“Binali Bey’in kemikleri sızlar!”
Yepyeni bir haftaya sağlıklı ve özgür girebilmenin mutluluğu içerisinde yine çocuklar gibi heyecanlı kuşlar gibi uçuyoruz.
Yerel olarak yazmamız gereken pek çok konu var. Hafta sonu sizlerden öyle ilginç fotoğraf kareleri ve üzüntü, kahır dolu mesajlar aldık ki. Buralara gelmeden yine şehir ile bağlantılı ama taaa Ankaraları ilgilendiren bir şikayet ile başlayacağız.
*****
BİNALİ YILDIRIM MI, NUMAN KURTULMUŞ MU?
AK Parti, Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni yapacağı dizayn ile 2023 seçimlerine gidecek.
En tepelerde zirvelerde maalesef ulusal basına da pek yansımayan ciddi bir çekişme var. Mesela Sayın Cumhurbaşkanımızın 2. adam olarak “Binali Bey mi yoksa Numan Bey mi?” olacak çalışmaları çok gizli olarak yaptırılan anketlere bile yansımış durumda.
Tabii ki bu işler bizim boyumuzu aşar.
Bize bu konuları sadece bir okurumuzun fotoğraflı olarak gönderdiği şikayetin en sonunda “Vallahi abi, Binali Bey’in kemikleri sızlar” (!) cümlesi oldu.
*****
YENİ YHT GARIMIZ (!)
Cumartesi sabah şehir gönüllüsü, fanatik AK Partili bir abim şuna benzer çok sayıda fotoğraf gönderiyor…
“Abim YHT ile Ankara’ya gidiyorum yeni gardan gideceğiz inşallah. Görüntüler de Ankara’ya gider diye bir tek levha göremedik. Ne de bir tane görevli. Onları bırak bu kadar millet Ankara treni diye anons dahi duymadık...
Biz bilmediğimiz halde, bize soran en az 8-10 vatandaşa da trenin Ankara treni olduğunu söyleyip ve yönü tarif etmeye çalıştık.
Ayrıca trende wi-fi’den internete ise hiç bağlanamıyorsunuz.
Uğur abi, BİNALİ BEY’İN KEMİKLERİ SIZLAR. Kalemine taş değmesin.
Selam ve dua ile”
...........
Binali Bey’in kemikleri sızlar mı sızlamaz mı? Bilemem.
Ama bildiğim ve gördüğüm bir şey var, geçtim Binali Bey’in kemiklerinden, Cumhurbaşkanı çırpına, çırpına ömrünü verdi kocadı. Ama çapsızlar ve ruhsuzlar yatmaya devam ediyor. Daha da acısı böyle yatmak ve parmağını oynatmadan para kazanmak artık normal ve sıradanlaştı.
Bir yetkiliden duyduğum için söyleyeyim de içimde kalmasın.
Bu durumu HAK İLE BATIL MÜCADELESİ diye yorumluyorlar.
Yasal olmak, helal olması şartı, her halde Cenab-ı Allah katında Hak ile Batıl mücadelesi vizesi almak için yeterli olmaz.
******
ŞEHİR HASTANESİNDE MESAFEYİ KORUMAK MÜMKÜN DEĞİL...
Yine duyarlı ve hassas bir okurumuz Şehir Hastanesinin içerisinden çok sayıda çektiği fotoğraf karelerini gönderiyor
Ve diyordu ki;
“Uğur abi, kardeşim rahatsızlandığı için gece şehir hastanesine gittik.
Devletimiz var olsun, dört dörtlük bir hastane yapmışlar, imkanlar fevkalade, personelin ilgisi çok güzel fakat çok üzücü bir durum var.
Bu fotoğrafları akşam 21 sularında çektim.
Acil’de yeşil alanda yaklaşık 100 kişi bekliyor, çalışan doktor sayısı ise 3 kişi.
Akşam 20 sularında girdiğimiz hastaneden tahlillerin geç çıkması sebebiyle gece yarısına doğru çıktık, uzun süren tahlil analizleriyle vatandaşın beklediği süre artıyor, dolayısıyla da burada yığılmalar katlanıyor.
Vatandaş maskeyi taksa da mesafeyi korumak ne mümkün bu ortamda.
Hastane içerisindeki sosyal mesafe korkutucu idi iki maske takmak zorunda kaldık.”
..........
İnşallah hastane yetkilileri okurumuzun çığlığına kulak verirlerde korkulanlar olmaz.
*****
ALEADDİN TEPESİNDE ÇİMLER GÖRÜNMÜYORMUŞ
Biz cumartesi ve pazar çok yoğun geçtiği için bu iki günde sadece ev ve BBN arasında gidip geldiğimiz için şehirden uzak kaldık. Ama dün sabah bir arkadaş anlatıyordu. Cumartesi günü önce bir hastaneye gitmiş, öğleden sonra da gözlük ve ilaçları almak için çarşıya inmek zorunda kalmış. Arkadaş yeminle anlatıyordu. Aleadddin tepesinde insan yoğunluğundan çimler görünmüyormuş. Devam baylar bayanlar devam. Konya kırmızıdan maviye dönecek. İnşallah bu iş yine afişlerde ve sosyal medya paylaşımlarında kalmaz.
*****
TRAFİK UĞUR BAŞKAN’IN EN BÜYÜK SORUNU
Cuma akşam saatlerine doğru bu şehir için çırpınan bir yüreğe sahip dostumuzun gönderdiği fotoğraf…
Abimiz trafik konusunda artık bıçağın kemiğe dayandığının isyanlarını oynuyordu.
Haksız mıydı?
Hayır, hayır, hayır...
Bugün bana da sorsanız “Konya’nın en büyük sorunu ne?
Düşünmeden gözü kapalı TRAFİK derim.
Hem bu trafik öyle sadece kırmızı ışıklarda, kavşaklarda, alt ve üst geçitlere girerken nerede ise kilometrelerce uzayan araç kuyrukları ile de sınırlı değil. Bisikletlisinden motorlusuna bu şehirde trafik sorunu gittikçe artan ve büyüyen bir çile olmaya doğru gidiyor.
Sohbetlerimizden biliyorum ki Başkan Uğur İbrahim Altay ekibi ile bu işe iyi kafa yoruyor. Metroya kilitleniyor ama Sayın başkanım metro ile kangren haline gelmiş bir sorunu çözmeyecek.
Bunu da zaman gösterecek.
******
KISSADAN HİSSE
Hızlı treninden pandemi meselesine, trafikten hak ile batıl mücadelesini (!) şöyle bir hikaye ile noktalayalım mı?
...............
Mısır yetiştiren bir çiftçi, her yıl en kaliteli mısır ödülünü alırmış. Çiftçi, ödül aldığı mısırların tohumlarını da ekmeleri için komşularına dağıtırmış.
Bunu öğrenen bir gazeteci röportaj yapmak için çiftliğe gelmiş. Gazeteci çiftçiye sormuş:
“Seninle her yıl aynı yarışmaya giren komşularına, kaliteli tohumlarından vermeyi nasıl göze alabiliyorsun?”
Çiftçi cevap vermiş:
“Yoksa bilmiyor musun? Rüzgar, olgunlaşan mısırlardan polenleri alır ve tarla tarla dağıtır. Eğer komşularım kalitesiz mısır yetiştirirse çapraz tozlaşma sonucu her geçen yıl ürettiğim mısırın kalitesi düşer. Eğer kaliteli mısır yetiştirmek istiyorsam, komşularıma da kaliteli mısır yetiştirmeleri için yardım etmeliyim”...
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Şu zor pandemi döneminde marketlere fırınlara hâlâ maskesiz girmek için inat etmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
