Havalar ısınmaya devam ettikçe şehrin ve ülkenin dertleri de çoğalmaya mı başladı ne? Konu ülke meselesi ise, şehir meselesi ise amanne; ammavelakin hepimiz enerjimizi o kadar lüzumsuz işlerle meşgul ediyoruz ki… Sonuçta kendimize de yazık ediyoruz şehrimize de ülkemize de. Neyse biz hemen yazı konularımıza başlayalım.

ŞEHİRDE GÜZEL ŞEYLER

OLMAYA DEVAM EDİYOR

Öyle sırf birilerini kötülemek için kuru kuru muhalefet yapmak için şöyle çalıyorlar, böyle yiyorlar demem diyemem de.

Bu bölümde şehirden çok daha güzel bir örneği paylaşmak istiyorum.

Bir abimiz bize şöyle bir bilgi notu gönderiyordu;

Bir sitede yerde 2 tane 200 TL yani 400 lira para bulunuyor. İnsanlar sağa sola soruyorlar paranın sahibi yok. Bu kez sitenin girişine ilan asılıyor. Ve cumartesi günü itibari ile hala 400 TL’nin sahibi çıkmıyor. Bakın 400 TL. Sıcak para sıcak. Ve o parayı bulan arkadaş kimse Allah korkusu ile bunun haram olduğunun bilinci ile sitenin sorumlusuna teslim ediyor. Bizim insanımız böyle güzel işte. Helal olsun size demek istiyorum.

******

İNSAN YANINCA MI MÜDAHALE EDİLECEK?

Açık seçik net olarak söylüyorum. Bu şehirde isteyen, istediği şekilde, istediği yerde havai fişek atabilir mi?

Yine biliyorum ki bu havai fişek atmanın yeri saati polise bildirilecek. Atanın da bölgesi ruhsatı olacak. Dahası yine şöyle biliyorum ki pandemi döneminde giden Valimiz Sayın Cüneyit Orhan Toprak Bey bu havai fişek işini yasaklamıştı.

Acaba Sayın Valimiz Vahdettin Özkan Bey bu yasağı kaldırdı mı?

...........

Son günlerde şehirde havai fişek olaylarından dolayı çıkan yangınlar basına yansımış durumda. Son olarak pazar akşamı şehrin göbeğinde bir otelin bahçesinde yangın çıktı değil mi?

Büyüklerimizden özür dileyerek bu satırlarda şehir insanları için bir şey rica ediyorum.

Allah rızası için bu başıboşluğa bir son verin.

Biz basın mensupları da dahil Konyalıyı yıllardır kandırdık. Neymiş efendim “Huzur şehri” imiş. Yahu adama demezler mi yesinler sizin gibi huzur şehrini diye?

******

UĞUR BAŞKANIN BU İŞLERİN

DERİNLİĞİNDEN HABERİ VAR MI?

Bu bölümde haddimi aşmamak adına küçük bir dip not düşmek istiyorum.

Aşağıda dile getireceğimiz konu benim ilgi ve ihtisas alanım değil.

Bizi bu konuda uyaran insanlar, bizim büyüklerimiz tamamen şehrin kültür, sanat, tarih, edebiyat insanları.

Bu büyüklerimizden biri önce şu notu gönderdiler;

Sonra özetle şöyle devam ediyordu;

“Konya'yı terk etmememiz için bir sebep daha. Abi ithal biri. Konya’da bu işi yapacaksa bizler tezgahı kapatıp gidelim.

İnan abi, Uğur Başkan ayağına sıkmaya devam ediyor.

Konya abi burası Konya.

Uğur Başkan’a birilerinin bunları anlatması lazım abi.
Burası İmparatorluk Başşehri.

Bu şehirde kimse kalmadı mı? Ayıptır. Yahu bu şehrin insanları ansiklopedi yaptı ansiklopedi. Şimdi İstanbul’dan eski İstanbul Büyükşehir’in ekibi buraya gelecek. Konya adına bir şeyler yaptık diye para kazanacaklar öyle mi?

Uğur abi bunu Uğur Başkan’a iletmez isen iki yakamız sizin elinizde olur.  
Selam ve dua ile.”

..............

Bilmeyenler duymayanlar için bir kez daha yazayım.

Büyükşehir’in başkanı olduktan bir süre sonra daha Sayın Uğur Başkan ile şehir adına görüştük. Sonra bizim Sayın Başkan, kocaman Başkan olduktan sonra bırakın öyle eskisi gibi yüz yüze görüşmeyi, yazışmaz olduk.

Olsun, Uğur Başkan’a olan saygımız, sevgimiz, inancımız ilk günkü taaa o Selçuklu Belediyesinin ilk günündeki gibi devam ediyor.

Uğur Başkan; Tahir Başkan’ın koltuğuna vekaleten değil resmen oturduğu için artık bizim gibi küçük yerel gazeteciler ile görüşmesi olamaz. Zaten görüşmemeli de. Kendisi için büyük zaman kaybı olur. Enerjisini bizimle boşa götürmemeli. Mesela Sayın Başkanın Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasının ardından, Beyrut ile ilgili yaptığı o basın açıklaması da çok önemliydi. Şimdi Beyrut meselesi varken Uğur Başkan, Konya’da bizim gibi çapsızlarla mı vaktini geçirecek?

Ben Uğur Başkan’ın doğru yolda olduğuna inanıyorum.

Uğur Başkan sonuna kadar doğruları yapıyor.

Biz sadece küçük bir gazeteciyiz. Dahası gazetecilik oynamaya çalışan bir faniyiz.

Bu bölümde de sadece ve sadece Uğur Başkan’ın ve Tahir Başkan’ın çalıştığı ekibin ve o ekibin dediklerini “Uğur Başkan’a ilet yoksa vebal altında olursun” dedikleri için yazdım.

Eğer Uğur başkanı üzdük veya kızdırdık ise de özür dileriz.

................

MALİYE’DE KAYITLI KAÇ HAMAL VAR?

Bizim, sizlerin bilip bilmediği pek çok derin gönül bağımız olan dostlarımız vardır. Mesela Ahmet İçyer benim can dostumdur. Bu şehirde Ahmet İçyer’i bilmeyen tanımayan varsa bir zahmet bilgisayara girip öğrensin.

Ahmet abim mesleğinin Onursal Başkanlığına kadar yükselmiş ve bunu da bugün hâlâ Ankara’da Türkiye düzeyinde yönetenlerin arasında yer alan güçlü bir isim. Ahmet abi bizim de bir şeyler bildiğimizi sanarak şunu soruyordu?

“Hamallık hizmeti KDV indirimde maliye politikası gereği vaz geçilen verginin piyasalara ve bütçeye etkisi sence ne?

Bu indirimin hamalların sayısının artışı ile işsizliğe bir çözüm olabilir mi?

Hamallık hizmetlerinin KDV oranı % 18’den % 8 indirilmiş. Maliye kaydı olan kaç hamal var?

Kardeşim bunu öğren. Eğer sen soramazsan ben sorayım?”

Ahmet abinin bu ince sorularını iki üç defa okuduktan sonra ancak anlayabiliyordum.

Şimdi buradan büyüklerimize soralım: “KONYA’DA MALİYEYE KAYITLI KAÇ HAMAL VAR”

*******

HASTANELERDE İKİ KİŞİLİK ODA 3 BİN TL İMİŞ

Farkında iseniz korona zıkkımı ile ilgili bir şey yazmama adına hep direniyorum. Ama geçen haftadan bu yana bu bölümü yazmak için bekleyenler var.

Özel hastanelerde korona tedavisi gören hastaların ya da iki kişilik odanın fiyatı günlük 3 bin TL imiş. 

Kimsenin işine karışamayız.

Eğer yasal ise hastane 3 bin TL de alır 5 bin TL de.

Ama bu şehirde 17 Aralık gecesi en lüks otelin gecesinin 3 bin TL olduğunu sanmıyorum.

Yine birileri diyecek ki “Hadi oradan. Serbest piyasa ekonomisi bu. Sana ne? Adamın parası var ki yatıyor!”

Haklısınız.

Ama bu korona ile ilgili durum sade vatandaşa, en tepede de devlete ne kadara maliyetli oluyor bir de buna bakmak lazım diye düşünüyorum.      

Konuyu daha derin düşünmek gerekir demek istedim.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hayattan keyif almamız için lazım olan üç şey; sabır, şükür ve dua.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Havai fişek gibi yanıcı patlayıcı sıkıntılı konulara yasal zeminde bir çerçeve çizebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.