Malum, Rusya saldırıyor. Başkent Kiev'de şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Pandemi döneminde pandemi öncesini özlerken, acaba bu işgal bir 3. Dünya Savaşı'nın beraberinde getirdiğinde pandemiyi de özler miyiz?

Zaman ne farklı bir olgu değil mi?

İçindeyken değerini bilmiyoruz, ne yazık ki.

Yüzümüzdeki maske, sırtımızda çok büyük bir yük olmamış mıydı? Şimdi Ukrayna'da maskeyi düşünen var mıdır?

Batı, yaptırımlarla karşılık vereceğini söyledi. Pekala Doğu bloğu iyice belirginleşmişken, Batı ve Doğu arasında bir 3. Dünya Savaşı'nın çıkmasını kimse istemez. Ekonomik yaptırımlar işi nereye götürür bunu tartışalım. 

Savaşların nedenlerine baktığımızda, ekonomik sebeplerin ne kadar ağır bastığını görürüz.

Şu an dünya yine bir ekonomik buhranın, darboğazın içinde... Rusya'nın Ukrayna müdahalesi tümüyle ekonomik faktörlerden kaynaklı demiyorum. Ancak yüzdeye vurulduğunda yine buradan da bir çıkarım yapmak mümkün.

Rusya'nın enflasyonu yüzde 10'a yaklaştı. Merkez Bankası faiz artırımına devam ediyor. Son toplantıda 100 baz puan artırım yapıldı. Yani demek istediğim gidişat iyi değil. Bu tablo bildiğiniz üzere Türkiye ve dünyada da aynı.

Bir geçiş döneminin içerisindeyiz. Bir doğum sancısı...

Kim nasıl davranacağını önceden planladı, şimdi harekete geçecek.

Yaptırımlar konusuna geri dönelim. Rusya, böylesi bir ekonomik tabloyla mücadele ederken...

- Ukrayna'da askeri maliyetleri karşılayacak

- Batı'nın yaptırımlarına maruz kalacak.

- En büyük gelir kaynaklarından biri olan enerjisi için yeni alıcılar arayacak.

Peki, bu ekonomik çöküşü kaldırabilecek bir maliye yapısı var mı Rusya'nın? Hayır, yok.

O halde her şeye hazırlıklı olmak gerek.

Ben Rusya'yı şu an aç kalan çakallara benzetiyorum. Önüne kim çıkarsa saldıracak. O büyük bölgesini korumak için karnını doyurmaya çalışacak.

Yaptırımlar Rusya'yı daha da acıktıracak.

Rusya'sız bir dünya ekonomisi olmaz. Rusya'sız bir dünya da olmaz.

NATO ve BM şu an beyin ölümü gerçekleşmiş örgüt gibi duruyor.

Yöntem ve çözümleri yetersiz. Dünya kamuoyunun isteklerine uygun adımlar atılmıyor.

ABD, Rusya ile savaşmayı göze alamıyor. Çünkü dünyayı nükleer bir savaşa sürüklemek istemiyor.

Umarız ki olmaz, Rusya'yı durdurmak içinse yapılacaklar yaptırımlarla olacak gibi değil.

Başlıca, Putin'in görevde olması en büyük sorun. Rus halkı bir an evvel seçime gitmeli. Demokratik yollarla Putin görevinden azledilmeli. Rus halkına dünya üzerinde büyük bir sorumluluk düşüyor.

Batı, ülkesinden bayraklarını askerler göndermeli.

Ukrayna, yarın İsveç olabilir belki de Almanya.

Ya da Tayvan... Rusya'ya gösterilen tepkilerin cılızlığı Çin'in durumu fırsat olarak görmesine vesile olabilir.

Rusya, Batı ile savaşmayı göze alıyorsa, Batı da göze almalı.

Oluşturulan korku atmosferi ülkeleri sindirmemeli.

Adım atmaktan çekinirsek, korktuğumuz başımıza gelebilir.

Ama yine de Türkiye olarak hazırlıklı olmalıyız. Bu dönemde gıda stoku yapmak çok önemli. Gidişat, Rusya'nın durmayacağını gösteriyor.

İhtimal dahilinde olansa şu; Rusya Ukrayna hükümetini düşürecek, Ukrayna'dan çıkacak. Yönetilebilir bir ülke tasarlayıp Ukrayna'yı arka bahçesi yapacak. Buna Batı ne der bilemem, ama zaman gösterecek.

Savaş olmayan, barışın hüküm sürdüğü bir dünya diliyorum.