani tabandaki maaş iyileştirmeleri üste de aynı ölçüde yansıtılmadığı için “denge” kaçıyor, terazinin ayarı bozuluyor. Bir büyüğüm yıllarca esnaflık yaptı Bağ-Kur ödedi. Hem de yüksek meblağlar karşılığında. Aldığı emekli maaşı yaklaşık 6 bin TL. Şimdi en düşük emekli maaşı ile arasında bir fark kalmayınca ister istemez soruyor, “Bizim bunca yıl ödediğimiz primler ne oldu şimdi?” Haklı mı haklı… Esnaf Bağ-Kur’u ile çiftçi Bağ-Kur’u primleri aynı mı? Ya da emeklilikte maaşım daha yüksek olsun diye çalışırken daha yüksek prim ödeyenlerin hakkına ne oldu?

Maaşlarda belli bir seviye arttıkça ekonominin dengesinin bozulduğunu zam yağmuruna yeni bir gerekçe eklendiğini hepimiz biliyoruz. Bu şekilde dengesiz bir maaş artışıyla birlikte emekliler hızla “en düşük maaş” çalışanlar da “asgari ücret” potasına giriyor. Çember her geçen gün daralıyor. Sistem bu şekilde giderse yakın bir gelecekte “tek ücret” politikası hayatımıza giriverecek. Terazinin ayarlarının daha fazla bozulmaması için “denge” iyi gözetilmeli. Herkese iyi haftalar diliyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sümeyye Savaş Arşivi