İnsanoğlunun doyumsuzluğunu, iyi ya da kötü karşılaştığı her durumdan dersini almadığını hepimiz çok iyi biliyoruz değil mi?

Dünya tarihine olumsuz ve felaket olarak geçecek olan şu virüs salgınına şahitlik etmek bizler için de bakış açımıza göre tarihi günlerdir.

Felaket günlerinden herkes üzerine düşeni alıp ders çıkartabilir.

Kendimize fert olarak da aile olarak da millet olarak da insanlık olarak da yeniden bir çeki düzen verebiliriz.

Durumu çok iyi olan insanlarımız o hesap makinelerine zor sığan mal varlıklarının bir anda silinebileceğini görürken, maddi ve manevi olarak kendilerinden çok daha rahat durumda olan insanların haline bakarak, ekmek aş konusunda bin bir güçlükle mücadele eden, hatta bu duruma bazen feryat bazen de isyan eden yokluk içindeki insanlarımız da ölümün kapıda olduğu bu günlerde, o günlerin bile iyi günler olduğunu anlayabilirler.

Allah var ben de sizler gibi bizi yönetenleri, yetişmiş insanlarımızı dinliyorum. Dinlerken de bazı şeyleri anlamaya çalışıyorum.

Televizyonlara çıkan, gazetelerde yazan insanların yüzde yüzü “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyor.      

Ben bir şeyi anlayamıyorum “O hiçbir şey eskisi gibi olmayacak derken neyi kast ediyorsunuz?”

..........

Bakmayın siz anlamıyorum dediğime. Anlıyorum. Bal gibi de anlıyorum.

Siyasilerden bilim adamlarına, ilim adamlarına hepsi işin hâla doyumsuz dünyalık hesaplarındalar.

İşte o yüzden de biz gerçekten farklı bir millet olarak bu işin kendi insanlık yönümüzü geliştirmeli ya da değiştirmeliyiz diyorum.

............

Bu genel durumdan hemen kendi yerel dünyamıza geçiverelim.

******

YAP BOZ İŞİ

Günlerdir kaç defa yazdım bilmiyorum.

Dahası bu yazdıklarımın fotoğrafını çekerek bu sütunlarda paylaştım.

Büyükşehir Belediye Başkanı, ekibi, müdürleri ve işçileri ile şehrin sorun olan trafik sorununu çözmek için kavşaklarda, alt ve üst çıkış girişlerinde, ana yolarlarda inanılmaz “akıllı dokunuşlar” yapıyorlar dedik.

Hatta bunlar yapılırken bazı insanlarımız ağaçlar kesiliyor, çimler bozuluyor filan da dediler. Biz böyle düşünmeyin yanlış dedik.

Bizim yazdıklarımıza belediyeden bir tek kişi bile teşekkür etmez iken biz yine dedik ki “Bilmiyoruz ama bu çalışmalar sadece bugün için şehrin trafik sorununu çözmeyi amaçlamıyor. Yakında başlayacak olan metro çalışmaları için de Büyükşehir’in önceden görüp aldığı tedbirler olabilir”...

Büyükşehirden yine tık yoktu.

Olsun biz işimizi birileri bize teşekkür etsin diye yapmadık yapmayız da. Yeter ki okuyucularımız ve bize inananlar mutlu olsunlar, bilgiye doğru yoldan ulaşsınlar, biz de onların sesi, gözü ve kulağı olalım..

Bu güzel dokunuşlar benim içinde perşembe gününe kadar böyle idi.

Amma velakin perşembe günü bir değil birkaç okurumuzdan Beyşehir Çevre Yolu Caddesi, Fatih Caddesi ve Fatih Alt geçidinin üst kısımları boyunca kavşakların yan kısmından yağmur gibi yepyeni “yaz-boz” kareleri gelmeye başladı.

Yaniiiii.

Kendi kendime düşündüm. Bu yollar yapılalı sizce iki yıl oldu mu?

Hadi diyelim ki oldu.

Peki bu şehri yöneten değerli büyüklerimiz ve çalışma arkadaşları önlerinde ki iki yılı göremiyorlar mı?

Hele hele bu dönemde.

Çünkü ben çok yakından biliyorum ki Uğur Başkan göreve gelir gelmez ilk icraatı tasarruf idi.

Şimdi şu zor günlerde tamam iyi niyet ve güzel yerinde bir çalışmanın ekonomik yapboz ve yeniden yap işi nedir?

Şu andaki güzel gelişmelerin pek çoğu esi dönemlere aitti. Ya bu kaç yıllık?

.........

Tekrar söylüyorum Konya’da belediyelerin bu işi sadece bu dönemin konusu değil.

Biraz geriye gidelim mi?

Delilli şahitli bir olayı anlatayım sizlere.

Kulakları çınlasın Mustafa Özkafa Bey Başkan. Uluyayla Üst Geçidi yapılacak ve açılıyor. Ama yan bağlantı yolları yok. Söyleniyor ama yapılmıyor.

Tahir Başkan geliyor yine kendisine söyleniyor ve bu kez yapılıyor.

..............

Diyelim ki şimdi fotoğrafları ile kastettiğimiz ve keyifle bozulan yerlerde son seçim arifesinde apar topar yapıldı ve açıldı.

Biz işin orasında değiliz.

Özkafa döneminde 1 liraya yapılacak iş Tahir Başkan döneminde 3 liraya yapılıyor.

İki yıl önce 4 liraya yapılan iş şimdi durduk yerde bilmem kaç liralık bir ek harcamaya neden oluyor.     

Tekrar altını çiziyorum. Çünkü dün yazdıklarımıza teşekkür etmeyenler bugün iğnenin ucu dokununca bir sürü bahane sunacaklar. Sakın ola yanlış anlaşılmasın. Yapılana asla karşı değilim. Yanlış da demiyorum. Bu durumu şehirde perşembe gününe kadar bu işleri basında alkışlayan tek kişi idim.

Ama perşembeden bu yana kafamda yine deli sorular ve içimde esen fırtınalar.

Ben üzülüyorum siz kendinizi üzmeyin.

Hani şehirlerinde bir kaderi vardır yaaa

Bizim de kaderimiz bu demek ki...

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Toprak altında düz yatmak için toprak üstünde dik durmak gerekir

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?      

Sokağa çıkmanın yasak olduğu günlerde izin belgeleri ile sokağa çıkan bazı araç sürücüleri yollar boş da olsa kırmızı ışıkta göz göre göre yollarına devam etmedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.