AK Partili kalemşorlar bile ...
Bu haftanın heyecanını, dahası manevi olarak mutluluğunu farklı alanlarda yaşamanın ötesinde şivlilik ile artık sokaklarda, caddelerde yediden yetmişyediye tüm insanlarımızla doya doya yaşadık. Hemde öylesine dolu dolu yaşadık ki zaman zaman bardağı taşırdık, güzellikleri çirkinlikleri saldırılara dönüştürdük.
Eğlendiğimizi sanırken polis ve ambulanslar görev yaptı.!!!
Ama gelin önce güzel bir haberden başlayalım.
SELMAN ÖZBOYACI VEKİLE TEŞEKKÜRLER
Konya’nın ve Türkiye’nin genç, yakışıklı, karizmatik, çalışkan dahası her geçen gün kendisini yenileyerek geliştiren vekili Selman Özboyacı Bey’in son sosyal medya paylaşımı Allah için beni heyecanlandırdı. Açık söyleyeyim vekilin genç ya da yaşlı olması, yakışıklı ya da göbekli kel olması beni hiç ilgilendirmiyor. Biz öyle körü körüne siyasetçi seven tiplerden değiliz. İcraata bakarız çalışmaları da zamana yayarız.
Sayın Vekil, Spor Bakanımız Kasapoğlu’nu makamında ziyaret etmiş ve Konya’nın gençlik ve spor alanlarındaki (buna 31 ilçe de dahil) taleplerini yatırımların, durumlarını ve istekleri dosya halinde Bakan Beye sunmuş. Bize ulaşan bilgiye göre de Sayın Bakan bu rapor ve dosyanın gereken şekilde en hızlı bir biçimde icraata döneceğini söylemiş.
Bizim iki sevdamız var biri eğitim biri de spor. İnançlı nesil için de eğitim ve spor olmaz ise olmaz diyor ve Sayın vekilimize şehrimiz adına teşekkür ediyoruz.
“BİZİM İŞİMİZ REKLAM İZDİHAMDAN ZOR KURTULDUK”
Çarşamba akşamı saat 20.18 sularında aşağıdaki karelere benzer onlarca fotoğraf atan bir büyüğümüz bakın bu programla ilgili birkaç da acı şu cümleyi bize iletiyordu;
“Büyükşehir’in merkez ilçe belediyeleri ile yaptığı Şivlilik ve Fener alayı programına gitmek için ailecek yola çıktık. Ama trafik tam bir çile idi. Yol sadece yarım saat sürdü. Bir taraftan yolumuz yok diyoruz diğer taraftan tüm trafiği kilitleyecek şekilde toplu programlar yapıyoruz. Bizim işimiz sadece reklam. Toplasan 5 kilometrelik yolu yarım saatte alabildik. Merkezdeki tüm belediyeler ortak program yapınca önceden dağılan kitle şimdi tek yerde kilitlendi.
Aynı abimiz Uğur Başkan’ın daha sonra “mesajı aldık” tweetini de bize gönderiyordu. Demek ki orada epey bir yüklenme oldu ki Başkan mesajı aldık diyordu.
AK PARTİ’NİN KALEMŞORLARI BİLE İSYAN ETMİŞ... MİŞ
Eskiden televizyonlarda resmen tescilli gazeteciler(!) ekranlara çıkar milleti kendilerince kandırdıklarını filan sanırlardı. Onların ömürleri de amigoluğunu yaptıkları partilerin güçleri eridiği zaman yok olurlardı.
Dün ekranlarda olan durum bu kez sosyal medyada tam gaz gidiyor. Yalnız bu dönemin şöyle bir sıkıntısı var bu kalemşorlar gazeteci de değiller. Ama bir yerden ucundan tutturdukları ile gazeteci sıfatı ile amigoluklarına devam ediyorlar.
Bunların bile bu program için sosyal medyadaki isyanlarını(!) bazı dostlarımız bilgilendirme amacıyla bize iletiyorlardı. Bu sözüm ona gazeteciler yani gazetecilik yaparak maaş alanlar değil duruma öfkelenmişler ve “Fener alayını salonda yapmak çok yanlış bir karar. Binlerce insan yollarda rezil olup salona bile giremedi” diyorlarmış. Normal vatandaşın tepkisini ben de kabul ederim üstelik katılırım da ama bu kalemşorlar bile bu hale geldi ise demek ki programdaki sıkıntı tavan yapmış diyordum.
ŞİVLİLİK VE FENER ALAYININ ACI YÖNLERİNİ DE GÖRMEK GEREKİR
Evet Şivlilik ve Fener Alayı bu milletin en güzel en samimi bir geleneği. Hoşgörünün, sevginin, paylaşmanın özellikle de çocukları mutlu etmenin, güldürmenin, sevindirmenin geleneği.
Peki bu mutluluk atmosferinde cayır cayır lastik yakmak, patlayıcıları bu kadar başı boş ve her yere rastgele atmak dahası silah sıkmak var mıdır?
Yazıklar olsun bu mutluluğu bu güzelliği yakanlara, sıkanlara.
İnşallah gelecek yıl bu patlayıcılara bir önlem alınır.
***
Şimdi gelelim yine bazı detaylara;
Başkan Uğur İbrahim Altay çocukların şivlilik günü yani dün okullar tatil olsun isteklerine önce ince bir sinyal çaktı “Okulları tatil etmek benim elimde değil ama siz zaten gerekeni yapacaksınız!...”
Çocuklar Başkan Altay’ı gerçekten çok seviyorlardı. Ve bu mesajı aldılar. Dün de gördük ki pek çoğu okulu kırmıştı.(!)
Uğur Başkan bir dahaki yıla yine önce ince bir sinyal çaksa da kapıyı çalan sokaklarda ellerinde torbalarla dolaşan insanlara bir yaş sınırı getirse. Yani bıyıklı abilerle, koca koca ablaların bu işe ortak olmamaları için bir uyarsa. Mesela 18-25 yaş sınırı şivliliğe dahil değil dese. Sizce iyi olmaz mı?
Yine Başkan bir sinyal daha çakıp kapıyı açmayan ya da açamayan ya da içeride kimsenin olmadığı evlerin dairelerin kapılarının 15-20 grup tarafından taşlanması, yumruklanmasının ayıp olduğunu söylese. Ne dersiniz?
Yine Meram’da boş bir dairenin bahçesine giren çocukların dekorasyon amaçlı tekerlekleri çalmasının ayıp olduğunu söylese.
***
Yine isterseniz Uğur Başkan’ı çok seven çocuklarımızın geleceği için Başkan yine bir sinyal çaksa da çocuklarımıza sağlıksız ürünler değil de sağlıklı şivlilikler dağıtılsa ve minikler torbaları böyle doldurabilse.
…VE GELELİM EN ÖNEMLİ KONUYA
Uğur İbrahim Altay yine sosyal medya aracılığı sinyali bu kez sürücülere veriyordu;
Ama bence Başkan sürücüler kadar çocuklarının ellerinden tutan annelerin kırmızı ışıkta durması gerektiğini, yeşil ışık yanınca karşıdan karşıya geçileceğini, trafik ışığı ve yaya geçidi olmayan yerlerde annelerin çocukları ile yollara rasgele atlamamaları gerektiğini de bir sinyalle çaksaydı çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
***
Konuyu özetleyelim mi?
Şivlilik ve Fener Alayı gerçekten güzeldi. Anlamlıydı.
Amma velakin trafik felç idi. Trafik sürücüler için de yayalar için de tehlikeli idi. Çünkü sokaklar caddeler yollarda yürüyen minikler ve büyüklerle dolu idi.
Bir dostumuz şöyle diyordu; Meram insanın hastası var, çocuğu var, yaşlısı var. O neydi patlama sesleri. O neydi silah atmalar. Tabii ardından da ambulans sesleri....
***
Demek ki bu işler gazla, hadi yapalım demekle olmuyor. Önce iyi bir planlama, ardından kusursuz organizasyon ve en kötü olabileceğin bile ihtimalinin hesaplanarak yasa dışı hiçbir gerekçeye izin vermemek.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Şeyh uçmaz mürit uçurur
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sokak hayvanlarına iyilik olsun diye bozulmuş, kokmuş yemekleri rastgele kaldırımlara ya da çöp kutularının yanına dökmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.