“Bozkurtlar son sözü söyler”
Bugün yine o kadar çok birbirinden farklı yazmamız gereken konu var ki. Allah’ıma şükürler olsun ki bu kadar konu var. Ne mutlu bize...
İzninizle yazımıza hiç giriş yapmadan kitabın ortasından başlayalım.
******
İSTANBUL’DAN BİLGİLENDİRME NOTU GELDİ
Cuma günü Yüksek Hızlı Tren’de Ayasofya tanıtımında hâlâ müze denildiğini fotoğraflı olarak dile getirmiş. Günümüzde Reis’in bizzat atadıklarının bile maalesef hâlâ Reis’in yüzde biri kadar bile işlerinde hassas olmadıklarının da altını çizmiştik.
İşte aynı gün İstanbul’dan bizi takip eden bir okurumuz, bizim de bilmediğimiz bir konu ile ilgili bilgi paylaşımı yapıyordu.
“Uğur Abi hayırlı cumalar,
Ayasofya konusunda hükümetin ve bakanlığın samimiyetsiz olduğunu anlatmışsınız bugünkü yazınızda.
Bir konuyu size açıklama isterim.
Küçük bir araştırma ile sizde bunu teyit edebilirsiniz.
..........................
İstanbul’dan bizi takip eden okurumuzun gönderdiği linki tıkladık.
Haber çok uzun idi.
Ama 20 Temmuz 2019 tarihli başlık şöyleydi;
“Ayasofya Camii ve 54 müze İsrail destekçisi firmaya emanet edildi”
..............
Okurumuz Osman Karataş Bey şöyle yazmaya devam ediyordu;
“Ayasofya ve diğer müzeler İsrail destekçisi İsveçli bir firma tarafından işletilmektedir. Ve yıllık 400 Milyon TL hasılat elde edilmekte ve firma ile daha 7 yıllık sözleşme bulunmakta.
Yani Ayasofya Cami yapıldığından dolayı sözleşme iptal edilecek ve firmaya 7 yıllık kira bedeli ödenecek hem de çatır çatır. Aşağı yukarı 2,8 Milyar TL.
Düşünebiliyor musunuz? Kendi müze ve ören yerlerimizi bile işletemiyoruz.
Selam ve Saygılarımla,
Osman KARATAŞ – İSTANBUL”
.............
Vallahi bu durumlar çok üzücü gelişmeler ve can sıkıcı bilgilendirmeler.
Bütün bu kadar detaylı gelişmeden Sayın Başkan’ın haberinin olduğunu tahmin etmiyorum. Ama Sayın Başkan’ın güvendiği ve teslim ettiği insanların bu yaptığının da kabul edilemeyecek derecede üzücü olduğunu görüyoruz.
Ne diyelim?
Bol bol dua edelim.
Cenab-ı Allah’ım cümlemize akıl fikir ve feraset versin inşallah.
******
BU KORONA İLE HALİMİZ NE OLACAK?
Biz bu virüs ile yaşamaya alıştık, o zıkkım da bizimle birlikte olmaya.
Şöyle kardeş kardeş gidiyoruz gibi görünse de giden canlar azalsa da yanan yürekler sönen ocakların durumunu bilen biliyor.
Acıyı yaşayan yaşıyor.
Buyurun dün sabah iki ayrı okurumuz bizimle düşüncelerini şöyle paylaşıyorlardı;
“Konya'daki vaka artışları ve hastanelerde test kitlerinin olmayışı hastaların kapıdan çevrilmesi, Covid 19’lu hastaların evlerine gönderilmesi, özel hastanelerin hasta kabul etmemesi, duyumlara göre Antalya'dan otobüs dolusu hastaların Beyhekim’e getirilmesi, yatak kapasitesinin bu yüzden dolu olduğu bir sürü şey daha...
Uğur Özteke Bey sizin yapacağınız haberin Büyükşehir Başkanı, İl Pandemi Kurulu ve Sağlık Bakanlığı nezdinde duyulması açısından çok önemli.
Lütfen Konya'nın sesi olun…”
..............
Rica ederiz efendim zaten bu haberleri yapmak böylesine zorlu bir dönemde bizim birinci görevimiz.
Hasan Elmalı isimli kardeşimiz ise aynı konu ile ilgili şöyle yazıyordu;
“Sevgili Uğur abim selamün aleyküm.
Hayırlı haftalar hayırlı işler.
Abi bu korona illetini çevremizde sık duymaya başladık. Siz biraz daha mı yazılarınızda yer verseniz. Bu iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Dünden beri çevremde duyduğum kaçıncı ölüm oldu.
Ben bu açıklanan verilere inanmaz oldum.
Testin yüzde ikisi hasta 15 ile 20 arası da ölüm.
Her gün verilen rakam bu kontrolden çıktı.
İş korkutucu boyuta dayandı, düğünler gırla gidiyor yazıklar olsun.
Selamlar hayırlı işler...”
.............
Evet yazılarımızda haberlerimiz de son derece hassas olmaya çalışıyoruz.
Bir yandan okurlarımızı ve kamuoyunu paniğe sürüklememeye gayret ederken diğer yandan da yanlış bilgiler vermemeye özen gösteriyoruz.
Ama resmi olarak açıklanan rakamlarda vefat ve vaka sayısı ne kadar inişte olursa olsun, hastalığa yakalanan ve çevremizdeki ölüm olayları devam ediyor.
Yazılarımızda çok net olmasa da bu durumu ima etmeye çalışıyoruz.
Hatta geçen gün bir okurumuzun uyarması ile sorduk da “Adam zatürreden öldü denmiş niye tabutla gömülüyor?”
..........
Elbette ülkeyi yöneten büyüklerimizin bir bildiği vardır.
Ancak bu rakamların aşağıya doğru inişte olması hepimizi belki de en başta beni ister istemez rehavete sürüklüyor.
******
ELEKTRİK KESİNTİLERİ
Dün sabah şehrin bilinen bir iş adamı AK Parti Karatay teşkilatının eski yöneticilerinden şöyle yazıyor ve bizi destekliyordu;
“Sevgili Uğur abi bugünkü köşe yazın harikaydı. Yazının özellikle de MEDAŞ kısmı. Şöyle ki Büyükkayacık Mahallesi / Selçuklu’da 1 aydır aralıklarla hep ama hep elektrik arızası ile yaşamaya çalışıyor. Arıza yeri belli trafo aniden giden elektrikten dolayı bilgisayar sistemim arızalandı maddi hasar oluştu. Rezil olduk. Defalarca söylememize rağmen elektrik arızaları hâlâ devam ediyor. Bugün 2 saat yine elektrikler kesikti. Bir umut için Tüketici Hakları Mahkemesine vereceğim MEDAŞ’ı. İnan içim yanıyor. Bu arada ben de jenaratör almak zorunda kaldım. Saygılar...”
******
SİLİFKE’DEN DE SES GELDİ
Bugünlerde Silifke’de olduğunu öğrendiğimiz sanayici bir abimiz elektrik kesintileri ile ilgili çektiklerini bizimle şöyle paylaşıyordu;
“İyi haftalar dilerim.
Bugünkü (dünkü) yazınızda MEDAŞ’tan bahsetmişsiniz. Çok hassas bir konuya değinmişsiniz. Maalesef dağıtım şirketlerinde bir vurdumduymazlık var.
Örneğin bizim bölgeye Toroslar Enerji Dağıtımı yapmaktadır.
İnanın günlük elektrik kesintisi yapılıyor. Alışılmış sözde arıza var veya arıza ihbar hattını otomatik devrede arıza giderilecek. Bu her gün arıza varsa bunda bir eksiklik var demektir.
Bu dağıtım şirketlerinin buralara yeterli yatırımı yapmadıkları aşikar görülüyor.
Bunları denetleyen kurumlar da yetersiz. Yükümlüklerini yerine getirmeyen dağıtım şirketlerinin sözleşmeleri iptal edilmelidir. Çünkü elektriğin parasını geç ödediğinde kesiyor, açma parası alıyorsun. O zaman sen de bana kaliteli elektrik vereceksin Sayın kurum.
Ben Silifke Yeşilovacık’tayım. İnanın her gün elektrik kesilir. Pardon arıza oluyor. Hava sıcak hava soğuk, rüzgar var... Mevsime göre bahaneler yapılmakta. Nasıl bir ortamda bana hizmet vereceksin? Burada özel şirketler rant olmayan yerlere yeterli yatırımı yapmıyorlar. Hatlar günün ihtiyacına göre yenilenmelidir, sorun çözülmelidir.
Hayırlı günler dilerim...”
*******
YÜCE RABBİME SONSUZ ŞÜKÜRLER OLSUN
Bugünü de gördük yaaa ne kadar dua etsek, şükretsek azdır.
Konyaspor şehrin yüzde 99’unun bittik dediği yerde son sözü söyledi.
Aslında futbolunda gizemi burada değil midir?
Konyaspor ile ilgili yine kitaplar yazılacak zenginlikte malzeme var.
Ama bu bizim işimiz değil.
Spor camiası ne yazacaksa, bu işten dersini nasıl çıkartacaksa çıkartsın.
Bu konunun önemli ya da beni ilgilendiren kısmı ile ilgili olarak iki cümle söylemek dahası teşekkür etmek istiyorum.
Spor eşittir siyasettir.
Eğer Konyaspor bugün bitti denilen noktada yeniden nefes alıp ligde kaldı ise bunda en başta Sayın Bakan Murat Kurum, AK Parti milletvekili Selman Özboyacı, AK Parti İl Başkanı Sayın Hasan Angı ve partili bazı isimler, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Uğur İbrahim Altay ve bazı isimler, ... yani kısaca AK Partili yöneticiler, bürokratlar şehir adına sonsuz minnet ve teşekkürlerimi sunuyorum
(Bunlar benim bildiklerim. Bilemediğim isimlerden de özür dilerim)..
Bir de bulundukları makamlar gereği isimlerini yazamadığımız büyüklerimiz var.
AK Parti ve Konya lobisi son yıllarda eşine benzerine az rastlanabilecek şekilde sessiz sedasız ve tek yumruk olarak Konyaspor’un hakkının göz göre göre gasp edilmemesi için direndiniz. Sonunda da başarılı oldunuz.
Burada bir şeyi daha yazmaz isem bu vebal üzerimde kalır.
Üç hafta önceye gidelim mi?
Malatya gidiyor Sivas’ı Sivas’ta yeniyordu. Ve kimseden çıt çıkmıyordu. Aynı gün Konyaspor da Antep’e mağlup oluyordu.
(O Antep’te de birileri var. Nurullah Hoca dönemini tarih yazdı. O Antepliler unutabilir ama biz de bir kenara yazdık).
Neyse o hafta sadece 2.5 milyonluk şehirde 50 kişiyi geçmeyen bir grup Konyaspor’un ligde kalacağına inanıyordu.
Ve işte o günlerde yani 11.07.2020 günü Başkan Hilmi Kulluk ile yazışıyor, yazışıyor, yazışıyorduk.
Başkanın o gün son cümlesi de şuydu;
“Çakallar ön söz yazar, Bozkurtlar son sözü söyler”...
..............
(O yazıyı o cümleyi silmedim hâlâ telefonumda duruyor. İnanmayın buyursun gelsin çayımızı kahvemizi içerken kendilerine de gösterebiliriz)
Önümüzdeki günlerde Konyaspor ile ilgili olarak tarihe not düşme adına birkaç şeye daha kısacak dokunmak istiyorum.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Acı olan mutlu olmamak değil, mutlu olabilecek iken olamamaktır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Son düdük çalmadıkça, son söz söylenmedikçe sabırlı olmayı becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.